Eşkar, yaptığı yazılı açıklamada balık tüketiminden vücuda alınan civanın, amalgam dolgudan alınan civadan çok daha fazla olduğunu bildirdi.

Neredeyse tüm hastalıkların nedeninin amalgam dolgulara bağlayıp, günah keçisi seçmeden önce bilimsel kaynaklara, Dünya Diş Hekimleri Federasyonu (FDI) ve Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) açıklamalarına göz atılması gerektiğini vurgulayan Eşkar, FDI ve ADA gibi büyük sağlık otoritelerinin yayınladıkları raporlarda amalgam dolguların zararları ile ilgili bilimsel bir kanıt olmadığını, aksine güvenilir ve etkili bir dolgu olduğunu açıkladıklarını kaydetti.

Eşkar, bu nedenle amalgam dolguya sahip kişilerin kulaktan dolma söylentilerle dolgularını söktürmesine gerek olmadığının altını çizerek, "Halk arasında gümüş dolgu olarak da bilinen amalgam dolgular bakır, kalay, gümüş ve civanın karışımıyla elde edilen güçlü restoratif dolgulardır. Amalgam dolgunuz varsa söktürmeyin. Amalgam dolgu yaptırmak isteyenler de gönül rahatlığı ile yaptırabilirler. Aynı zamanda son zamanlarda kompozit dolgu ve bonding sistemindeki gelişmelerle birlikte estetik kompozit dolguların dişe daha yakın görüntü verdiği için amalgam dolguların yerine tercih edilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Ancak rahatsız olmadığınız amalgam dolgularınızı sırf içinde civa var diye değiştirmenize gerek yok." bilgisini verdi.

Amalgam dolguların uzun yıllar kullanılabilen, aşınma ve kırılmaya karşı oldukça dayanıklı, ekonomik açıdan ise uygun dolgular olduğuna dikkati çeken Eşkar, "Amalgam dolgular daha ziyade derin çürüklerde dişi kurtararak komşu dişlerin de çürümesine engel olur. En belirgin dezavantajı renginin kararmasıyla oluşan çürük hissiyatıdır. Bu nedenle arka taraflarda kalan derin çürüklerde tavsiye edilir. Kompozit dolgular, henüz sağlamlık ve uzun ömürlülük konusunda amalgam dolguları yakalayamasa da güvenli olan her iki dolgu çeşidi de hastanın tercihine göre yapılmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.