Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle ülkedeki yükselen enflasyona dikkat çekerek, "Putin ile mücadelenin bir maliyeti var. Bu yüzden enflasyona karşı ekonomik koruma kalkanı programının süresinin uzatılacağını söyleyebilirim" dedi.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, ülkenin Batı Pomeranya bölgesinde yapımı süren Baltık boru hattı ile ilgili çalışmaları denetlemek üzere Goleniow şehrine yaptığı ziyaret sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Polonya Başbakanı Morawieck yaptığı açıklamada, "Putin ile olan mücadelenin bedelini yüksek akaryakıt, yüksek gaz fiyatlarında ve diğer ham madde fiyatlarında görmekteyiz ve üstlenmekteyiz. Söz konusu ham maddeler gıdaya dönüşüyor. Örnek olarak tahıl fiyatlarındaki artış daha yüksek gıda fiyatlarına yol açıyor. Biz bu durumu bağımsızlık mücadelemiz olarak görüyoruz. On yıllardır hatta yüzyıllardır Rusya’ya köle olmamak için verdiğimiz mücadele devam ediyor. Enflasyona karşı kalkan genişletilecek. Şimdi Putin karşıtı bir kalkan üzerinde çalışıyoruz. Çünkü Putin siyaseti ve propagandasıyla devletlerin egemenliğini yok eden bu acımasız güce karşı direnmek zorunda olduğumuz tarihi bir zamandayız. Bu güç bugün Ukrayna’da masum insanları öldürerek katliama sebep oluyor” dedi. Başbakan Morawiecki ayrıca açıklamasında, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle ülkedeki yükselen enflasyona dikkat çekerek, "Putin ile mücadelenin de bir maliyeti var. Bu yüzden enflasyona karşı ekonomik koruma kalkanı programının süresinin uzatılacağını söyleyebilirim" ifadelerine yer verdi.
“Baltık Boru Hattı’nın en kısa sürede bitirilmesi gerekir”
Başbakan Morawiecki konuşmasında Baltık Boru Hattı’nın önemine de değinerek, "Rusya’nın Batı ülkelerine karşı her fırsatta şantaj malzemesi olarak kullandığı petrol ve gaz konusunda Baltık Boru Hattı’nın bizi bağımsız kılacak derecede önemli bir altyapı yatırımı olduğu ortaya çıktı. Bu projenin mümkün olan en kısa sürede bitirilmesi ve bu konuda ülkelerimizin Rusya’dan bağımsızlığını bir an önce kazanması gerekir. Avrupa Birliği’nin (AB) durumun önemini kavramış olması ve bu konuyu ana politika olarak benimsemesi çok önemli" ifadelerini kullandı.