Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, panik atağın bir anda ortaya çıkan, kişide hayati tehlike duygusu oluşturan bir durum olduğunu belirterek, “Sadece panik ataklarla devam eden hastalığa panik bozukluk denir. Panik bozuklukta; iyi hissedilen zamanlarda, tekrar panik atak gelecek korkusu yoğun olarak yaşanır. Yani panik ataklar hayatının önemli bir parçası olmuştur. Panik atak esnasında kişi şiddetli kalp çarpıntısı, nefes almada güçlük, boğulma hissi, terleme, titreme, uyuşma, nefesinden kesilme hissi yaşar. Bunun dışında delirme korkusu, kontrolünü yitirme duygusu meydana gelir. Bayılma hissi, etrafın yabancılaşması ve kendine yabancılaşma olabilir. Bunlar kişiyi dehşete düşürür, çaresiz bırakır.
Tedavi için kişi, birçok defa acil servise başvurur. En son olarak psikiyatriste gelir. Hastalar için en zor olan, ilaçları kullanma kısmıdır. İlaçların da kendisinde panik atak oluşturma ihtimalini düşünerek, ilaç kullanmak istemezler” dedi.
Panik bozukluk tedavisinde yüzde 70 oranında önemli başarılar sağlandığını dile getiren Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, panik bozukluk tedavisi hakkında şunları söyledi:
“İlaç Tedavisi: Bir kısım panik bozukluk hastası için ilaç kullanmak zorunludur. İlaçlarla ilgili, birçok yanlış bilgi vardır. Hepsinin bağımlılık yaratacağı düşünülür. Oysaki az bir kısım ilaçta bağımlılık riski vardır. İlaçların panik atakları artırma riski yoktur. Sadece ilaçların etkisi 2-3 haftadan erken başlamadığı için; bu dönemde kişi, gene panik ataklar yaşayabilmektedirler.
Psikoterapi: Panik bozukluk hastalarında uygulanan psikoterapi (konuşma tedavisi) oldukça faydalı olabilmektedir. Bir kısım psikoterapilerde, psikoterapist hastaya ödevler verebilir.
Nefes egzersizleri: Panik ataklar esnasında nefes egzersizleri oldukça etkindir. Ancak daha önce hiçbir egzersiz yapmamış, sadece atak esnasında yaparsa çoğunlukla başarısız olur. Bu nedenle atak dışında da egzersiz yapılmalıdır. Nefes egzersizinde kişi derin nefes alıp içinde 5 saniye tutup tüm nefesini boşaltır. Nefes burundan alınıp ağızdan verilir. En az 10 kez yapılır.
Bilgilenmek: Kişiye panik atağın ne olduğu öğretilir. Bu atakların ona zarar vermeyeceği, ölmeyeceği, çıldırmayacağı ya da kontrolü kaybetmeyeceği anlatılır. Bunun yanında; tedavinin başlarında, her şeye rağmen panik ataklar gelebileceği konusunda bilgi verilir.
Alkol uyuşturucu maddelerden uzak durmak: Bir kısım hastanın panik atağı, uyuşturucu kullanırken oluşmakta ya da artmaktadır. Bu nedenle uyuşturucu kullanmak panik atakları artırır. Alkol kullanımı sonrasında; özellikle bir gün sonra, kişide panik atak oluşabilir.
Fiziksel egzersiz: Haftada 5 gün, en az 30 dakika orta şiddette egzersiz (koşma, bisiklete binme, yüzme), faydalı olmaktadır. Orta şiddette egzersiz; nabzın 120’nin üzerine çıkması gereken egzersizlerdir. En az 10 hafta, bu egzersiz yapılmalıdır.”
İHA