İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Uyuşturucu ile Mücadele İl Koordinasyon Kurulları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada katılımcılara seslenen Bakan Soylu, uyuşturucu illetiyle daha etkin mücadele etmek, gerek ülke çapında, gerek uluslararası alanda koordinasyonu, bilgi ve tecrübeleri arttırmak, ortak aklı daha etkin ve güçlü kılmak amacıyla gerçekleştirilen toplantıya katılımlarından dolayı teşekkür etti. “Bu güzel ülke farklı kültürlerin, göçün, enerji koridorlarının ve konumuz olan uyuşturucunun geçiş yollarında tam ortasında yer almaktadır” diyen Bakan Soylu, “Dolayısıyla atmamız gereken her adımda hem kendimize karşı hem geleceğimize karşı hem de dünyaya karşı sorumluluk sahibiyiz. Başka ülkelerde olan her teknoloji, her maddi imkan bizde olmayabilir ama bu ülkenin insanlık ve medeniyet birikiminin bir başka ülkede olması mümkün değildir. Türkiye terörle mücadele konusunda da deneyim ve vizyon sahibidir. Göç konusunda da deneyim ve vizyon sahibidir. Uyuşturucuyla mücadele konusunda da dünyaya rehber olabilecek bir bilgisi ve birikimi mevcuttur. Asya ve Avrupa üretilen uyuşturucunun transferinde coğrafi açıdan önemli bir kavşak noktasında olan ülkemiz, komşu ülkelerle devam eden uyuşturucu mal ve ticaretinden ciddi anlamda etkilenmektedir. Ülkemiz genç ve dinamik nüfusu, her geçen gün büyüyen ekonomisi, sosyal hayat ilişkileri, turizmin ve bölgesindeki terörist faaliyetler sebebiyle uyuşturucu tacirlerinin doğrudan hedefi konumundadır. Yani Türkiye sadece bir transit ülke geçiş ülkesi değil, aynı zamanda maalesef bir hedef ülkedir” dedi.
“2011 yılında yapılan araştırmaya göre ülke insanımızın yüzde 2,7’sinin ömründe en az bir defa uyuşturucu kullandığı tespit edilmiştir”
Uyuşturucu ile mücadele konusunda yapılan operasyonlar hakkında bilgil veren Bakan Soylu, “Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağılılığı İzleme Merkezi (TUBİM) tarafından son oran 2011 yılında yapılan araştırmaya göre, ülke insanımızın yüzde 2,7’sinin ömründe en az bir defa uyuşturucu kullandığı tespit edilmiştir. Bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 25’tir. Bölgesel sorumluluğun bilinciyle 2002 yılında ulusal ve uluslararası operasyonel faaliyetlerini arttıran ilgili güvenlik birimlerimiz, 2005 yılına gelindiğinde uyuşturucu operasyonlarında yüzde 38, şüpheli sayılarında ise yüzde 43 artış sağlamıştır. 2010 yılında ise olay ve şüpheli sayısı 3 kat, 2015 yılında olay sayısı 10, şüpheli sayısı 7 kat artmıştır. Olay ve şüpheli sayılarına göre artışta 2004’te yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve giderek artan kapasitesi artımının etkisi büyüktür. 2014 yılında ‘narkotim’ ekipleri kurulmuştur. Bin 512 personel ve 324 araç ile 29 ilde faaliyetlerini sürdüren narkotimler, geçen süre zarfında operasyon sayısını yüzde 65, gözaltı sayısında ise yüzde 72 artış sağlamıştır. Uyuşturucu ile mücadele Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde şube müdürlüğü seviyesinde yürütülmekteyken, 5 Haziran 2015 tarihinde Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığı kurulmuştur. Merkez ve 81 ilde teşkilatları tamamlanmış olup, ihtiyaç duyulan ilçelerde de kurulması için çalışmalar süratle devam etmektedir. Söz konusu başkanlık kurulduğu günden itibaren ulusal ve uluslararası alanda birçok başarılı operasyonlara imza atılmıştır. Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığının 2015’te gerçekleştirdiği 43 bin 262 operasyon, tüm yılların en yüksek rakamıdır. 2016’nın 10 aylık döneminde 16 bin 252 operasyon gerçekleştirilmiş, 43 ton uyuşturucu ele geçirilmiştir. Bu operasyonlarda yakalanan 27 bin 813 şüpheliden 5 bin 529’u tutuklanmıştır. Veriler, 2015 yılının aynı dönemine göre kıyaslandığında operasyon sayılarında ortaya koyduğumuz verilerden yüzde 56 ve şüpheli sayılarında yüzde 58 düşüş ama ele geçirilen uyuşturucu sayısında yüzde 34 artış söz konusudur. 2015 yılının ikinci yarısından başlayan hendek olayları, artan terörist faaliyetler ve 15 Temmuz FETÖ/PDY darbe girişimine bağlı olarak bir kısım kapasite ve enerjimizin bu alana kaydırılmasının da azımsanamayacak bir negatif etkisi olduğunu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
Uyuşturucunun teröre sağladığı finansman ve gerçekleştirilen operasyonların önemine dikkat çeken Soylu, şunları kaydetti:
“Uyuşturucunun gençlerin hayatını karartması, nesillerimizi tehlikeye atması bir yana, terör örgütlerine finansal kaynak sağlama gibi çok ciddi bir tehlikesi de bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda PKK/KCK terör örgütünün uyuşturucudan elde ettiği gelirin yıllık 1 buçuk milyar dolar civarında olduğu değerlendirilmektedir. 2016 yılı Haziran ayı içerisinde Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu İle Mücadele Daire Başkanlığı ve TSK tarafından Diyarbakır’da yapılan ve PKK/KCK terör örgütüne büyük darbe vuran operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değeri yaklaşık 4 milyar liradır. Aslında bu ne kadar kapsamlı, ne kadar çok faktörlü ve ne kadar geniş bir mücadele yaptığımız en önemli verilerinden bir tanesidir. Uyuşturucunun yanında çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirilmiş ve bu operasyon dünya ölçeğinde de önemli bir operasyon olarak değerlendirilmiştir.”
“FETÖ’ye yönelik narkoterör operasyonlarında yakalanan uyuşturucunun piyasa değeri yaklaşık 75 milyon TL’dir”
Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadeleyi uluslararası alanda da başarıyla sürdürdüğünü belirten Soylu, şöyle devam etti:
“FETÖ’ye yönelik narkoterör operasyonlarında yakalanan uyuşturucunun piyasa değeri ise yaklaşık 75 milyon TL’dir. Ülkemiz insanlık suçu olarak gördüğü uyuşturucu ile mücadeleyi uluslararası alanda başarıyla yürütmektedir. 2002’en günümüze kadar 38 ülke ile 258 ortak operasyon gerçekleştirilmiştir. Uyuşturucu ile Mücadele Daire Başkanlığı tarafından 2016’da 5 ülke ile yapılan müşterek operasyonlarda, hatta 7 operasyonda 1,1 ton kokain, 11 kilogram afyon, 62 kilogram eroin ve 4 bin 100 adet uyuşturucu hap ele geçirilmiştir. 16 Ağustos 2016 günü İngiltere ile işbirliği neticesinde İngiltere açıklarında İngiliz bandıralı bir gemide yapılan operasyonda ele geçirilen 1,1 ton kokain uluslararası işbirliği kapsamında ülkemizin yer aldığı en yüksek miktar olarak tescillenmiştir. Bunun yanı sıra 5 Ocak 2016 günü Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Libya açıklarında Bolivya bandıralı bir gemiye gerçekleştirilen operasyonda 2,7 ton esrar ele geçirilmiş, 9 Suriye uyruklu şüpheli yakalanmıştır. Şüpheliler arasında DHKP-C terör örgütü üyesinin yer alması uyuşturucu ile terör örgütü arasındaki bir kez daha ortaya koymuştur.”
İHA