Acıbadem Kayseri Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. İnci Sak, uyuz hastalığının en önemli belirtisinin özellikle sıcak havada ve gece saatlerinde artan şiddetli kaşıntı olduğuna dikkat çekerek, “Hastalık tedavi olmadan, kendiliğinden geçmez” dedi.
Uyuz hastalığı hakkında bilgiler veren Dr. Sak, hastalığın özellikle toplu yaşanan yerlerde hızla bulaştığını söyleyerek belirtileri hakkında konuştu. Sak, “Uyuza yakalanmış kişilerde kaşıntının yanı sıra vücutta meydana gelen döküntüler ve kızarıklıklar da hastalık belirtisi olabilir. Uyuz, sarkoptes skabiyez isimli, mikroskobik olarak 8 bacaklı olan akarların neden olduğu paraziter bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu akarların dişilerinin derinin üzerinde yumurtalarını bırakması ile oluşur ve bu yumurtalara karşı gelişen alerjik döküntülü bir reaksiyondur” dedi.
Uyuz hastalığının deriden deriye uzun süreli temas ve çarşaf, pijama, havlu ve kıyafet gibi eşyaların ortak kullanılmasıyla bulaştığına dikkat çeken Dr. Sak, “Uzun süreli temas, el ele tutuşma, beraber banyo yapmak ve aynı yatakta uyumak gibi temas durumlarında bulaşma riski fazladır. Uyuz hastalığı özellikle toplu yaşanan yerlerde, huzurevinde yaşayan insanlarda, kreşlerde bulunan çocuklarda, kışladaki askerlerde, öğrenci yurtlarında ve engelli bakımevlerinde sıkça karşımıza çıkar. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler bu hastalıkta risk altındadır” diye konuştu.
“Sıcakta ve geceleri kaşıntı artar”
Dr. Sak, uyuz hastalığının en önemli belirtisinin ’şiddetli kaşıntı’ olduğunu vurgulayarak, “Kaşıntının geceleri artması çok önemli bir ayırt edici noktadır. Sıcakta ve geceleri yumurtanın açığa çıkmasıyla kaşıntı artar. Bunun dışında vücutta çeşitli döküntüler ve kızarıklıklar meydana gelebilir. Özellikle kaşımaya bağlı çeşitli izler ve deri üzerinde tünel dediğimiz küçük ince çizgiler oluşabilir. Bu tüneller parazitlerin oluşturduğu deri altındaki yuvalardır" dedi.
"En çok karın, genital bölge ve ellerde görülür"
Uyuz hastalığına tanı konulabilmesi için bir dermatoloji uzmanının muayenesinin gerektiğinin altını çizen Dr. İnci Sak, "Hekim kontrolü şart. Çünkü derideki akarların belirtisini saptamak için bir mikroskop yardımı gerekmektedir. Bazen gereken durumlarda deri kazıntısı alınarak, parazit incelemesi yapılabilir” diye konuştu. Dr. Sak, uyuz hastalığının en çok gövdede karın, genital bölge, el bilekleri, el parmak araları gibi bölgeleri tuttuğunu, bunun dışında diz ve dirsek gibi kıvrım bölgelerini sevdiğini, ancak çocuk ve yaşlılarda da baş, boyun bölgesi ve el içi, ayak tabanı gibi bölgelerde de görülebildiğini dile getirdi.
“Kendiliğinden vücudu terk etmez”
Dr. Sak, uyuz hastalığının kendiliğinden insan vücudunu terk etmediğinin altını çizerek hastalığın tedavisiyle ilgili şunları söyledi:
“Mutlaka tedavide reçeteli ilaçlar kullanmamız gerekmektedir. Özellikle permetrin içeren losyonlar, sülfürlü kremler gibi çeşitli krem ve losyonlar uyuz tedavisinde ilk tercih edilen ajanlardır. Genellikle bu losyonlar akşam vücuda sürüp, sabaha kadar vücutta kalması şeklinde uygulanır. 10-14 saat vücutta kaldıktan sonra banyo yapmak şarttır.”
“Uyuz paraziti 3 güne kadar yaşayabiliyor”
Banyodan sonra ayrıca çarşaflar, pijamalar, iç çamaşırları gibi eşyaların yüksek ısıda yıkanması gerektiğine değinen Dr. Sak, “En az 60 derecenin üzerinde yıkanmasını öneriyoruz. Çünkü bu çarşaflarda ve kıyafetlerde uyuz paraziti 3 gün kadar yaşayabilmektedir. Çamaşırların yıkandıktan sonra ütülenmesini tavsiye ediyoruz. Ütülenemeyecek, yıkanamayacak durumdaki koyu renkli giysilerin de temiz bir poşette bir hafta süreyle kapalı bir şekilde kalmasını öneriyoruz. Bu sayede akarlar ölmektedir" ifadelerini kullandı.