İster gelişmekte olan kitlesel pazarlarda bir ulaşım seçeneği olarak isterse mega kentlerde multimodal mobilitenin bir unsuru olarak kullanılsın, iki tekerlekli araçlara yönelik talep gittikçe artıyor. 2021’de iki tekerleklilerin yıllık global üretiminin üçte bir oranında artarak yaklaşık 160 milyon birime ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu da motosiklet teknolojisini kayda değer bir ticari etken haline getiriyor.
Merkezi Japonya’nın Yokohama kentinde bulunan Bosch İki tekerlekli Araç ve Motor Sporları İş Birimi, global motosiklet ve motor sporları pazarında ivme kazanmaya devam ediyor. İş biriminin satışları bu yıl, 2016’ya göre yüzde 20’den fazla, bir başka yönüyle pazarın iki misli oranında artış kaydetti. Bosch, 2020’de motosiklet teknolojileriyle bir milyar avro satışa ulaşmayı hedefliyor. Şirket iki tekerlekli araçlarda ve motor sporları araçlarında sürücü destek sistemleriyle bağlanabilirlik çözümlerinin yanı sıra modern güç aktarma sistemi ve elektrifikasyon sistemleri de sunuyor.
Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, “Kentleşme ve sürdürülebilirlik gibi mega trendler bugün bildiğimiz şekliyle mobiliteyi ve motosikleti temelden değiştirecek” derken, Bosch teknolojilerinin geleceğin motosikletini yaptığını, önce daha güvenli, sonra da güç aktarma sistemini daha verimli hale getirdiğini vurguladı. Bosch’un gelecekte mobiliteyi kazasız, stressiz ve emisyonsuz bir hale getirmeyi öngören vizyonu, motosikletler için de geçerli bulunuyor.
Bağlanabilirlik: Sürüş güvenliğinin gelişiminde bir sonraki adım
Bosch’un amaçlarından biri, sürüşü kazasız hale getirmek. Bosch’ta iki tekerlekli araçların güvenliği eBike’tan başlıyor. eBike’lar için ilk kez üretilen kilitlenmeyi önleyen (antilock) fren sistemiyle Bosch sürücü destek sistemlerinin iki tekerlekli araçlardaki başarı hikâyesi devam ediyor. Bu sistemle fren mesafesi kısaltılıyor ve gidonun üzerinden takla atarak düşme riski azalıyor.
Bosch kaza araştırmaları çalışmasına göre, tüm bisikletlere ABS sistemi takılması durumunda, pedelec’lerle yapılan kazalar yaklaşık dörtte bir oranında azaltılabilecek. Bosch motosiklet teknolojilerinde dünyanın önde gelen tedarikçisi olarak; ABS, MSC (Motosiklet Stabilite Kontrolü) ve yan görüş desteği gibi motosiklet sürücü destek sistemlerini pazarda yerleştirdi. Öte yandan, daha güvenli sürüş için yenilikçi teknolojiler geliştirme imkânı da hala devam ediyor. Dr. Hoheisel; “Gelecek için vizyonumuz bağlanabilirliği kullanarak kazaları daha oluşmadan önlemek. Otonom ve ağa bağlı sürüş teknolojileri otomobillerin inanılmaz bir hızda gelişmesini sağlıyor. Gelecekte motosikletlerin de mobiliteyle ilgili güçlükleri aşması isteniyorsa aynı teknolojiye erişim sağlamak gerekiyor” dedi.
Bosch bu nedenle sürücülerin araçlarla, altyapıyla ve genelde diğer sürücülerle iletişim kurmasını sağlayan, dijital koruma kalkanı gibi bağlanabilirlik sistemleri oluşturuyor. Bu sistem, motosikletlerle otomobillerin birbirleriyle konuşmasını sağlıyor. Sürücüler ya da araçlarındaki sensörler, bir motosikleti daha görmeden çok önce bu teknoloji onlara bir motosikletin yaklaşmakta olduğunu haber veriyor ve daha defansif bir sürüş stratejisi izlemelerini sağlıyor. Sürücünün ağa bağlı ve güvende olmasını sağlayan bir diğer çözüm olan Connected Horizon, sürücüleri ilerideki virajın arkasına bakıp olası tehlikeler hakkında önceden uyarıyor. 2025 yılına gelindiğinde dünya genelinde yeni ruhsat alan motosikletlerin yüzde 70’inin ağa bağlı olacağı öngörülüyor.
eScooter’ların geleceği parlak
Bosch’ta yalnızca bağlanabilirlik değil, elektromobilite de ivme kazanıyor. Önümüzdeki yıllarda eScooter’lar gibi hafif elektrikli araçlar pazarının yaklaşık yüzde 40 büyüyeceği tahmin ediliyor. Çalışmalar, 2020’de dünya genelinde bu tip araçlardan yaklaşık 100 milyon adet üretileceğini gösteriyor. Dr. Hoheisel, “Elektromobilite küçük araç segmentlerinde çok daha hızlı artacak. Elektrikli küçük araçların dünya genelinde geleceği çok parlak” diyor.
Bosch işte bu nedenle Govecs Schwalbe veya AIMA eScooter gibi dört, üç ve iki tekerlekli hafif araçların elektrifikasyonunu sağlayacak ölçeklendirilebilir güç aktarma sistemleri geliştirdi. Bu sistemlerde bir motor, kontrol ünitesi, batarya, şarj cihazı, ekran (HMI) ve bağlanabilirlik kutusu ile sürücünün akıllı telefonunun araçla bağlantısını sağlayan bir interaktif uygulama yer alıyor.
Bosch’un elektrikli güç aktarma sistemi çözümleri 0.25 ile 20 kW arasındaki tüm sınıflar için ölçeklendirilebiliyor. Araç üreticileri hızla entegre edilebilen geniş kapsamlı bir sistem çözümünden yararlanıyorlar ve bu aynı zamanda geliştirme çabalarını kolaylaştırıyor. Ayrıca hem üreticiler hem de şehirlerinde elektrikli sürüş isteyenler için karmaşıklığı, varyantları ve maliyeti azaltıyor. Bir diğer avantaj da küçük araçların yalnız emisyonları değil, gürültüyü de azaltıyor olması.
Bosch elektrikli mobilite konusundaki çalışmalarını artırırken, elektronik motor yönetimi çözümleriyle içten yanmalı motorları iyileştirmeye de devam ediyor. Bu çözümler iki tekerlekli araçların ve motor sporları araçlarının Euro 5 ve BS 6 (Bharat stage) gibi salımlarla ilgili en son mevzuata uymalarını sağlıyor ve en yeni işlevselliklerle artan performansa yönelik talebi karşılarken, CO2 salımlarını da azaltabiliyor.
FASELİS