Erkurt, TÜRKÖK projesinin 2013 yılında Sağlık Bakanlığı ve Kızılay arasında yapılan anlaşma sonucunda kemik iliği bağışçılarını toplama ve kaydetme projesi olduğunu söyledi.
TÜRKÖK projesinin amacının Türkiye'de kemik iliği nakli bekleyen hastalara kardeşinden donör bulamayan kemik iliği bekleyen hastalara Türkiye içerisinde kemik iliği nakli yapmak için kök hücre elde etmek olduğunu dile getiren Erkurt, TÜRKÖK projesiyle 30 bin olan bağışçı sayısının 140 bine kadar çıktığını kaydetti.
Erkurt, her konuda olduğu gibi ilik naklinde de Türkiye'yi dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Türkiye de kök Hücre nakli bekleyen hastaların ancak üç de biri kardeşten donör bulabiliyor ve nakil yapılabilmektedir. Üç de ikisine nakil yapılamamaktadır. Yani kardeşten uyum olmamaktadır. İşte bu üçte ikiyi nakil yapabilmek için Türkiye için de doku grubu uyan yani akraba dışı akraba olmayan insanların kök hücresine ihtiyaç olmaktadır. Bu projeyle kök hücre bağışçısı olmak isteyen insanlar Kızılayın her şehirde olan şubesi var oraya gidiyorlar üç tüp kan veriyorlar ve bu üç tüp kan Ankara da Sağlık Bakanlığının, Kızılayın labaratuarları var, orada doku tiplendirme diye çalışmaları var ve bilgisayara kaydediyorlar. Sonrasın da bir kök hücre nakli bekleyen hasta olursa ve burada kayıtlı donörlerden birine uygunsa o donöre tekrar soruluyor ,siz verici olmak istiyor musunuz diye ve tekrar evet derse kök hücresi alınıyor" diye konuştu.
Kanserin çok ciddi bir hastalık olduğunu ve tedavisinin tam olarak bulunmadığına değinen Erkurt, "Kan kanserleri de gerçekten kanserler arasında en ciddi, en ölümcül hastalıklardan bir tanesi. Kök hücre tedavisi de normal verdiğimiz kemoterapi yani kötü hücreleri, kanser hücrelerini öldürmek için verdiğimiz kemoterapi hastalığı remusyona sokuyor. Kötü hücrelerin bir miktarını kanser hücrelerinin altına düşürüyor ancak hastalığı tamamen ortadan kaldırmıyor. Yani kemoterapiyle yapılan tedavilerin sonucunda kan kanserlerinde yeniden ortaya çıkma, nüksetme ihtimali ortaya çıkıyor. İşte bu ihtimali ortadan kaldırmanın yani kan kanseri gibi bir hastalığı ortadan kaldırmanın tek yolu kök hücre nakli yapmaktır" dedi.
"Turgut Özal Tıp Merkezi olarak hedefimiz yılda yüzün üzerinde kök hücre nakli yapmak"
Erkurt, Turgut Özal Tıp Merkezi Kemik İliği Nakil Ünitesinin 2010 yılından itibaren ruhsatlı olarak kök hücre tedavisini anımsatarak,"Nakil merkezi kurulduktan sonra 5- 6 yıl içerisinde yaklaşık 300 den fazla nakil gerçekleştirdik. Ve bunlar içerisinde akraba dışı nakiller ve uyumsuz olanlar gibi her türlü nakli yapabilen bir tıp merkez konumundadır. Dışarıdan özellikle bizim hizmet ettiğimiz Elazığ, Kahramanmaraş, Adıyaman başta olmak üzere doğudan ve İstabul'dan bile orada nakil servisi bulamayan hastalar buraya gelmektedir. Yıllık 75-80 civarında kök hücre nakli yapmaktayız. Gelecek seneki hedefimiz yılık yüz nakil üzerine çıkmak. En zor nakillerin yapılabildiği bir merkez konumundayız. Malatya dışından nakil için hasta kabul ediyoruz. Hatta sağlık turizmi bünyesinde Kuzey Irak olsun Suriye olsun diğer komşu ülkelerden de sağlık turizmi adı altında hastaları buraya çekip kök hücre nakli yapmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yıllık dört bin civarında kemik iliği nakliyle Avrupa'da dördüncü sırada olduğunu belirten Erkurt, "Yani ciddi bir nakil sayısı ve gerçekten de başarılı tedaviler var. Türkiye'de kemik iliği nakli Avrupa ve Amerika standartlarında çok kaliteli olarak yapılabilmektedir. Çok deneyimli hastanelerimiz mevcuttur" ifadelerini kullandı.
Erkurt, kan verebilen herkesin donör olabileceğini dile getirerek, "Kemik iliği içinde 18-55 yaş aralığında her hangi bir hastalığı olmayan herkes kök hücre donörü olabilir. Kök hücre nakli öncesinde verdiğimiz kemoterapilere bağlı olarak hastalarımızın ilk önce kötü hücreleri ortadan kaldırılmakta ama onun yanında da normal hücreleri de öldürmekte. Normal hücrelerde azaldığı için bazen kemik iliğini tamamen temizleyip ortadan kaldırabiliyoruz ve kıştan sonra bahara doğru kemik iliği tekrar oluşmaya başlıyor" diye konuştu.
İHA