İzmir Kültürpark Tenis Kulübü Başkanı ve Veteran Oyuncu Server Uyaroğlu ve Gazi Hastanesi'nde görevli Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Alp Varılsüha, kadınların en çok rağbet ettiği sporlar arasında yer alan tenis hakkında bilinmeyenleri anlattı.
“Alışveriş yerine spor yapın”
İzmir Kültürpark Tenis Kulübü Başkanı Server Uyaroğlu, tenisin depresyona iyi geldiğini ve kendisi için de sporun antidepresan rolü oynadığını söyleyerek, “Korta girdiğim zaman her şeyi unutuyorum. Çocuk oluyorum. Tatlı bir yorgunluk yaşıyorum. Mutlu oluyorum. Spor olarak tenisi kadınlara öneriyoruz. Çünkü tenis, bir kişi bulduğunuz zaman yapabileceğiniz bir spor. Sağlıklı olduğunuz sürece tenis oynayabilirsiniz. Gelişmeye açık ve keyifli bir spor. Hücrelerinizin her noktasına oksijen işliyor. Alışveriş yapmak kadınlara fiziksel fayda sağlamıyor ama sporda hem para harcamıyorsunuz hem de oksijen alıyorsunuz” diye konuştu.
"Spor yapan anne spor yapan çocuk demektir"
Tenisin odaklanmayı kolaylaştıran bir spor olduğunu belirten Uyaroğlu, bu spor dalının konsantrasyon bozukluklarına iyi geldiğini belirtti. Uyaroğlu, “Tenis, çocuklarda hiperaktivite ve dikkat eksikliğini önlüyor. Yetişkinlerde ise odaklanmayı kolaylaştırıyor. Spor yapan anne, spor yapan çocuk demektir. Ebeveynlerden biri spor yapıyorsa çocuk da spora yöneliyor. Spor yapmak, kişilerin mücadeleci bir ruha sahip olmalarını sağlar. Spor yaptıkça daha fazlasını ister ve en iyi olmak istersiniz. Profesyonel olmak istiyorsanız en iyi olmak zorundasınız. Hiçbir şey sizi durdurmamalı” dedi.
“Kemik erimesini sporla engelleyebilirsiniz”
Gazi Hastanesi'nde görevli Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Alp Varılsüha ise, kadınların yarısından fazlasında görülen kemik erimesi hastalığının tedavisi olmadığını, hastalıktan korunmak için spor yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Kemik erimesinde tedavi başarılı olamadığı için bu hastalığı engelleyebilmek önemlidir. Hastalığı önleyebilmek için ergenlik yıllarından başlayarak önlemler almak gerekiyor. Çünkü kemik yoğunluğu kadınlarda, 12-14 yaş arasında, yavaş yavaş en tepe noktaya çıkıyor. 17-18 yaşlarında kemik yoğunluğu, kadının hayatında görebileceği en yoğun seviyeye gelmiş oluyor. Kemikleri güçlü tutabilmenin; beslenme, genetik kod, sportif aktivite dozu gibi belirleyici bir sürü faktörleri var. Bu sebeplerden bazılarını değiştirmek mümkün değil. Örneğin; kişinin genetik yatkınlığı varsa bu durumu değiştirmek mümkün değil. Sportif aktivite ve beslenme kalitesi kemik erimesi riskini düşüren etkenlerdir. Kemik sağlamlığı, 18-20’li yaşlardan sonra neredeyse her sene yavaş yavaş kayba uğramaya başlıyor. Menopoz sonrası bu erime birden bire hızlanıyor. 20 yaşına kadar olan dönemde, kalsiyum destekli bir beslenme ve spor aktivitesi olabilecek en yoğun kemik yapısına ulaşmasını sağlıyor. Genç yaşlarda başlanan spor, osteoporozdan korunma açısından oldukça önemli” şeklinde konuştu.
Op. Dr. Varılsüha ayrıca sporcu bir kişiliğe sahip olmanın yaşamın tümüne sportif bakmayı, daha adil ve daha mücadeleci bir ruha sahip olmayı öğrettiğini aktardı.
"Hayata bakış açıları değişir"
Dr. Alp Varılsüha, özellikle kadınların spor yapmasının sağlıklı kalabilmeleri ve sporcu bir nesil yetişmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Varılsüha, “Kadınlar, spor yaptıkça güzelleşir ve fiziksel açıdan çok daha sağlıklı hale gelirler. Hayata bakış açıları değişir. Çevresine örnek olur ve daha sportif bir neslin yetişmesine yardımcı olur. Bütün kardiyo sporlarının hepsinde antidepresan etkisi vardır. Bu da kadınların gülümsemesine ve pozitif olmasına imkan tanır” diyerek, doğru ekipman kullanılarak, sakatlıkların önüne geçilebileceğini söyledi.
İHA