Bursa'nın Kestel İlçesinde Belediye tarafından doğal sit alanında yer aldığı için yıkımı gerçekleştirilen lüks kaçak villanın ardından çıkan iddialar üzerine Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, açıklamalarda bulundu.
Kestel İlçesinde Almanya'da yaşayan bir gurbetçi iş insanına ait lüks kaçak yapının bizzat AK Partili Belediye Başkanı Önder Tanır'ın talimatı ile yıkılmasının ardından, ilçede farklı iddialar meydana gelmişti.
İş insanı, bazı sosyal medya hesapları üzerinden rüşvet vermesine rağmen villasının yıkıldığını iddia ederken, savcılığa verdiği ifadesinde ise bir belediye başkan yardımcısı ile sadece Almanya'ya taze meyve ticareti yapmak için aralarında para transferi olduğunu kaydetti.
Lüks kaçak villaya göz yummadığı için hakkında çeşitli iddialar çıkan Kestel Başkanı Önder Tanır, basın toplantısında ortaya atılan iddialara yanıt verdikten sonra savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu.
Bu gelişmelerin ardından daha birkaç hafta önce hobi evleri ilgili Kestel Belediye Başkanına yönelik olarak yaptığı açıklamada "Gücün yetiyorsa kaçak lüks villaları, şatoları yık" çağrısında bulunan İyi Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, bu kez de kaçak lüks villayı yıktığı için ilgili başkanı suçladı.
Selçuk Türkoğlu'nun aynı toplantıda 2 dönem sonra AK Parti'den İYİ Parti'ye geçtiği için rozet taktığı meclis üyesinin de kiracısı olduğu belediyeye ait çay bahçesinde yine belediyeye ait elektrik saatinden 10 yıldır kaçak elektrik kullandığı ve geriye dönük sarfiyatın tahsis edilmesi hususunda işlem başlatıldığı ortaya çıktı.
CHP İl Başkanı İsmet Karaca, ardından hukuka intikal eden bir konu hakkında ağır ithamlarda bulundu. Bu basın toplantısında iftira ve iddialar üzerinden acımazsızca belediye başkanını hedef alan CHP İl Başkanı İsmet Karaca, Kestel Belediye Başkanının görevden alınması gerektiğini de açıkladı. Savcılığa suç duyurusunda bulunduğu için susan, ancak bu gelişmelerin ardından sessizliğini bozan Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Önder Tanır, "Adalete intikal eden bir konu hakkında hiçbir belge bilgi olmadan acımasızca iftira ataktan geri kalmayan, hatta daha da ileri giderek görevden alınmamı isteyen CHP ve İYİ Parti İl Başkanlarına sesleniyorum. Şimdi, sizi yanıltan, acımazsızca iftira atmanıza, karalamanıza neden olan ilçe başkanlarınızı görevden alacak mısınız?" diye sordu.
"Şehit evi değil, yazlık olarak kullanılan lüks bina"
İlk günden bugüne istisna tanımaksızın, partili partisiz gözetmeksizin, sıfatlara hiç bakmaksızın herkese aynı muameleyi yaptıklarını açıklayan Tanır, "Şehit evi konusundaki iddialara gelince... Bu evi yapan arkadaşımızın kardeşi 1993 yılında şehit olmuş. Hepimizin şehididir. Rahmetle anıyorum. Oysa, bu kaçak yapıyı yapan insanların ekonomik imkanları son derece iyi. Yapılan, yazlık olarak kullandıkları lüks bir bina. Kısmen orman arazisine işgali olan bir yapı. Planlama konusunda herkese yaptığımız gibi yasal süreçleri kendilerine tanıdık. Hatta burayla ilgili ilk kaçak tespiti bizden önceki dönemde yapılıyor. Aslında mal sahibi şehidimizin abisi. Ancak ne hikmetse, bina zaptını annesinin üzerine tutmuşlar. Allah rahmet eylesin, geçtiğimiz sene vefat eden Ayşe Kamışlı teyzemizin üzerine zabıt tutularak bir nevi ön alma yapılmış. Tespitimizi yaptık, ikazlarımızı yaptık. Ruhsatlandırılabilmesi için süre de verdik. Ancak bir gelişme olmadı. Daha sonra itirazları oldu. Yapı kayıt belgesinin geçersiz olduğu ortaya çıktı. Biz de yıkım sürecini başlattık. Yıkmak için gittiğimizde ortalığı ayağa kaldırdılar. Sanki biz bir şehit annesinin evini yıkıp, o anneyi sokağa atıyormuşuz gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Şehit annemiz hayatta olduğu sürece oraya dokunmadık. Vefatının üzerinden çok uzun bir zaman geçti. Biz yine oraya dokunmadık. Ancak ondan sonra dosyayı gündeme aldık. Maalesef şu an "neden yıkıyorsunuz?" diye bağıranlarla geçmişte "neden yıkmıyorsunuz?" diye bağıranlar aynı kişiler."
