MHP Genel Başkan Yardımcısı, Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir “Adım Adım 2023 - İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma Toplantıları” kapsamında İzmir Bornova’da gerçekleştirdiği konuşmada partililere seslendi. Çok partili hayat geçişten 2018 yılına kadar geçen sürece zarfından Türkiye’nin parlamenter sistemle yönetildiği ifade eden Özdemir, “Bölgemizde önemli hadiselerin cereyan ettiği ve dünyanın ağır şart ve sınamalardan geçtiği bir dönemde, ülkemizin huzur ve istikrarının tesis ve temininin ne derecede büyük öneme sahip olduğu gerçeği bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. 16 Nisan 2017 referandumunda milletimizin oyları ile Anayasamıza giren ve 24 Haziran 2018 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi en büyük kazanımımızdır. Zira küresel buhranın yaşandığı her dönemde, bütün ülkeler için ana tehdit konusu büyük sorun ve krizlerin vuku bulması, öngörülebilirlik seviyesi düşük ancak tesir potansiyeli yüksek gelişmelerin yaşanmasıdır. Bu zor durumların üstesinden başarıyla gelinmesi için her ülkenin ihtiyaç duyduğu ana konu ise siyasi istikrar meselesidir. Çok partili siyasi hayata geçişimizden 2018 yılına kadar geçen süre zarfında Türkiye parlamenter sistem ile yönetilmiştir. Aynı süreçte yönetim erki daha çok koalisyonlarla şekillenen bir hüviyette gerçekleşmiştir. Ne yazık ki koalisyon hükümetlerinin büyük bir çoğunluğu ise kısa süreli olmuş, böylelikle Türkiye siyasi krizlerle uğraşırken, milletimizi etkileyen sorun ve sıkıntılara sağlıklı çözüm getirebilme olanağı düşük seviyede kalmıştır. Bu durumun tek istisnası ise partimizin milletimizden aldığı yetkiyle sorumluluk üstlendiği 57. Cumhuriyet hükümetidir” ifadelerini kullandı.
“Terörizmin içeride oluşturduğu tehdit, azim ve kararlılıkla sonlandırılma aşamasına gelmiştir”
15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişiminin ardından siyasi istikrarının ne derecede önemli olduğunun bir kez daha anlaşıldığını belirten Özdemir, “15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişiminin ardından ülkemizin siyasi istikrarının ne derecede önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Türkiye iç ve dış tehditler itibarıyla Anadolu’yu vatan kıldığımız dönemden bu yana belki de en ağır sınamalarla karşı karşıyayken, siyasi istikrarımızı muhafaza edip, hızlı, etkin, yerinde karar alabilen bir mekanizmayla, denge ve denetleme unsurlarının sağlıklı çalışabileceği bir hükümet sistemi ihtiyacı her yönüyle kendisini göstermiştir. İşte bu şartlarda Sayın Genel Başkanımızın çağrısıyla Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne işaret etmiş, Türkiye’nin beka mücadelesinde temsilde adaleti, yönetimde istikrarı sağlayacak bir sistemin zorunluluğunu aziz milletimizle paylaşmıştır. Türk Milliyetçileri, Cumhuriyetimizin kuruluşu ve birinci aşamasında üstlendiği görevini, sistem değişikliği konusunda ve yine Cumhuriyetimizin üçüncü evresine geçişle beraber sürdürmüştür. Hamdolsun bu çağrımız milletimiz nazarında karşılık bulmuş, FETÖ ihanetinden hemen sonra ülkemiz kısa sürede toparlanmış, silkelenmiş ve atağa kalkmıştır. Bu kapsamda Suriye ve Irak’tan kaynaklanan terör tehdidinin kaynağında yok edilmesine yönelik çabalar başarıyla ilerlemiş ve bugün de devam etmektedir. Terörizmin içeride oluşturduğu tehdit, azim ve kararlılıkla sonlandırılma aşamasına gelmiştir” diye konuştu.
