Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nedim Arda, insan vücudunda mikroplara karşı ilk savunma yerinin vücudun çeşitli yerlerinde bulunan lenfoid dokular olduğunu belirterek, “Geniz eti ve bademcikler de bu lenfoid doku sisteminin bir parçasıdır.
Bu iki organın mikroplara karşı olan cevabı kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazı kişilerde mikroplara karşı cevap olarak büyüyen bu dokular mikrop etkisiz hale geldikten sonra küçülürken, bazı kişilerde bu küçülme olmaz ve normalden büyük kalırlar. Dolayısı ile burundan nefes almayı engelleyip, özellikle çocuklarda büyüme ve gelişmeyi yavaşlatırlar” diye konuştu.
Diğer taraftan bu büyüme sonucu görev yapamaz hale gelip, savunma yapmak yerine tam aksine mikropların üremesine elverişli bir ortam haline de geldiğini ifade eden Prof. Dr. Arda, “Bu gibi durumlarda hem geniz etinin hem de bademciğin alınması gerekebilir. Bu ameliyatın yapılmasını önerecek kişi başvurduğunuz kulak burun boğaz uzmanı olacaktır” dedi.
Prof. Dr. Arda, eğer çocukta gece uyurken horlama varsa ya da gün içerisinde burundan nefes alma yerine ağızdan nefes alıyorsa 6 ay içerisinde 3 kereden fazla, 1 sene içerisinde 5’ten fazla, 2 sene üst üste her bir sene için 4’ten fazla yüksek ateşle birlikte bademcik iltihabı geçiriyorsa, bademcikler çocuğun yemek yemesini engelleyecek derecede büyükse, çocuğa seslenildiğinde cevap vermede gecikme oluyorsa ya da televizyon seyrederken işitebilmek amacıyla normalden fazla yakına sokuluyorsa çocuğun bir KBB uzmanına gösterilmesinde fayda olduğunu belirtti.
“Bademciklerin alınmasına karar verilirken yarar zarar oranı iyi tartılmalıdır”
Geniz etinin alınması gerekli olan bir çocukta mutlaka bademciklerin de alınmasının gerekmediğini anlatan Prof. Dr. Arda, “Ancak genellikle çocuklarda geniz etine bağlı olan şikayetler, bademciklere bağlı olan şikayetlerden daha önce başlar. Ayrıca geniz eti büyümesi olan çocuklarda daha sonra kronik bademcik iltihabı gelişme ihtimali, geniz eti büyümesi olmayan çocuklara göre daha yüksektir. Diğer taraftan vücutta her organın olduğu gibi bademciklerin de çok önemli görevleri vardır. Bu nedenle bademciklerin alınmasına karar verilirken yarar zarar oranı iyi tartılmalıdır” şeklinde konuştu.
Ne geniz etinin başlangıcı için ne de kendiliğinden geçmesi için belli bir yaş sınırı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Arda, “Ancak yeni doğan bir bebekte gelişme şansı çok düşüktür ve genellikle 7-8 yaşından sonra küçülmeye başlar. Dolayısıyla özellikle 2-8 yaş arası olan çocuğunuzda eğer 15 günü aşan bir süre devam eden burun tıkanıklığı şikayeti varsa mutlaka geniz eti büyümesi ihtimali düşünülmeli ve bir KBB uzmanına muayene ettirilmelidir. Diğer taraftan 'benim çocuğum artık 8 yaşında, bu zamandan sonra geniz eti olmaz' demekte çok doğru değildir. Çünkü nadiren de olsa genç erişkinlerde bile ameliyat gerektirecek derecede büyümüş geniz eti olabilmektedir” diye konuştu.
Çocukta orta kulakta sıvı birikiminin normalde hava ile dolu olması gereken orta kulağın sıvı ile dolu olması anlamına geldiğini söyleyen Prof. Dr. Arda, nedenleri ise şöyle sıraladı:
“Geniz etinin büyümesinden dolayı olabilir. Sık geçirilen ya da yeteri kadar tedavi edilmemiş orta kulak iltihabı nedeniyle olabilir. Çocuklarda orta kulakta bir gelişim sorunu varsa olabilir. Bu saydığımız nedenler sonucu geniz ile kulağı birleştiren östaki tüpü dediğimiz boru şeklindeki yapının fonksiyon göremez hale gelmesi ve bu nedenle orta kulakta bir negatif basınç oluşması sonucu sıvı birikimi ortaya çıkar. Eğer bu negatif basınç zamanında tespit edilip gerek ilaç, gerekse ameliyat yolu ile tedavi edilmezse kulak zarında çökmeye ve daha da ileri safhada kalıcı işitme kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle orta kulakta sıvı birikiminin zamanında tespit edilmesi önemlidir.”
İşitme kaybı şikayeti ile gidilen KBB uzmanının eğer orta kulakta sıvı birikimi tespit etmişse yapacağı iki şey olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Arda, “Birincisi eğer kulak zarında çökme yapacak derecede bir negatif basınç ve sıvı birikimi varsa bunu objektif olarak ta göstermek amacıyla 'timpanometri' dediğimiz, orta kulak basıncını ölçmeye yönelik bir teste gönderecek ve bu testin sonucuna göre size büyük ihtimalle ameliyat önerecektir. Hastanızın durumuna göre yapacağı diğer şey ise muayene ile daha hafif derecede bir sıvı birikimi saptamışsa öncelikle ilaç tedavisi verecek ama ilaç tedavilerine rağmen bir düzelme olmuyorsa gene ameliyat yoluna sapacaktır” dedi.
Eğer çocuk ilaç tedavisinden fayda görmüşse gene de belli aralıklarla kontrol amaçlı olarak doktora götürülmesini öneren Prof. Dr. Arda, “Çünkü yapılan araştırmalarda daha önce orta kulakta sıvı birikimi geçirmiş olanlarda bunun tekrarlama olasılığı daha önce hiç geçirmemiş olanlara göre daha yüksektir” diye konuştu.
Geniz eti ameliyatının genizde, yani insan burun deliklerinin arka tarafta açıldığı bölgede bulunan lenfoid dokunun aşırı derecede büyümesi ve böylece burundan nefes almayı engellemesini ortadan kaldırmak için yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Arda, “Bu ameliyatta bu bölgedeki büyümüş olan geniz eti ağız içerisinden herhangi bir kesi yapmaksızın bir küret yardımıyla kazıyarak çıkartılır. Daha sonra bu bölgede geriye kalan kanayan doku tamponlama yolu ile durdurulur. Tampon alınıp kanama olmadığı görüldükten sonra ameliyat sonlanır” dedi.
Prof. Dr. Nedim Arda sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bademcik ameliyatı ise biraz daha zor ve karmaşıktır. Gene ağzı otomatik olarak açık tutan bir ağız açacağı yerleştirildikten sonra önce tek bademciği yerinde tutan iki doku katlantısından önde olanına bir kesi yapılır. Bu kesiden girilerek bademciği çevre dokulardan ayıran zarımsı yapıya ulaşılır ve bu sınır korunarak bademcik bu zarımsı doku ile birlikte çıkartılır.”
İHA