Üniversiteler, teknoparklar ve ar-ge merkezlerinde geliştirilen inovatif projelerin tanıtılmasına, yatırıma dönüşmesine, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine ve Türkiye’nin teknoloji ihraç eden ülke hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen zirvede, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden yatırıma dönüşecek 180 inovatif proje/prototip sergilendi.
"Amacımız toplumsal değer üretmek"
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Proje Yönetim Merkezi Müdürü Dr. Ali Kurt yaptığı açıklamada, "Üniversitelerimizin İstanbul Kalkınma Ajansı'nın destekleriyle hazırlamış oldukları projelerin nihayete ermiş şekilleriyle buluşma fırsatımız oldu. Biz de son bir buçuk yılda 12 proje gerçekleştirmiş bir üniversite olarak burada 3 proje ile temsil ediliyoruz. Bu anlamda 3 değişik sektörde katma değer oluşturan projelerle insanlarla buluştuk. Üniversite olarak proje üretmede tek bir kriterimiz var; o da toplumsal değer üretmek. Bu bir Ar-Ge merkezi, mobil bir uygulama geliştirme, istihdama yönelik özel çözümler üreten projeler, kültürel etkinliklerin projelendirmesi olabiliyor. Çok değişik ve farklı alanlarda toplumun hizmetine sunmak üzere projeler geliştiriyoruz. Bu ülkenin insanı fırsat verildiğinde çok güzel işler üretebiliyor. Bunun birçok örneğini burada görebiliyoruz. Biz de üniversitelere ve Ar-Ge merkezlerine açık kapı politikası izlemelerini tavsiye ediyoruz. Biz birçok projemizi kendi akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizle yaptığımız gibi toplumla olan iş birlikteliklerimiz sayesinde geliştirdik. Bu nedenle projesi olan herkese kapımız açık" diye konuştu.
Duygu Atlası Mobil Uygulaması Projesi
Her mekânın bir ruhu, her ruhun bir mekânı olduğu düşüncesiyle oluşturulan “Duygu Atlası Projesi”nin mobil uygulama hali CheckFeel'i anlatan Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Akgül, "İnternetin avuç içine sığmasıyla beraber sosyal medya bir kanaat önderi oldu. Sosyal medya 'ne, nerede yenilir, içilir, nerede konaklanır, neresi gezilir?' gibi bize yol gösteren bir rehber haline geldi. Biz genellikle mekânların fiziksel özelliklerine göre yapılan yorumları değerlendiriyoruz. Biz biraz daha farklı bir uygulama yaptık. Dünyada ilk defa 'duygu turizmi' kavramını literatüre kazandırmış olduk. İnsanlar eskiden mekânları fiziksel özelliklerine göre ziyaret ediyorlardı. Ama bizim uygulamamızla mekânın duygusal birikimine göre hareket edecekler. Mobil uygulamamızda kişiler bulundukları mekânlarda yer bildirimi yapacaklar. Bunu yaparken de ne hissettiklerini seçecekler. O mekânda duygu iğnesi bırakmış binlerce kişinin oranın ruhuna üflediğini görüyoruz. İnsanların hislerinden beslenerek mekânın duygu ortalaması ortaya çıkarılıyor. Kişiler hissetmek istedikleri duyguları en iyi yansıtacak mekânlara seyahat etme şansı yakalıyorlar" ifadelerini kullandı.
BETAM'ı tanıttılar
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin İstanbul Kalkınma Ajansı mali desteği ile kurduğu Biyomedikal Elektronik Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde faaliyet gösteren laboratuvarla ilgili zirvede İhlas Haber Ajansı'na konuşan FSMVÜ Biyomedikal ve Elektrik-Elektronik Bölümü Araştırma Görevlisi Ömer Faruk Göksu, "Mühendislik bölümümüzde kullanılmak üzere İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından maddi olarak desteklenen bir Biyomedikal, Elektronik Cihaz Tasarım ve Araştırma Laboratuvarı kurduk. Günümüzde üniversiteler teorik eğitimi çok iyi verebiliyor. Fakat öğrencilerimiz mezun olduğunda pratiklik kısmı biraz zayıf kalıyor. Buradaki öncelikli amaçlarımızdan bir tanesi öğrencilerimiz mezun olmadan önce kendi üretimlerini yapabilmeleri, hangi aşamalarda üretildiğini görmeleri ve iş yaptıkları zaman zorluk çekmemeleri" dedi.
İHA