“CHP’nin takındığı tutum Türkiye karşıtı ülke ve çevrelerin yanı olmuştur”
Afrin başta olmak üzere Suriye’de icra edilen harekatlarda CHP’nin adeta PKK’yı koruyan bir tutum takındığını söyleyen Özdemir, “Cumhur İttifakı, içinden geçtiğimiz tarihi dönemde Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti tarafından milletimizin talep ve beklentisiyle kurulmuş, dua, destek ve iradesiyle de yoluna şeffaf ve üstün bir gayretle devam etmektedir. Biz kaynak ve feyzimizi sadece Türk milletinin kendisinden alırken, hedef ve mücadelemizi Türkiye için sürdürürken, ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırmayı murat ederken, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizi çok daha ileri bir seviyeye taşıma azmindeyken, Türkiye’yi sadece bölgesinde lider bir ülke değil dünyada sözü geçebilen birkaç ülkeden birisi kılma kararlılığıyla süper güç yapma hedefinde çalışırken karşımızda zillet olarak tanımladığımız partiler yer almıştır. CHP, İP, HDP, DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partilerinden oluşan zillet cephesi muhalefetliği gerçekte Türkiye’ye karşı sürdüren bir anlayıştadır. Yakın zaman öncesinde altında HDP’nin, üstünde CHP’nin olduğu bir masa etrafında buluşan bu partilerin tamamı, içi boş, kof ve karşılığı olmayan bir girişimle Türkiye’yi yeniden siyasi kaoslara mahkum bırakacak bir gündemi hayata geçirme gayretine girmişlerdir. Bu partilerden özelikle CHP’nin hem vahim hem de ibretlik durumu dikkatlerden kaçmamaktadır. Zira ülkemizi ilgilendiren, hak, menfaat, alaka ve milli çıkarlarımızın bulunduğu hemen her konuda CHP’nin takındığı tutum Türkiye karşıtı ülke ve çevrelerin yanı olmuştur. Suriye ve Irak’tan kaynaklanan terör tehdidini meşru haklarımız çerçevesinde bertaraf ederken CHP açıkça bu çabalara karşı çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Atatürk’ün ruhu CHP’yi terk etmiş, CHP emperyalizm ruhuna sarılmıştır”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem teklifinin güçsüzleştirilmiş Türkiye’nin taslak beyannamesi olduğunu vurgulayan Özdemir, “CHP, 28 Şubat günü bize göre Güçlendirilmiş Palavra Söylemiyle 48 sayfalık içi bomboş bir metinle yanına aldığı diğer siyasi partilerle bir metin yayınlamıştır. Lütfen dikkat buyurunuz, yarının Türkiye’sini inşa etmek için adım attıklarını söyleseler de, bu metinde Türkiye yoktur, Türk milleti yoktur, inanç yoktur, tutarlılık yoktur, insicam yoktur, irade yoktur, milli birlik ve kardeşliğe en küçük atıf yoktur. Ve bizim nazarımızda buruşturulup atılacak kâğıt parçasından farksızdır. Dahası aynı metnin içeriği Atatürk’ün ilke ve ülkülerinden uzaktır. Atatürk hasımlığı ise önerilen metnin adeta ruhunu yansıtmaktadır. Kurnazca ve sinsice Türkiye’nin üniter devlet yapısının hedef alındığı açıkça görülmektedir. Masaya alttan eklemlenen PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’nin görüşleri bu metinde kendisine yer bulmuştur. Hedefi ise istikrarsız hükümetler sarmalına Türkiye’nin tekrar hapsedilmesidir. Zira zillete verilen görev budur. Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP, aynı partilerle sözde demokrasi özde ise ihanet masasını kurmuştur. Atatürk düşmanları CHP’nin “dostlarımız” tanımlamasında kendisine böylelikle yer edinmiştir. Atatürk’ün ruhu CHP’yi terk etmiş, CHP emperyalizm ruhuna sarılmıştır” dedi.