Glokom (göz tansiyonu), maküla dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) ve katarakt...Daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkan bu sorunlar geri döndürülemez görme kayıplarına neden olabildiği için son derece önem taşıyor. Bugün dünyada 285 milyon görme engelli insan yaşıyor ve bunların da yüzde 80'ini engellenebilir hastalıklar oluşturuyor. Bu nedenle dünya çapında hastalıkların taranması ve erken tanısının önemi anlatılıyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, 2020 yılına dek glokom, katarakt ve sarı nokta hastalığına bağlı körlük vakalarının erken tanı ve tedavi ile en az yüzde 25 azaltılabileceğine dikkat çekiyor. 40 yaş üstünde düzenli muayeneler ile görme kayıplarının önüne geçmek mümkün olabiliyor.
Sarı nokta riskini düşürmek mümkün
Özellikle gelişmiş toplumlarda 50 yaş üstü görme kaybının en sık nedeni olan maküla dejenerasyonu da tedavisi mümkün olan hastalıklardan biri. Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan göz hastalıklarından biri olan bu sorun, yaygın olarak sarı nokta hastalığı olarak biliniyor. Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, ancak tedaviyle genellikle kayıpların az bir miktarını geri getirebildiğini, daha çok görme kaybının ilerlemesinin engellendiğini söylüyor. Bu nedenle hastalığın en az görme kaybına neden olabilmesi için erken tanınması ve tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Dengeli ve sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durmak ve UV'den korunmak için güneş gözlüğü kullanmak ise sarı nokta hastalığını önlemek için alınabilecek önlemler arasında yer alıyor.
Katarakt sinsi seyrediyor, belirtiler fark edilmiyor
Tedavisinde önemli gelişmeler yaşanan kataraktın en öneli nedeni yaşlılık. Altta yatan kronik bir hastalık bulunmasa da 60 yaşından sonra hemen herkeste az ya da çok katarakt görülebiliyor. Bununla birlikte diyabet, romatoit artrit gibi hastalıkların varlığı ya da sigara kullanımına bağlı olarak daha erken yaşta ortaya çıkabiliyor. Katarakt ani görme kaybına yol açmasa da görme yeteneğinin yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyor. Bu kayıp, yaşam kalitesini de azaltıyor. Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, hastaların yaşadıkları görme kaybını fark etmediklerini ve bu nedenle küçük ev kazaları ya da düşmelerle karşı karşıya kalabildiklerini anlatıyor.
Dünyada en çok yapılan ameliyat
Katarakt tedavisi mümkün bir sorun. Ancak yaygınlığı nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 22 milyon katarakt ameliyatının yapıldığı tahmin ediliyor. Tedavide öncelikle görmeyi engelleyen ve görme kalitesini bozan kataraktın ortadan kaldırılması hedefleniyor. Bununla birlikte, ameliyatla göz numarası da düzenlenebiliyor. Kataraktın tekrarlayan bir hastalık olmadığını belirten Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Katarak operasyonu, kişinin hayatında her şey yolunda giderse bir kez geçireceği bir işlemdir. Sonrasında bir daha aynı sorunla karşılaşmadan, sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebiliyor” diyor.
Glokom hala en önemli körlük nedeni...
Göz içi basıncının artmasına bağlı olarak görme sinirinde hasar oluşan kişiler glokom tanısı alıyor. Özellikle 40 yaş üzerinde artış gösteren bu sorun da yaşla birlikte artış gösteriyor. Ancak hastalığın özellikle yaygın görülen tipleri hiç belirti vermediği için sinsice ilerliyor. Ve ne yazık ki, birçok kişi ancak körlük noktasına ulaştığında hastalığının farkına varabiliyor. Kaybedilen görme kaybı da geri döndürülemiyor. Bugün dünyada 3 milyonunun üzerindeki kişinin glokoma bağlı körlükle yaşadığını hatırlatan Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Dolayısıyla hastalık dünyada da en önemli körlük nedeni olarak kabul ediliyor” diyor.
Ailesinde glokom olanlarda risk artıyor
Yüksek miyopisi, hipertansiyonu, migreni ya da diyabeti olan kişilerde glokom görülme riski artıyor. Bununla birlikte ailesinde glokom olanlarda bu hastalığın görülme sıklığı toplum ortalamalarına göre 4 ile 9 kat daha fazla oluyor. Bu yüzden ailesinde glokom olan kişilerin yıllık göz muayenelerine daha fazla özen göstermesi gerekiyor. Pek çok türü bulunan glokom tedavisinde öncelikle göz içi basıncını yani tansiyonu düşürmeyi amaçladıklarını belirten Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, “Bu doğrultuda da ilk basamakta öncelikle ilaçlardan yararlanılıyor. Çözüm bulunamayan hastalarda ise lazer ya da cerrahi tedavi kullanılıyor. Ancak, glokomun erken tanı konulup tedavisini başlanması gereken ve yaşam boyu takip gerektiren bir hastalık olduğu unutulmamalı” diye konuşuyor.
FASELİS