Diyetisyen Ömer Faruk Korkmaz, internette veya magazin dergilerinde yayınlanan popüler diyetlerle ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Obezite Cerrahı Doç. Dr. Serdar Kaçar’ın kliniğinde görev yapan Korkmaz, kişiye özel, sürdürülebilir diyetlerin dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptı. Korkmaz, "Popüler diyetleri incelediğimde bunların hileli olduğunu görüyorum. Su kütlesini hedef alan diyetler piyasaya sürülüyor. Kişiye çok hızlı bir şekilde kas ve su kaybı yaşatıp kilo vermesini sağlıyor. Dünya Sağlık Örgüt’ne göre ise ayda sadece 4-5 kilo verilmesi gerekiyor. Eğer herhangi bir cerrahi operasyon geçirilmediyse ayda 5 kilodan fazla veren kişi, kas kütlesinden kaybediyor demektir" dedi.
Popüler diyetlerin kişinin ilerleyen aşamalarda tekrar kilo vermesini zorlaştırdığını ifade eden Ömer Faruk Korkmaz, "Popüler diyetler sürdürülebilir değiller. Çoğu beslenme düzeni Avrupa ve Amerika kaynaklı olduğu için bizim yaşam tarzımıza uygun bir beslenme düzeni olmuyor. Örneğin, popüler diyette ‘hiç ekmek yeme’ diyor. Oysaki bizim toplumumuz tahıla dayalı bir toplum. Tahılların çok üretildiği bir toplumda tam tersi bir beslenme düzeni öne sürülürse programı uygulama oranı hem düşük hem de maliyetli olur. Çözüm olarak tahıllarla yapılan besinlerin lif oranını arttırmak olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

"Besin destekleri insülin direncini artırabilir"

Zayıflama ve besin desteklerinin de diyetisyenlere danışılmadan tüketilmemesi gerektiğini söyleyen Korkmaz, şöyle devam etti:

"Zayıflama haplarının çoğu su kütlesini azaltıcı etkiye sahip. Kişiye su ve kas kaybı yaşatarak hızlı bir kilo düşüşü sağlıyorlar. İlerleyen zamanlarda ise kas kaybından dolayı kilo vermesi duruyor kişide başka rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Besin destekleri ve mamalar ise bilinçsiz kişiler tarafından önerildiğinde ise yanlış yol izlendiği için kişide kas kaybı, su kaybı, insülin hormonunda bozukluk ortaya çıkabiliyor. Bu takviyeleri almadan önce diyetisyeninize danışmalısınız. Bir diyetin sürdürülebilir olması için kişiye özel olması gerekiyor. Onun için kişinin beslenme durumunun analizi ayrıntılı olarak yaptıktan sonra kişiye uygun bir program hazırlıyorum. Kişinin alışkanlıklarına uygun bir program olduğu için de başarı oranımız artırıyor. Programı hazırlarken oluşturduğumuz liste sadece sembolik oluyor. Bunun yanı sıra hastayla arkadaş edasıyla bir eğitim gerçekleştiriyoruz. Görüşmeler ortalama 10-12 günde bir oluyor. Kişi, görüşmeler dışında da bana ulaşabiliyor. Bana beslenme konusunda sorular sorabiliyor."