Düşme ve çarpmaya bağlı diş travmalarının özellikle 1-3 yaş arası ve okul çağındaki çocuklarda sıklıkla görülen bir vaka olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Pınar Karataban, “Hem aile hem de çocuk için son derece stresli ve can sıkıcı geçen bu süreçte ailenin her şeyden önce soğukkanlı davranabilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“Çok dikkatli ve titiz davranılmalı”
Yrd. Doç. Dr. Karataban, “Çocuk bir yerden düşer ya da ağzını bir yere çarparsa ve kanama varsa öncelikle kanamanın kontrol altına alınması lazım. Bunun için, yara bölgesi eğer kirliyse önce ılık su ile hafifçe yıkanıp temiz bir bez ile kanayan bölgeye baskı uygulanmalı. Daha sonra, çocuğun ağzını dikkatli bir şekilde kontrol edip dişlerde kırılma ya da yerinden çıkma olup olmadığına bakılmalı. Kontrol sırasında son derece dikkatli ve titiz davranmak, hem çocuğun canının yanmaması, hem de hijyen açısından son derece önemli. Eğer kırık diş parçası var ise bunun çocuğun soluk borusuna kaçabileceği ihtimalini düşünerek ağız içi dikkatlice temizlenmeli” dedi.
“Hızla diş hekimine başvurulmalı”
Yapılan müdahalenin hızlı ve doğru olmasının çocuğun ağız ve diş sağlığı açısından büyük önem taşıdığını, dikkatlice ve zorlamadan yapılan ilk müdahalenin ardından derhal bir diş hekimine veya ulaşılabiliyorsa pedodontiste (çocuk diş hekimi) başvurulması gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Pınar Karataban, “Çocuk eğer ‘süt dişlenme dönemi’ dediğimiz 6 ay ile 6 yaş arasında ise ve süt dişi ya da dişleri yerinden tamamıyla çıkmışsa, dişleri yerine geri yerleştirmeye çalışılmamalı. Ancak dişlerde eksilme değil de öne ya da arkaya doğru yer değiştirme söz konusu ise, mümkünse en kısa zamanda dişler doğru pozisyona getirilmeli ve derhal bir pedodontiste (çocuk diş hekimi), üniversite hastanelerinin çocuk diş hekimliği bölümlerine ya da en yakın diş hekimine başvurulmalı. Dişlerde çene kemiğinin içine doğru gömülme var ise gömülen süt dişlerinin köklerinin kalıcı diş tomurcuklarına zarar verme ihtimali söz konusu olabilir. Ancak süt dişleri, birkaç hafta içinde kendiliğinden eski yerlerine sürebilirler. Kalıcı dişlerde ise tedavi planı dişlerin kemiğe gömülme miktarına göre değişiklik gösterir. Cerrahi ya da ortodontik olarak dişlerin ideal pozisyonuna getirilmesi gerekebilir. Başvurulan diş hekimi hem klinik hem de radyografik muayene ile en uygun tedavi seçeneklerini belirler” diye konuştu.
“Tetanoz aşısı gerekebilir"
Travma geçiren çocuğun 6 yaş ve sonrası kalıcı dişlenme döneminde olması durumunda yine vakanın durumuna göre müdahale edilmesi gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Pınar Karataban, “Söz gelimi eğer dişlerde kırık varsa ve kırık parça bulunabilecek durumdaysa bulmak, dişin yerinden köküyle birlikte fırlaması durumunda kök yüzeyine dokunmadan, dikkatli bir şekilde, dişin ‘kron’ denen ağızda görünen kısmından tutarak almak ve akan su altında ovalamadan tutup birkaç saniye yıkamak gerekir” diye konuştu.
Diş hekimine ulaşmanın zaman alacağı bir durumda, yerinden köküyle birlikte çıkmış dişi hızlı bir şekilde soketine (kemik boşluğuna) geri yerleştirmenin dişin kurtulma olasılığını artıracağını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Karataban, “Kısa sürede diş doktoruna ulaşabiliyorsak, diş ya da kırık diş parçasını vakit kaybetmeden, bulunabiliyorsa eczaneden alınacak serum fizyolojik içine, bulunamıyorsa süt içerisine koyarak, kısacası dişi nemli bir ortamda tutarak, acilen bir pedodontiste ya da diş hekimine gidilmeli” dedi. Eğer yaralanma sokak gibi kirli bir ortamda gerçekleştiyse ve çocuğun tetanoz aşısı yenileme zamanının üzerinden 5 yıl geçmişse, tetanoz aşısı olması gerekebileceğini de sözlerine ekledi.
İHA