Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu 11 sanık savunma yaptı.
Tutuklu sanık eski Binbaşı Murat Çakmaklı, savunmasında, olay günü Sakarya 1. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında nöbetçi amiri olduğunu söyledi.
Eski Sakarya 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili tutuklu sanık Albay Uğur Coşkun'un kendisini arayarak "Personel kışlalarda toplansın, birlik komutanları bana tekmil versin." dediğini aktaran Çakmaklı, bunun üzerine komutanın emrini birlik komutanları ve şube müdürlerine ilettiğini söyledi.
Çakmaklı, daha sonra eski Merkez Komutanı tutuklu sanık Ahmet Üzer'in nöbetçi amirliğe geldiğini ve kışlaların aranarak, personelin silah ve teçhizat alması emrini verdiğini, kendisinin de bu emri kışlalara ilettiğini kaydetti.
Direktife uymayanlar idamla yargılanacak
Daha sonra toplanma bölgesinde Coşkun'un elindeki metni etrafındaki personele okuduğunu söyleyen Çakmaklı, "Çok ses vardı, ne okuduğunu tam anlayamadım. Hatırladığım kadarıyla 'Bölgelerin sorumlu personelleri ektedir. Polis ve jandarma emrimizde, onları biz yöneteceğiz. Direktife uymayanlar yarın sabah sıkıyönetim mahkemelerinde idamla yargılanacaklar. Herkes arabalara binsin, valiliğin emniyeti alınacak.' dedi. Nöbetçi olduğum için kışlada kaldım, personel kışladan ayrıldı." diye konuştu.
Sanık Çakmaklı, belli bir süre sonra 4 kişinin tugayın muhabere merkezine gittiğini, Ali Güler Yarbay'ın burada gelen mesajı incelediğini, kendisinin de televizyondan İstanbul ve Ankara'da yaşanan olayları izlediğini ifade ederek, "O ana kadar ne olup bittiği ile ilgili hiçbir fikrim yoktu. Ali Güler Yarbay, direktifin tuğgeneral imzasıyla geldiğini, yasal olmadığını belirtti. Ben televizyondaki görüntülerin etkisi altındaydım." şeklinde konuştu.
Coşkun'un bazı rütbeli personeli merkez komutanının odasına çağırdığını anlatan Çakmaklı, burada tugay komutanına "bunun bir kalkışma ve bunu yapanların TSK içinde bir grup olduğu belirtiliyor" dediğini, Coşkun'un ise şaşkınlıkla "Öyle mi?" diyerek oturduğu koltuktan doğrulmaya çalıştığını, odadan çıktığını ve silahı ile mühimmatı depoya bıraktığını öne sürdü.
Çakmaklı, gece saatlerinde polislerin kışlaya gelerek Uğur Coşkun'u gözaltına aldığını kendisinin de 17 Temmuz'da kışlada gözaltına alındığını belirtti.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık Çakmaklı, tahliyesini istedi.
"Ayağıma ateş ettim"
Tutuklu sanık eski Kıdemli Başçavuş Yıldırım Yılmaz da valiliğe gittikleri esnada ateş seslerinin geldiğini söyledi.
Valilik kampüsünün içerisine girdiklerini, belli bir süre sonra halkın gelmeye başladığını dile getiren sanık Yılmaz, şöyle konuştu:
"Kimseye zarar gelmemesi için doldur-boşalt yaparak mermiyi çıkarttım ve cebime koydum. Halk gelmeye devam ediyordu, valilik binasına doğru kaçmaya başladım. Dikkatim dağıldığı için vatandaşın biri geldi silahımı çekerek şarjörü çıkardı. Daha sonra içeri girdik ve ikinci kata çıktık. Burada vatandaşın biri koluma girerek, beni dışarı çıkardı. ATM cihazlarının olduğu bölgede halktan birisi 'bizi mi vuracaksın?' dedi. Ben de 'sizi vuracağıma kendimi vururum.' dedim ve silahımı başıma dayadım. Bu sırada biri beni engelledi, silahımı ayağıma çevirdim ve tetiğe bastım. Sağ ayağımı üstünden yaralandım. Vatandaşlar tarafından hastaneye kaldırıldım. Cüzdanımda '1 dolar' çıkmıştı. Bunu babam 15 yıl önce bayram harçlığı olarak vermişti, maddi bir değeri yoktur. Manevi olarak baba hatırasıdır."
Yılmaz ve diğer sanıklar haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
AA