"Hiç kimseye ayrıcalık tanımayacağız"
Bu güne kadar yıkımını gerçekleştirdikleri kaçak yapıların yüzde 99'unun lüks yapılar olduğuna dikkat çeken Tanır, "Bizim yıkım yapıp da sokakta bıraktığımız tek bir insan çıkmaz. Yıkıp sokağa bıraktığımız bir tek kişi yoktur. Hepsinin imkanları yerinde. Bu aile de, şehit ailesi olduğu için üzülmelerini istemedik. Bütün eleştirilere rağmen, istismar olduğunu bile bile şehit annemizi üzmemek için biz oraya dokunmadık. Annemizin vefatından yaklaşık bir yıl geçtikten sonra işlem yapmak istedik. Tabii ki yıkacağız. Bu işin sağı solu, az inançlısı, çok inançlısı yok. Herkese eşit yaklaşıyoruz. İstismar istismardır. Hiç kimse, araya insanları sokarak bu işten kurtulacağını düşünmesin." şeklinde konuştu.
"İyi Partili meclis üyemizin kardeşinin 10 yıldır kaçak elektrik kullandığını tespit ettik"
Kestel Belediye Başkanı olarak, tüm kesimlerin, tüm mahallelerin, tüm yaş ve inanç gruplarının başkanı olduğunun altını çizen Başkan Önder Tanır, "Kestel'de bizim iki dönem belediye meclis üyeliğimizi yaptıktan sonra törenle İYİ Parti'ye geçen bir arkadaş var. Konunun özü şu: Bizim belediye binamızın altında bir kahve var. O meclis üyemiz, kardeşi ile birlikte orada bizim kiracımız. ve biz arkadaşlarımızla tespit ettik ki, 10 senedir elektriği belediyeden kaçak olarak kullanmışlar. Tabii ki, bunu tespit ettik ve kestik. Geçmişe dönük de işlem başlattık. Bunun üzerine arkadaşımız, hopladı zıpladı! Biz bunları bugüne kadar anlatmadık. Demek ki anlatmak lazım. İYİ Parti Kestel İlçe Başkan Emin Elüstü'nün öz dayısının, Derekızık Köyü'ndeki kaçak yapısı da gündemde. Üstelik bir kere de değil, bir kaç kere ricacı oldu. Şu an yıkım sırasında bekleyen yerine numarataj vermemi istedi, benden yol istedi. Biz buna da izin vermedik." dedi.
"CHP İlçe Başkanı, babasının kaçak yapısı için bana geldi"
Tanır, "CHP boyutuna gelince. CHP Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan. İlçe başkanının bir bayan olmasına ben aslında sevinmiştim. Lakin, zaman gösterdi ki yanılmışız. Yani bir zerafet, bir kalite getirmedi siyasete. Ben telefon açıp Hatice Hanım'ı bilgilendirmiştim. Meclis'te konuyu gündeme getirdiler. Doğaldır, benim kimseye kota koyacak halim yok, haddim de yok. Ancak, belgeyle değil, mış'larla, miş'lerle... Zerafetten kastım budur mesela. Ellerinde hiç bir somut belge olmadan yaptılar bunu. Hatta bilgi dahi olmadan yaptılar. Bu noktada CHP ilçe başkanı ve il başkanının tavrını ben yadırgadım. Konu hukukta. Nasip olursa, bununla alakalı gerçek ortaya çıktığında bizim yüzümüze nasıl bakacaklar? Bu noktaya gelecek kadar, benim istifamı isteyecek kadar bunları kinlendiren nedir? Bu kadar basit mi? İnsanları karalamak bu kadar basit olmamalı. Oysa Hatice Hanım, bu olaylardan çok kısa bir süre önce kendi ailesinin kaçak katının görülmemesini istedi benden! CHP İlçe başkanı, birinci derecede yakınının kaçak katının görmezden gelinmesi için bana geldi. Bununla alakalı yapılabilecek bir şeyin olmadığını söyledik. "Şunu yapalım, bunu yapalım, şuraya bağış yapalım" dediler. Böyle bir şey yok. Belgeleriyle ortaya koyabileceğim gerçekleri açıklıyorum." dedi.
"CHP İl Başkanı görevden alınmalı"
Tanır, "CHP İl Başkanı İsmet Karaca, yaptığı basın toplantısında beni istifaya davet etmişti. Biz de İsmet Karaca'ya buradan seslenelim. Birinci derecede yakınının kaçağıyla alakalı talebi olan ilçe başkanının bu yaptığının bir bedeli olacak mı? İsmet Karaca ilçe başkanını istifaya davet edecek mi? İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu'na da seslenelim. İlçe başkanının birinci derecede yakınının kaçağıyla ilgili bir kaç kere ricada bulunmasının bir karşılığı, bir bedeli olacak mı? Biz, mış'la, miş'le, birilerinin üfürmesiyle değil, elimizdeki belgelerle, ispatlı bir şekilde her iki il başkanına seslenmiş olalım. Kendi ilçe başkanları ile ilgili bir yaptırımları olacak mı? CHP İl Başkanı, hukuk çerçevesinde gerçekleri ortaya çıkarmak istiyorsa, yanlışların üzerine gitmek istiyorsa yanlış yerde kazı yapıyor' şeklinde konuştu.
İHA