Türkiye, Japonya, İsrail ve Yunanistan Periton Kanser Merkezleri işbirliği ile ‘1’inci Peritoneal Kanser Tedavilerine Güncel Yaklaşımlar’ sempozyumu İstanbul’da gerçekleşti. Türkiye’nin Japonya ile bağlantılı ve patentli Periton Kanser Merkezi’nin ilk uluslararası katılımlı bilgilendirme toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Genel Cerrahi Doçenti ve Moleküler Onkoloji Doktoru Emel Canbay, “Türkiye’de bir ilk olarak kendi grubumuzun Periton Kanser Merkezi’nin toplantısını yapıyoruz. Bu medikal onkologlarla, gastroenterologlarla, jinekolojik onkolojik cerrahi yapan Kadın Doğumcu’larla, genel cerrahlarla ve diğer multidisipliner anestezi, yoğun bakım doktorlarıyla bir arada alınacak konsensus.

Ülkemizde bu işlemin standardını sağlayabilmek, bu işlemden fayda görecek hastaların doğru yerlere refere edilebilmesini sağlayabilmek amacımız. Bu hastalar bizden haberdar olsun istiyoruz çünkü konvansiyonel yöntemler ile kanser tedavisinde başarı oranlarımız düşük, bu yöntem için uygun hasta seçimi ve doğru uygulandığı takdirde kanserde tedavi oranları artıyor veya yaşam süreleri uzatılıyor. Tüm dünyada 30 yıldır uğraşılıyor. Türkiye’de bunun merkezini oluşturduk. Türkiye’nin Japonya ile bağlantılı ve patentli Periton Kanser Merkezi’nin ilk uluslararası katılımlı bilgilendirme toplantısını gerçekleştiriyoruz” dedi.

Bu teknikte ulusal standardı oluşturmayı hedeflediklerini ifade eden Doç. Dr. Canbay, “Bizim amacımız ulusal standardı oluşturmak. Çünkü bu teknik uzun bir öğrenim eğrisi gerektiren, cerrahi olarak zor bir teknik, var olacak komplikasyonları ve ölümleri ancak bir standartla önleyebiliriz. Yetişen genç cerrahlara, bu konu ile ilgilenenlere doğru bir referans noktası olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“İlk cerrahi müdahale de bu yöntem hastaya uygulanmaktadır”

İlk cerrahi müdahale de bu yöntemin hastaya uygulanmakta olduğunu söyleyen Canbay, “Özellikle Psödomiksoma Peritonei hastlarına, periton mezotelyomalarında ve kolon ve rektum kanserinin, mide kanserinin ve over kanseri hastalarında peritona yayılma var ise bu tedavi ilk cerrahi müdahale esnasında uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.

Sıcak kemoterapi merkezini 2013 yılında Japonya’da eğitim aldığı merkez ile bağlantılı olarak Türkiye’de oluşturduklarını belirten Canbay, “İlk başta devlet hastanelerinde başlayan bu prosedür daha sonra özel bir uygulama alanı buldu. Sıcak kemoterapi ameliyat esnasında karına yayılma ihtimali olan tümörlerin yayılmasını engelleyen ya da minimal yayılım gösteren bu hastalıkların tedavisi için hakikaten bir umut kaynağı. Sıcak kemoterapi yöntemi Türkiye’de çok yanlış biliniyor. Son aşamaya gelmiş hastalara uygulanan bir tedavi olarak sunuluyor. Bu değil, hastalar ilk cerrahiye aday olduğunda cerrahi yapılabildiği anda tamamen tümör alındığında eklenir ise hastalar fayda görüyor. 30 yıldır yapılan çalışmalar bize bunu net olarak gösterdi ki, kolon, rektum kanseri hastaları, mide kanseri hastaları, yumurtalık dediğimiz bizim Over kanseri hastalarının evre 3C grubu ve primeri peritonlardan başlayan ve karın içine salgı yapan sıvı ya da müsinöz sıvılar salgılayan Psödomiksoma Peritonei gibi tümörlerin tedavilerinde hakikaten kullandığında tedaviye götüren bir yöntem” dedi.

“Geç kalındığında fayda etmiyor”

Sıcak kemoterapi yönteminden fayda görmek için hastaların geç kalmamaları gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Canbay,”Kolon, mide, yumurtalık kanseri, psödomiksoma Peritonei, Periton mezotelyoması, küçük yuvarlak hücreli desmoid tümörler ve Primeri Periton olan hastaları bu tedaviden fayda gören grup. Geç kalındığında fayda etmiyor. Onun için biz hastaları ameliyat olmadan görmeyi öneriyoruz. Eğer cerrahi esnasında sıcak kemoterapiyi yapamazsanız daha sonrası için bu tedaviler eklenemiyor. Öğrenim eğrisi 180 ameliyat olarak standardize edilmiş olan bu grup hata sayımız 80 kişiyi aştı. Erken dönemde gelen ve bunu uyguladığım hastalarımız hakikaten tedaviden fayda gördü. Hastaların sağ kalımları artıyor ve kesinlikle tedavide ciddi bir başarı elde ediliyor. Son aşamada gelen hastalara ne yazık ki bir şey yapamıyorsunuz sadece onlarda bizim palyasyon dediğimiz yardım etme amaçlı tedaviler ile yaşam kalitesinin arttırlmasına katkımız olabiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.