Sağlıklı beslenmenin kışın az olmasının nedenlerinden biri güneş ışığının yeterli miktarda olmamasından kaynaklandığını kaydeden Diyetisyen Şebnem Kandıralı, “Havanın daha erken kararması ile güneş ışığına maruziyetimiz azalır buda serotonin seviyelerimizde düşmeye neden olur Bu düşüş depresyon ve yeme isteği eğilimimizi arttırabilir. Sağlıklı karbonhidratlarla serotonini arttırabiliriz. Tam tahıllar, bal kabağı, tatlı patates gibi yüksek kaliteli karbonhidratlar serotonin düzeylerini düzenlemeye yardımcıdır. Güneş ışığı ile vücudumuz deride kolekalsiferol (D3 ) oluşturur. D vitamini bağışıklık sistemini destekler, kansere karşı koruyucudur, insülin duyarlılığını düzenler ve enerji düzeylerini korur. Ancak kışın yeterli miktarda güneş ışığı alamadığımızdan diyetle D vitamini kaynaklarına (balık yağları, yumurta vb.) yönelmemiz gerekir” diye konuştu.
Yorucu ve yoğun iş günü sonrası eve dönüldüğünde havanın da karanlık olmasıyla çoğunlukla daha pratik ve kolay bir şey hazırlamaya odaklandığımızı ifade eden Diyetisyen Şebnem Kandıralı, “Özellikle yoğun kış aylarında sağlıklı bir öğün hazırlamak bazen çok zamanımızı alabilir. Onun yerine mikrodalgaya atılacak hazır bir besin daha çok tercih edilen haline gelir. Taze ürün alternatifleri de çoğunlukla kışın fiyatların artmasıyla daha az tercih ediliyor olabilir. Dondurulmuş sebzeler konserve olanlarına göre çok daha besleyicidirler. Konserve ürünler muhafaza işlemi sırasında besin değerini kaybedebilir ve tuz ile yüklenebilir” şeklinde konuştu.
“Kış sebze ve meyvelerine ağırlık verin”
Diyetisyen Şebnem Kandıralı, kışın sebze ve meyvelere ağırlık verilmesini vurgulayarak, “Nar, üzüm, turunçgiller, havuç, soğan, şalgam, karnabahar, brokoli, mantar vb. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi ile soğuk algınlığının süresini kısaltabilirsiniz. Bunun en iyi yolu C vitamininden zengin beslenmektir. Antioksidanlardan (C vitamini, beta karoten vb.) zengin besinlerin (narenciye, lahana, brokoli, ıspanak, tatlı patates, biber, domates vb.) bağışıklığı güçlendirici etkisi vardır. Enfeksiyonlarla mücadele etmek için çinko (balık, kümes hayvanları, yumurta, süt, işlenmemiş tahıl ve gevrekler, nohut, kabak çekirdeği) alımını arttırmak gerekir.
Diyetimiz aynı zamanda iyi bakterileri sağlıklı bir seviyede bulundurmalıdır. Yeterli düzeyde probiyotik (fermente edilmiş süt ürünleri (yoğurt vb.) almak vücudumuzdaki sağlıklı bakteri düzeylerini düzeltmek ve enfeksiyonlardan korunmak için gereklidir. Yeşil çay içerdiği polifenoller (kateşinler) sayesinde virüsler ile mücadele eden belirli hücrelerin üretimini ve aktivitesini uyarabilir. Bunun yanı sıra su tüketimimizi de azaltmamakta fayda var. Pürüzlü ve kuru cilt, hızlı nabız, düşük tansiyon, azalmış idrar çıkışı, ateş ve yorgunluk vücudunuzun susuz kaldığının habercisidir. Kış aylarındaki aşırı yeme eğilimi de bağışıklık sistemini etkiler. Aynı şekilde çok düşük, çok yüksek kalorili ve yağ oranı yüksek diyetlerde bağışıklığı düşürür, enfeksiyon ve hastalık etkisini arttırır” şeklinde konuştu.
İHA