Elektrik fiyatlarına yapılan fahiş zamlara, yükselen doğalgaz fiyatlarına, benzin, motorin, oto gaz fiyatlarındaki sürekli artışlara, bütün mal ve hizmet fiyatlarının daha da artacak olmasına, hayat pahalılığının çekilmez hale gelmesine, aşırı zamlardan dolayı ödenemeyecek faturalar nedeniyle elektriği, gazı ve suyu kesilecek binlerce vatandaşımızın soğuk ve karanlık günlere mahkûm edecek politikalara itiraz ettiğimiz için, basın açıklaması yapmak adına Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı, İyi Parti İlçe Başkanlığı, Saadet Partisi İlçe Başkanlığı, Demokrasi ve Atılım Partisi İlçe Başkanlığı, Gelecek Partisi İlçe Başkanlığı, Demokrat Parti İlçe Başkanlığı ve Mudanya Kent Konseyi Başkanlığı olarak; Mudanya’mızın tarihi Mütareke Meydanında toplanmış bulunmaktayız, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyoruz.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Mütareke kahramanı İsmet İnönü ve milletini vatansız bırakmamak için toprağa düşen şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş gazilerimizi, rahmet ve minnetle anıyor, ruhları şad olsun diyoruz.
Atalarımız, bağımsız bir vatan toprağı, özgür ve refah içinde gelecek nesillere barış ve huzur dolu bir istikbal için, büyük bedeller ödeyerek, zor günler geçirmiş olarak kurtuluş savaşını verdiler. 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanından, 1938 yılına kadar geçen 15 yıllık sürede gerçekleştirilen devrimlerle birlikte, sanayi hamlesini de başlattılar. Bu süre zarfında 46 sanayi kuruluşu kurularak, uçak bile ihraç edilmiştir. 2000’ li yıllara kadar 278 Kamu iktisadi devlet teşekkülü oluşturulmuştur. Bu teşekküller, ülkemize istihdam yaratmış, yurt dışına ihracat gerçekleştirmiş, milyonlarca emekçi emekli olmuştur.
Ekonomik konularda son zamanlarda rüzgarlar ters esmeye başlamıştır. Zarar ediliyor gerekçesi ile devletin sırtında kambur gördükleri 278 Kamu İktisadi Devlet Teşekküllerinden 207’sini özelleştirme adı altında 62 milyar dolara yok pahasına satmışlardır. Özelleştirmenin tekel oluşturmaması ve denetlenmesi gerektiği gerçeği maalesef son yıllarda sıkça göz ardı edilmiştir. Dolayısı ile özelleştirme kötü yönetildiği için kötü sonuçlar doğurmuştur. İktidar, üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisi sistemini tercih etmiş olup, devletin bütün birikimlerini betona gömmüştür. Kamu özel iş birliği kapsamında, yap işlet devret modeli ile yaptırılan yollar, köprüler, tüneller, şehir hastaneleri, hava limanları, yapımcı şirketlerle imzalamış olduğu anlaşmaya göre, geri ödemeler dolar cinsinden hazine garantili olması, 84 milyon vatandaşımızı, yıllarca sürecek hatta doğmamış olan bebeklerimizi bile borç yükümlülüğü altına sokmuştur.
Ülkemizde, 2000 yılına kadar da ekonomik krizler yaşanmıştır. Ancak bu krizlerden çıkmak için üretimi artırmak, üretimi artırmak içinde, tarım sektörü, hayvancılık sektörü ve sanayi sektörü devlet tarafından verilen teşviklerle desteklenmiş ve kısa zamanlarda krizler atlatılmıştır. Son yıllarda her nedense teşvikler yalnız beşli guruba verilmektedir. Bir zamanlar tarım alanında ithalat yapmadan kendi kendine yeten bir ülke iken, şimdi saman bile ithal eder olduk. Sonuçta tarım girdi maliyetlerindeki fahiş artışlar ile tarımı bitirdiler, yem fiyatlarındaki fahiş artışlar ile de hayvancılığı bitirdiler, hububatta tohum sertifikalarını uluslararası şirketlere teslim ettiler, katma değeri yüksek sanayi malları ihracatımızı yok ettiler, tüketicinin alım gücünü yok ettiler, 12 milyon işsizimiz, açlık sınırı altında yaşayan insanlarımız her geçen gün artarken, bir emekli en az 4 kişiye bakmak zorunda kalmışken, küçük esnaf kepenk kapatmışken, düğünde dernekte çeyrek altın yerine gram altın bile takamayan vatandaşın yastık altındaki altınlarına göz dikilmiş bir ekonomi modelinde, zamlardan kurtulmak pek de mümkün görünmüyor. 1 Ocak’tan itibaren elektriğe kademeli olarak %50 ile %127 doğalgaza konutlarda %25 oranında fahiş zamlar yapılmıştır.
