Cinsel sağlığın kişilerin özellikle dikkat etmesi gereken ve kişinin hayata olumlu bakışında büyük etkisi olan özel bir konu olduğunu belirten Dr. Süleyman Eserdağ, genital estetik alanındaki gelişmeler sayesinde özellikle kadınların yaşadığı hem kendilerini hem de eşlerini mutsuz eden sorunların geride kalmaya başladığını ifade etti. Eserdağ, genital bölge ile ilgili ilk bilimsel yayınların 1970’li yılların sonlarından itibaren yapılmaya başlandığını belirterek, o tarihlerden bu yana pek çok başarılı yeni uygulama sayesinde kadınların hem estetik hem de işlevsel yönden bu tür operasyonları talep eder hale geldiğini bildirdi. Eserdağ, genital estetikle ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu alanda genital bölge ile ilgili yapılan pek çok ameliyatlar ve cerrahi olmayan bazı prosedürler bulunuyor. Ülkemizde bu kavram daha çok ‘vajina estetiği’ olarak biliniyor. Genital bölge estetiği ile ilgili ameliyatlar buranın anatomik bölgesi açısından jinekolog hekimler ve estetik operasyon grubunda yer aldığı için plastik cerrahlar tarafından uygulanmakta. En sık yapılan operasyonlar arasında iç dudak estetiği (labioplasti), vajina daraltma (vajinoplasti) ve doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi (perineoplasti) yer alıyor. Bu operasyonları büyük dudakları germe, küçültme, büyük dudakları yağ enjeksiyonu ile dolgunlaştırma, G noktası büyütme gibi işlemler izliyor. Ayrıca lazer ile vajina daraltma, radyofrekans ile vajinal kanal sıkılaştırma ve dış genital bölgenin düzeltilmesi, genital PRP ile cinsel haz ve orgazm problemlerinin giderilmesi gibi uygulamalar da cerrahi olamadığı için komplikasyon oranları oldukça düşük olan oldukça yeni prosedürler arasında yer alıyor.”
Estetik olarak memnuniyetsizlik oluşturan görüntünün cinsel birliktelik esnasında partnere karşı utanma, endişe ve konsantre sıkıntılarına yol açtığına dikkat çeken Op. Dr. Eserdağ, “Kadın genital organının iç dudaklarının kısa olması, dış dudaklardan dışa çıkan sarkmanın tamamen giderilmesi ABD’deki yeni popüler ismi ile ‘barbie görünüm’ olarak biliniyor. Bu şekilde kadınlar hem psikolojik hem de fiziksel açılardan kendilerini çok daha iyi hissettiklerini ifade ediyorlar. Bu görünüm elbette her kadının tercihi değil. Bazı kadınlar ise doğal bir görünümden yana. Yalnızca iç dudakların dışta kalan esmerleşmiş kısımlarının çıkarılmasını, çok fazla dokunun alınmamasını tercih ediyorlar.”
Eserdağ, uygun bir cerrahi teknikle yapıldığında fazlaca bir doku çıkarılmasının bilinen olumsuz bir yan etkisi olmadığını da vurguladı.
“Bu alanda genital bölge ile ilgili yapılan pek çok ameliyatlar ve cerrahi olmayan bazı prosedürler bulunuyor. Ülkemizde bu kavram daha çok ‘vajina estetiği’ olarak biliniyor. Genital bölge estetiği ile ilgili ameliyatlar buranın anatomik bölgesi açısından jinekolog hekimler ve estetik operasyon grubunda yer aldığı için plastik cerrahlar tarafından uygulanmakta. En sık yapılan operasyonlar arasında iç dudak estetiği (labioplasti), vajina daraltma (vajinoplasti) ve doğum dikiş izlerinin düzeltilmesi (perineoplasti) yer alıyor. Bu operasyonları büyük dudakları germe, küçültme, büyük dudakları yağ enjeksiyonu ile dolgunlaştırma, G noktası büyütme gibi işlemler izliyor. Ayrıca lazer ile vajina daraltma, radyofrekans ile vajinal kanal sıkılaştırma ve dış genital bölgenin düzeltilmesi, genital PRP ile cinsel haz ve orgazm problemlerinin giderilmesi gibi uygulamalar da cerrahi olamadığı için komplikasyon oranları oldukça düşük olan oldukça yeni prosedürler arasında yer alıyor.”
Estetik olarak memnuniyetsizlik oluşturan görüntünün cinsel birliktelik esnasında partnere karşı utanma, endişe ve konsantre sıkıntılarına yol açtığına dikkat çeken Op. Dr. Eserdağ, “Kadın genital organının iç dudaklarının kısa olması, dış dudaklardan dışa çıkan sarkmanın tamamen giderilmesi ABD’deki yeni popüler ismi ile ‘barbie görünüm’ olarak biliniyor. Bu şekilde kadınlar hem psikolojik hem de fiziksel açılardan kendilerini çok daha iyi hissettiklerini ifade ediyorlar. Bu görünüm elbette her kadının tercihi değil. Bazı kadınlar ise doğal bir görünümden yana. Yalnızca iç dudakların dışta kalan esmerleşmiş kısımlarının çıkarılmasını, çok fazla dokunun alınmamasını tercih ediyorlar.”
Eserdağ, uygun bir cerrahi teknikle yapıldığında fazlaca bir doku çıkarılmasının bilinen olumsuz bir yan etkisi olmadığını da vurguladı.
İHA
