Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen 5’inci Esnaf ve Sanatkarlar Şurası’na katıldı. Erdoğan, şuranın hayırlı olmasını temenni ederek, “Şuranın düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlarımıza sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. 2012 yılından itibaren her iki yılda bir düzenli olarak yapılması kararlaştırılan bu şuraya 2014 yılında da katılmış sizlerle birlikte olmuştum. Alınan kararların hayata geçirilme oranı bakımından 2014 şurası oldukça verimli olmuştur. Hala eksik kalan hususlar var. Ama kazanımlar oldukça önemlidir. Özellikle perakende ticaretin yeniden düzenlenmesiyle ilgili kanun esnaf ve sanatkarlarımızı için adeta bir devrim niteliğindedir. Araçlarını yenilemek isteyen ulaştırma sektöründeki esnaflarımıza ÖTV muafiyetiyle kolaylık getirdik. Yine vergi ve SGK borçlarıyla ilgili düzenlemelerle finans teşvikleriyle esnaf ve sanatkarlarımızın nefes almasını sağladık. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği kuruma borcu bulunan üyelerini temerrüt faizini silerek esnafımıza ciddi bir kolaylık sundu. Birliğimizin 242 milyon liralık alacağının 147 milyon lira temerrüt faizi bulunuyor. Bu tablo esnafımızın nasıl bir faiz batağına sürüklendiğinin en çarpıcı ifadesidir. İnşallah bu şuarada alınacak kararlar esnaf ve sanatkarlarımızın sorunlarının çözümü yönünde yeni ve çok önemli adımlar atılmasına vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.

"Atılacak her adımın cumhurbaşkanı olarak bizzat destekçisi olacağımı özellikle belirtmek isterim"
Esnafın bilhassa bürokraside karşılaştığı sıkıntıların çoğunun küçük düzenlemelerle çözülebilecek mahiyette olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Çıraklık ve kalfalık sistemi yani mesleki eğitim esnaf ve sanatkarlarımızın geleceği bakımından hayati öneme sahiptir. Bu alanda atılacak her adımın cumhurbaşkanı olarak bizzat destekçisi olacağımı özellikle belirtmek isterim. Şurada yapılacak değerlendirmeleri, tartışmaların, alınacak kararların şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Görüşleriyle teklifleriyle tenkitleriyle şuraya katkı verecek herkese şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

“Memuriyet kanunun değişmesi lazım"
“Türkiye esnaf ve sanatkarla en yakın ilişkisi olan başbakan, cumhurbaşkanı kim deseler herhalde ilk sırada şahsımın yer alması lazımdır” diyen Erdoğan, “Çünkü esnaflıktan gelme bir siyasetçiyim. Lise yıllarımdan itibaren hep siyasetin içinde oldum ama aynı zamanda geçimimi sağlamak için ticarette yaptım. Çocuklarıma da hep ticaretle uğraşmaları, bilhassa memuriyetten uzak durmaları tavsiyesinde bulundum. Memur kardeşlerim gücenmesin. Çünkü kamu görevi elbette önemlidir, değerlidir. Ama bir yönüyle de insanın gerçek potansiyelini ortaya koymasına mani olur. Kamuda belirli bir sistem var. Siz ne kadar yetenekli, ne kadar çalışkan, ne kadar cesaretli olursanız olun o sistem sizi belirli bir kalıba girmeye mecbur eder, hatta zorla sokar. Esnaf ve sanatkarlarımız başta olmak üzere serbest piyasa şartlarında çalışanlar ise emeklerinin, kabiliyetlerin, alın terlerinin karşılığını almaya daha yakındır. Elbette rızkı veren Allah’tır. Gençlerimize rızıklarını illa devlet kapısında değil, çok daha büyük bir potansiyele sahip dışarıda birikimlerinin ve ilgilerinin olduğu alanlarda aramalarını tavsiye ediyorum. Devlete kapağı bir atayım. Ondan sonra zaten ilanihaye benim para pul derdim olmaz. Mantık bu mu? Mantık bu. Devlete kapağı bir attı mı orada. Onun için biz ne diyoruz; bu memuriyet kanunun değişmesi lazım. Niye? Hakkını veren, çalışan devam etsin ama çalışmıyorsa bu millet, bu devlet onları sırtında taşımaya mecbur kalmasın. 15 Temmuz’da bunu yaşamadık mı? 15 Temmuz’dakiler bunlar değil mi? Bunlar işte. Yedirdik, içirdik bombaları onlar yağdırdı bize" değerlendirmesinde bulundu.

"‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışını hakim kılacak bir kamu personel rejimini kurması tavsiyesinde bulunuyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Nitekim Peygamber Efendimiz ‘rızkın onda dokuzunun ticarette olduğunu’ buyuruyor. Şu hususu da açıkça itiraf etmek isterim, Başbakanlık görevine geldiğim günden beri kamuda çalışma sistemini, devlet memuriyeti anlayışını değiştirmek için çok çalıştım. Ama pek az mesafe aldım diyebilirim. Niye? Anayasa değişikliği gerektiriyor. Ancak vazgeçmiş değiliz. Bu konuda yaptırdığım çalışmalar sayesinde Başbakanlıkta ve ilgili bakanlıkların elinde ciddi bir birikim olmuştur. Hükümetimize her fırsatta bu birikimi kullanarak bürokratik oligarşiyi yıkıp yerine ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışını hakim kılacak bir kamu personel rejimini kurması tavsiyesinde bulunuyorum. Türkiye’nin son 14 yıldır yaşadığı, tarihi dönüşümü bu reformu da hayata geçirerek bir adım daha ileriye taşıyacağına inanıyorum. Mevzuatıyla ve uygulamasıyla esnafın ve sanatkarın önünü tıkayan değil, önünü açan bir bürokratik alt yapı kurulana kadar sizlerin meselelerinin de takipçisi olacağımı bilmenizi isterim.”