Sağlıksız beslenme, stres, hareketsiz yaşam biçimi gibi birçok etkenle dünya genelinde kalp hastalıklarının etkilediği kişi sayısı ciddiyetini koruyor. Kalp ve damar hastalıklarının ölüm nedenlerinde ilk sırada yer aldığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Zor, kadınların kalp hastalıklarını ciddiye almadığına dikkat çekti. Dr. Zor, “Amerikan istatistiklerine göre her yıl yaklaşık 500 bin kadın kalp enfarktüsü geçiriyor, 250 bin kadın ise koroner arter hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor” dedi. Dr. Ayşegül Zor, “Türk Kardiyoloji Derneği’nin Tek Harf çalışmasına göre ise koroner hastalığı nedeniyle ölümler 45-75 yaş arasında erkeklerde binde 8, kadınlarda binde 4.3” şeklinde konuştu.

Belirti farkı tanıyı geciktiriyor

Kadınlar ve erkekler arasındaki en önemli farkın hastalığın belirtileri olduğunu söyleyen Dr. Ayşegül Zor, “Koroner arter hastalığı olan kadınlar ve erkekler benzer şekilde göğüs ağrısı şikayetiyle hekime başvuruyorlar. Kadınlarda erkeklerden farklı olarak göğüs ağrısı dışında, nefes darlığı, bulantı, terleme, değişik karakterdeki göğüs ağrısı, yorgunluk, hazımsızlık, bayılma gibi şikayetler de görülebiliyor” dedi. Hastaların bu belirtilerin altında başka nedenler aradığını anlatan Dr. Zor, “Bu nedenle kadınlarda erken tanı şansı kaybedilebiliyor. Kalp krizi geçiren kadınlar bile çok geç acile başvuruyorlar. O zaman da balonla, stentle açılma şansı kaybedebiliyor” diye konuştu. Dr. Zor, bypass, stent gibi cerrahi işlemler sonrasında iyileşme sürelerinin kadınlarda daha uzun olduğunu da sözlerine ekledi.

Semptomlar kadınlarda 10 yıl gecikmeli

Koroner arter hastalığı semptomlarının kadınlarda erkeklere oranla 10 yıl gecikmeli olduğuna dikkat çeken Dr. Zor, “Semptomlar kadınlarda özellikle menopozdan 5-6 yıl sonra görülmeye başlarken, erkeklerde ise 40’lı yaşlardan itibaren görülüyor. Bunun nedeni tam olarak bilinmese de menopoz öncesi kadınlarda endojen östrojen hormonunun koruyucu etkilerine bağlanıyor” dedi.

Kalp yetersizliği olanların yüzde 51’i kadınlar

Kalp yetersizliğinin kadınlarda da erkeklerde de hastaneye yatışların en önemli sebebi olduğunu vurgulayan Dr. Ayşegül Zor “Kalp yetersizliği olanların yüzde 51’ini kadınlar oluşturuyor. Kalp yetersizliğindeki risk faktörleri arasında hipertansiyon, koroner arter ve diyabet bulunuyor. Diyabet damarlarını bozmasa da kalbin gevşeme ya da kasılma fonksiyonlarını bozarak soruna neden oluyor. Tüm kalp yetersizliği hastalarının büyük çoğunluğunu gevşeme bozukluğu olan hastalar oluşturuyor. Bu hasta grubunun yüzde 65’ini ise kadınlar oluşturuyor” dedi.