Bademcik ve geniz etinin vücuda mikrobun en çok girdiği ağız ve burun gibi organların girişinde olan ve vücut savunmasından sorumlu olan organlar olduğunu belirten KBB Uzmanı Doç. Dr. Bektaş, “Bu organlar sağlıklı çalıştıklarında vücuda çok faydalıdır. Birçok kez özellikle çocukluğun erken yaşlarında organlar sağlıklı çalışmak bir yana hastalık kaynağı olmaktadırlar ve çocuklarımıza problem oluşturmaktadır” dedi.
Bademcik ve geniz eti hastalıklarının iki gruba ayrıldığını kaydeden Doç. Dr. Bektaş, “Bir grup hastalık bu iki organın büyümesine bağlı olarak gelişir. Diğer grup hastalık ise bu organların sık enfeksiyonuna bağlı olarak gelişir. Eğer bademcik ve geniz eti büyürse başlıca olarak uyku bozuklukları ve büyüme gelişme sıkıntısına yol açar. Sık hasta olmalarında ise çocukların sık ateşlenmeleri, beslenme bozuklukları ve okula gitmemeleri dönemlerine yol açarlar. Bazı çocuklarda ise bu enfeksiyonlar daha sıklaştığı zaman kulak problemleri başlayabilir. Çocukların kulaklarında geri dönüşü zor olan sıkıntılara yol açarlar. Bazı enfeksiyonlarda ise bademcik problemleri kendi bulundukları bölgeden çok daha uzak yerde sıkıntı oluşturabilirler. Başlıca kalp ve eklemlerde sıkıntı olması, bunların en sık görülenlerinden biridir” ifadelerini kullandı.
“Çocuk ameliyatları eskisine göre daha rahat yapılmaktadır”
Bademcik ve geniz eti problemlerinin hepsinde ameliyatın gerekmediğine değinen Doç. Dr. Devrim Bektaş, nefes tıkanıklığının ve uykuda horlamanın bir kısmının normal olarak değerlendirildiğini ancak gece uykusunda nefesi kesilmeye başlayan ve horlaması çok şiddetli olan çocuklarda ameliyatın düşünülmeye başlandığını kaydetti. Bektaş, çocuklarda nefesin duraklamasının kesin ameliyat endikasyonu olduğunu anlatarak, “Yani bir çocuk uykusunda nefesi kesiliyorsa o çocuğun ameliyat edilmesi gerekmektedir. Enfeksiyon açısından ise enfeksiyonun sıklığı ve şiddeti önemlidir. Çok sık hasta olan ve geçirdiği enfeksiyonlarda ateşi yükselen çocuklarda ameliyatı düşünmekteyiz. Bademcik ve geniz eti ameliyatlarında yaş çok önemli bir etken değildir. Ama genellikle yaşı küçük olan 1 ya da 2 yaşındaki çocuklarda ameliyata biraz daha uzak durmaktayız. Ama 4,5-6 yaşında çocuklar rahatlıkla ameliyat edilmektedir. Çocuk ameliyatları eskisine göre çok daha rahat yapılmaktadır. Hem anestezi açısından teknik gelişti hem de ameliyatta kullanılan malzemeler ameliyattan sonraki süreci kolaylaştıracak şekilde daha az kanlı, daha az ağrısız ameliyata olanak verdiği için ameliyatları daha sık yapmaktayız” şeklinde konuştu.
Geniz eti ameliyatı sonrasındaki sürecin genellikle çok hafif olduğunu söyleyen Doç. Dr. Bektaş, “Çocuğun üç, dört gün okula gitmemesi yeterlidir. Özellikle küçük çocuklarda ağrı son derece az olur. Birkaç gün sonra ağrı kesici ihtiyacı bile kalmaz ama bademcik ameliyatı biraz daha problemli olduğu için çocukların genellikle 7 ile 10 gün okula gitmesini önermiyoruz. Ameliyattan sonraki süreçte bademcik ameliyatından sonra yaklaşık olarak on gün boyunca çocukların katı gıda yemesi önerilmez. Sıcak ve asitli gıdalar kullanılmaz. Kanamayı arttırıcı yoğun egzersizlerden kaçınılmalı. Ağrı genellikle üç ile beş gün içerisinde hafifler ve daha sonra giderek azalır” diye konuştu.
Doç. Dr. Devrim Bektaş, geniz eti ve bademcik hastalıklarının eskiye göre daha sık oluştuğunu belirterek, “Geniz eti büyümesi bundan sorumlu olarak da alerjik ve astım ile ilgili hastalıklar daha sık meydana gelir. Birçok alerji çocukta geniz eti problemleri, hastalığın daha çok kötüleşmesine yol açmaktadır. Bundan dolayı alerji ve astımlı hastalarda geniz eti ameliyatı ayrıca önem kazanmaktadır. Eğer bir çocuk astımı ya da alerjisi varsa ve geniz eti ameliyatı oluyorsa asıl hastalığı da çok daha hafif geçmektedir” ifadelerini kullandı.
İHA