Tam tahıllı buğdaydan yapılmış ekmeğin lif, B12, E vitamini, mineraller yönünden çok zengin olduğunu belirten Özel Star Medica Hastanesi'nde Uzman Diyetisyen Aysu Sevin Ülker, "Özellikle tam tahıllı ekmekteki lif sayesinde diğer gıdalarla aldığımız kanserojen ve toksik maddeler vücudumuzdan çok hızlı atılıyor. Bu da başta bağırsak kanseri başta olmak üzere birçok hastalığın önlenmesi açısından çok önemli" dedi.
“Bağırsak kanserine karşı koruyucu”
Tam tahıllı ekmek tüketiminin kan şekerini yavaş yükseltip yavaş düşürdüğünü bildiren Dyt. Aysu Sevin Ülker, "Böylece kendimizi daha uzun süre tok hissediyoruz. Bu da şişmanlığın önüne geçmek için önemli bir sebep, Tam tahıl tüketen bireylerde bazı hastalıkların riskini ciddi derecede azaltır. Yapılan araştırmalar tam tahıllı beslenme alışkanlıklarını sürdüren kişilerde kalp hastalıkları riskinin yüzde 25-36, Tip-2 diyabet riskinin yüzde 21-27, gastrointestinal sistem kanserleri riskinin yüzde 21-43, obezite riskinin ise yüzde 47 azaldığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
“Az enerjiyle fazla tokluk sağlıyor”
Tam buğday unundan yapılan ekmeğin, içerdiği biyoaktif bileşenler nedeni ile besleyici değerinin daha yüksek olduğunu kaydeden Dyt. Aysu, "Ekmek, B grubu vitaminleri, mineraller ve posa için iyi bir kaynaktır. Bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesinde, kan lipitlerinin kontrolünde, diyabette, kan şekerinin kontrolünde önemli katkılar sağlar. Daha az enerji verirken daha fazla tokluk sağlayıp günlük alınan enerji miktarını ve obezite oluşma riskini azaltırlar. Bazı kanser türleri, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıkların riskini azaltmaya yardımcıdır" diye konuştu.
Özel Star Medica Hastanesi Diyetisyeni Aysu Sevin Ülker, son zamanlarda bazı kişilerin diyet konusunda "Bugün benim detox günüm. Üç gün detox yapıyorum. Hiç protein almıyorum hiç ekmek yemiyorum. Sürekli sebze suyu sıkıyorum." şeklinde bir trend içine girdiklerini kaydederek şöyle söyledi:
"Biz böyle ekmek veya ekmeğin içerdiği besinlerden uzak gıdalarla beslenme şeklini doğru bulmuyoruz. Günlük olarak protein, karbonhidrat, yağ dengesini sağlanması gerekli. Ekmek yenmiyorsa bile çorba tüketiyorsanız, bu bir kase çorbayı yediğiniz zaman da ekmek yemiş gibi aynı besinleri alırsınız. Pilav, makarna ya da bulgur yediğinizde zaten ekmek yiyorsunuz demektir. Bunların da ekmek değerinde olduğunu bilelim."
“Endüstrinin dayattığını yemeye başladık”
Dyt. Aysu Sevin Ülker, ekmek, pilav ya da makarna kullanımında beyaz undan yapılmış ürünler yerine esmer pirinç, kepekli makarna ya da bulgur gibi posa içeriği yüksek besinlerin tercih edilmesini istedi. Dyt. Ülker, "Günlük posa ihtiyacınızı almadığınız zaman sindirim sisteminizde bir takım problemler yaşamaya başlıyorsunuz. Eskiden görülmeyen sindirim sistemi, alerji problemleri görülmeye başladı. Çünkü biz tamamen endüstriye uyarak, endüstrinin bize adapte ettiği çok sağlıklı olmayan ama tadı güzel olan şeyler yemeye başladık. Örneğin, taze ve sıcak bir beyaz ekmeği bir kişi tek başına bitirebilirken aynı büyüklük ve gramajdaki tam buğday ekmeğini bitiremiyor. Çünkü tam buğday ekmeği beyaz ekmekten daha çabuk tokluk sağlıyor ve alınması gereken besinler daha az miktardaki tam buğday ekmeğinden alınabiliyor" dedi.
İHA