İstanbul Cerrahi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Rabia Güneş, havale geçiren bir çocuktaki belirtileri, “Gözlerini bir noktaya dikip sabit bakabilir. Dişlerde kilitlenme olabilir. Ağzından köpük gelebilir, bu esnada dışkısını ve idrarını kaçırabilir. Ya da aniden bütün vücudunu salma, sabit bir noktaya uzunca bir süre bakma şeklinde de görülebilir” diyen Güneş, her anne-babanın bilmesi gereken ve merak edilen konular hakkında bilgi verdi.
Dr. Rabia Güneş, çocuklarda immün sistem denilen bağışıklık sisteminin henüz tam gelişmediği için, bir takım hastalıklardan ve enfeksiyonlardan dolayı sık hastalandıklarını belirterek, “Çocuklarda genellikle 2-3 yaş civarında bağışıklık sistemi dediğimiz immün sistem erişkin düzeyine ulaşmakta, tabi bazı çocuklarda bu daha ileriki yaşlara da kayabilmektedir. Çocuklar hayatının bir evresinde bir takım enfeksiyonlar geçirerek, bir takım hastalıklara karşı kalıcı bağışıklık kazanmakta ve daha ileri ki yaşlarda daha az hastalanmaktadır” dedi.
Çocuklarda ateşin de birçok nedenden dolayı çıkabileceğini kaydeden Güneş, ancak en sık nedeni enfeksiyonlar olduğunu belirterek, “Enfeksiyonlar başta üst solunum yolu enfeksiyonları dediğimiz tonsillit, faranjit, kulak enfeksiyonları, sinüzit olmak üzere. Bağırsak enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, zatürre gibi birçok ve hatta daha da ciddi enfeksiyonlara kadar gidebilir. Menenjit gibi beyin zar iltihabına kadar gidebilecek geniş bir yelpazedeki enfeksiyonlar çocuklarda ateş nedeni olabilir. Bunun dışında enfeksiyon dışı nedenlerde çocuklarda ateş yapabilir. Örneğin çocukların çok sıkı giydirilmesi, ortam ısısının çok yüksek tutulması bunun dışında ishal, kusma gibi sıvı kayıpları veya yetersiz sıvı alımı gibi durumlarda, onun dışında bazı tiroid hastalıkları, hipertiroidi dediğimiz hastalıklarda bazı kollajen doku hastalıklarında ve onkolojik hastalıklarda da ateş yüksek olabiliyor. Ama çocuklarda en sık ateş nedeni enfeksiyonlardır erişkinlere göre. Çocuklarda ateş sınırlarını belirlerken, değerler ateşin ölçüldüğü yere değişir. Makattan ölçümde 36.4 ile 37.6 arası değerler normal sınır değerler olarak kabul edilir. Koltukaltı ölçümünde ise makat ölçümüne göre 1 derece daha düşük ölçüm yapılır. Dil altı ölçümünde de yine makat ölçümüne göre 0.5 derece daha düşük değerler elde edilir. Koltukaltı ölçümde 37 derecenin üstü makattan ölçümde de 37.6 derecenin üstü ateş olarak değerlendirilir. Çocuklarda koltukaltı ölçümde 37.5 ile 38 derece arası hafif ateş, 38 ile 38,5 derece arası orta ateş 38.5 ile 39.5 arası yüksek ateş, 40 derece ve üstü ise çok yüksek ateş olarak değerlendirilir” ifadelerini kullandı.
Dr. Rabia Güneş, ateşli havalenin çocukluk çağında herhangi bir ateşli hastalık sırasında görülen havale olduğunun altını çizerek, “Ateşli havale, 6 ay ile 6 yaş arasında görülür. En sık da 2 ile 3 yaş arasıdır. Herhangi bir ateş yapan durumda görülebilir bir durumdur. Ateşli havalede kalıtımın rolü büyüktür. Genellikle hastaların yüzde 25’inde aile öyküsü mevcuttur. Ateşli havale genellikle kısa sürer ve kalıcı hasar bırakmaz. Ateşli havale ile ateş bulgularını birçok anne baba karıştırabilmektedir. Çünkü bulgular biraz birbirine benzemektedir. Ateş sırasında çocuklarda ciddi, yoğun bir titreme, sayıklama aniden halsizleşme, dudaklarda morarma, vücutta bir takım haritavari değişimler görülebiliyor ciltte. Aileler korkup bunu havale geçiriyor şeklinde yorumlayabiliyorlar. Ancak havale daha gürültülüdür ve daha korkutucudur. Genellikle aileler daha önce hiç böyle bir şey görmedik ve çok korktuk şeklinde acile başvururlar. Havale geçiren bir çocukta, havale şöyle olabilir; çocuk aniden bütün vücudunda kasılma şeklinde kasılabilir. Bu esnada gözlerini bir noktaya dikip sabit bakabilir. Dişlerde kilitlenme olabilir. Ağzından köpük gelebilir, bu esnada dışkısını ve idrarını kaçırabilir. Ya da aniden bütün vücudunu salma, sabit bir noktaya uzunca bir süre bakma şeklinde de görülebilir. Ya da vücudunun bir kısmında atma şeklinde yani ağzında seğirme veya kolunda atma şeklinde de görülebilir. Bunlar aslında ateş bulgularından ayırt edilebilecek durumlardır” dedi.
Ateşli havalelerin çoğunluğu kısa süreli olduğunu ve çocukta kalıcı hasar bırakmadığını ancak bazı durumlarda kalıcı hasar oluşma ihtimalinin olduğunu bildiren Güneş, “Zaten bizde bu durumlarda detaylı bir inceleme yapıyoruz. Örneğin, ateşli havale uzun sürdüyse, 20 dakikanın üzerinde sürdüyse, 24 saat içinde birden fazla havale atağı geçirdiyse, çocukta havaleden sonra bir tarafında hareket bir tarafında güçsüzlük bulgusu varsa ya da doktorun muayenesinde bir takım patolojik, nörolojik bulgular var ise kalıcı hasar oluşma ihtimali var ama her zaman olur demiyoruz, o yüzden detaylı bir inceleme yapıyoruz. Ateşli havale durumunda ilk dikkat edilmesi gereken nokta panik yapmamaktır. Çünkü panik zaman kaybettirir. Genellikle, ateşli havaleden korkmamak lazım. Kısa sürer ve kalıcı hasar genel olarak bırakmaz. Ateşli havalede ilk yapılacak şey, çocuğa pozisyon vermek, çocuğun dilinin ve ağzındaki sekresyonların solunum yoluna kaçmasını engellemek için yan pozisyona almak gerekiyor. Bu esnada hızlıca bir şekilde kıyafetlerinin çıkarılması gerekiyor. Eğer ki daha önce doktorunun önerdiği herhangi bir ateş düşürücü fitil varsa eş zamanlı olarak bunun da uygulanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Bunun dışında ılık kompresler, ılık bir banyo yaptırmanın da gerekli olduğunun altını çizen Dr. Rabia Güneş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu esnada yapılan bir takım yanlış uygulamalar var. Bunları kesinlikle yapmamak gerekiyor. Bunların ilki çocuğun kilitlenmiş ağzını açmaya çalışmak, ya da kasılmış olan uzuvlarını açmaya çalışmak, bunlar hem zaman kaybettirir, hem de yaralanmalara neden olabilir. Bunların hiçbir faydası yoktur. Bunlardan kaçınmak gerekiyor. Ayrıca bu esnada çocuğa ağızdan hiçbir şey vermemek gerekiyor. Bu uygulamalardan sonra acil olarak en yakın hastanenin acil bölümüne başvurmak lazım”.
İHA