Bugün içinde bulunduğumuz ve yaşamakta olduğumuz yağmur gibi yağan zamların sebepleri yıllarca izlenen yanlış kararların alınmasından kaynaklanmaktadır. Devlete ait Kamu iktisadi Devlet teşebbüslerinin özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekilerek devre dışı bırakılması büyük handikaptır.
Yıllarca dünyada kendi kendine yeten yedi tarım ülkesinden birisi iken; bugün gıda ithal eden ülke durumuna düşürülmemiz, plansız programsız ve dengesizce yapılan özelleştirme ve yanlış tarım politikaları sonucudur.
Ücret ve maaşlarda taban ve tavan arasındaki uçurum, asgari ücret ile ödenmekte olan emekli maaşları arasındaki adaletsizlik, haksız vergi, faiz ve zamlar ile serbest ekonomi politikaları istikrarsızlığın başlıca sebepleri arasındadır.
Üretmeden tüketmek, tasarrufu özendirmemek hangi akıl ve mantığa hizmet etmektedir. Yolsuzluk söylentilerinin ayyuka çıkması güven ve itikadı ortadan kaldırmaktadır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bol keseden atılan vaatler halkımızın aldatılmasına, felaketlerin alevlenmesine sebep olmaktadır. Yüksek enflasyon sonucunda maalesef paramız pul olmuştur. Ucuz ürün satan zincir marketler bile artık bu kötü yönetime çare olamadığı için mutfaklar hızla yanmaya devam etmektedir. Mevcut iktidar, ücret gelirlerinden başka gelirden alamadığı vergiyi, dolaylı olarak yani harcamalar üzerinden de almaya devam etmektedir. Bu şu anlama gelmektedir; bebeğine yüz liralık bez alan asgari ücretlide, 4-5 yerden maaş alan ücretlide aynı Katma değer Vergisi’ni ödemekte, hatta işsiz ile en çok kazanan da aynı KDV’yi ödemektedir. En büyük ve haksız vergi ise; yüksek Enflasyondur. Son yıllarda ülkemizde görülen kötü yönetimin ülkemizi içine soktuğu durum, karşımıza derin bir yoksulluk olarak çıkmış bulunmaktadır. Bugün ülkemizde çalışanlar ve emekliler maalesef yoksuldur. Elektrik ve doğalgaz faturaları karşısında halkımız çaresizdir. Evlerinde battaniye altında soğuktan titremektedirler. Market rafları doludur ancak zamlardan dolayı alım gücü olmayan, zamlar karşısında ezilen halkımız için bu raflar sadece seyirliktir. Asgari ücretteki artış, yaşanan fiili enflasyonun çok çok gerisindedir.
Artık Hükümet, sadece kepçeyle toplamayı bilmekte, emeklilere ve çalışanlara zam verirken elinde bir çay kaşığı bile tutamamaktadır.
Buradan hükümete sesleniyoruz, güzel Ülkemizi algıyla değil lütfen bilgi ile yönetin diyoruz. Ve zamları geri çekin diyoruz.
Bu basın açıklamasına imza koyan Mudanya’daki siyasi parti ilçe başkanları olan bizler; Ülke ekonomisini bu kadar kötü duruma getiren siyasi iktidarın bu kötü gidişatı asla düzeltemeyeceğini görmekteyiz.
Bizler sizlerle bütünleşerek bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyor ve en derin Saygılarımızı sunuyoruz.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ
Mudanya İlçe Başkanı Ömer AYDIN
İYİ PARTİ
Mudanya İlçe Başkanı Hüseyin HATİPOĞLU
SAADET PARTİSİ
Mudanya İlçe Başkanı Saim Sakin GÜVEN
DEMOKRASİ VE ATILIM PARTİSİ
Mudanya İlçe Başkanı Dilek DURAK
GELECEK PARTİSİ
Mudanya İlçe Başkanı Neşe TÜREYENGİL
DEMOKRAT PARTİ
Mudanya İlçe Temsilcisi Yusuf ÖZ
KENT KONSEYİ
Mudanya Başkanı İbrahim ÖZYURTLU
BURSA HABER PORTALI