Bursa'da bir otelde düzenlenen Karayolları Bölge Müdürleri toplantısına katılan Bakan Arslan gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arslan, bir gazetecinin, "Bir ve ikinci köprünün gelirlerinin 3. köprünün yapım giderlerini karşılamadığı yönünde haberler yayımlandı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine birinci ve ikinci köprüyle üçüncü yani Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprülerinin konseptlerinin çok farklı olduğunu söyledi.
"Bunları birbiriyle karıştırmak, kıyaslamak adeta armut ile elmayı toplamaya çalışmak demektir." diyen Arslan, şöyle konuştu:
"Çok farklı görevleri ve fonksiyonları var. Bir şey daha var ki hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü hem Osmangazi Köprüsü ve devamındaki otoyollar, bizim yap-işlet-devret metoduyla yaptırdığımız projelerdir. Bu projeler bize iki şeyi sağlamış olacak; birincisi insanımızın seyahat konforunu artıracak, hayatını rahatlatacak, kolaylaştıracak. İkincisi ise özellikle ticaretin, ekonominin büyümesi adına yük hareketini sağlamış olacak ki böylece etrafındaki coğrafyada yani Osmangazi Köprüsü ve otoyolu İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir ve daha güneydeki bütün bu şehirlerin birbirine yaklaşması, ticaretin kolaylaşması, dolayısıyla da ülkemize ilave katma değer oluşturması anlamına geliyor."
"Bu otoyollar ve köprüler bize kalacak, bizim olacak"
Arslan, köprüleri sadece geçen araç trafiğiyle kıyaslamanın doğru olmadığını, bunların bulundukları coğrafyanın kalkınmasını, ülkenin büyümesini sağladığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı otoyolları da yine Kocaeli'yi, İstanbul'u, Trakya'yı yani Tekirdağ'ı, Edirne'yi Kırklareli'ni velhasılı kelam Anadolu'yu Avrupa'ya yaklaştıran bir köprü ve otoyollardır. Onlar da etraflarında sadece geçen araçtan kaynaklı değil etraflarında ülkenin kalkınmasını sağlayacak ticaretin lokomotifi haline geliyorlar. Bu birincisi. Dolayısıyla bunun birinci ve ikinci köprüyle ilgisi yok. Buna böyle bakmak lazım. İkinci konu da şu; yap-işlet-devretle yaptığımız projelerde elbetteki başlangıçta garantiden kaynaklı fark ödemek zorunda kalacağımız, zaten başlangıç fizibilitelerimizde gösteriyordu, zaman içinde bu azalacaktır. Ama daha önemlisi işletme döneminin sonunda bu otoyollar ve köprüler bize kalacak, bizim olacak. Biz de dönüp bunları işleteceğiz veya havalimanlarında olduğu gibi işletmelerini bu sefer kiraya vereceğiz, işletmeyle ilgili imtiyaz vereceğiz, ülkemize bir gelir elde edeceğiz."
"Bu iki projeyi diğerleriyle kıyaslamayın lütfen"
Söz konusu iki köprüyü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü veya Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'yle kıyaslamanın kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Arslan, "Her projenin yerine getirdiği bir fonksiyonu, ülkenin kalkınması adına görev üstlendiği bir fonksiyonu var. Bu iki projeyi diğerleriyle kıyaslamayın lütfen. Yap-işlet-devret modeliyle yaptığımız projelerin de yüklenicilerinin günün sonunda bunları bize devredeceğini unutmayın lütfen." ifadelerini kullandı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin Türkiye ile ilgili kararının sorulması üzerine Arslan, "Az önce saydığımız projeler de dahil yaptığımız bütün büyük projeler Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi ve dünya ticaretinden daha fazla pay alması anlamına geliyor. Biz dünya ticaretinden daha fazla pay aldıkça bunu kendi aralarında paylaşanlar rahatsız olmaya başladılar." dedi.
"Bu kararı biz kabul etmeyeceğimizi zaten söyledik"
Arslan, onun için Türkiye'nin önüne engel koymak, büyük projelerinin yolunu kesmek adına ellerinden gelen her türlü gayreti gösterdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biz de tam tersi buna mukabil, 'Durmak yok, bütün büyük projeleri tek tek hayata geçireceğiz.' diyoruz ve geçirmeye devam ediyoruz. Bu konuda da Türkiye ile baş edemeyenler farklı yöntemlerle, siyasi kaygılarla Türkiye'nin önünü kesmeye, imajını bozmaya çalışıyorlar. Herkesin bilmesi lazım ki Türkiye gelişmesine devam edecek. AB veya Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin aldığı karar, kesinlikle siyasi, başkalarına hizmet eder bir uygulama. Başkalarından kastımızın ne olduğunu biliyorsunuz, özellikle ülkemizin zayıf düşmesini isteyenler ve yine bunun için ülkemizin zayıf düşmesi için terör örgütleri dahil onların istediğine hizmet eden bir uygulama, karardır.
Bu kararı biz kabul etmeyeceğimizi zaten söyledik. Ama bilsinler ki hangi yolla olursa olsun Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini istemeyenler, engellemeye çalışanlara rağmen biz büyümeye gelişmeye devam edeceğiz. Onların lokomotifi olan ulaşım ve erişimi sağlamak adına da bugüne kadar ortaya koyduğumuz bütün projeleri tek tek gerçekleştirdiğimiz gibi bugünden sonra da boş durmayıp 2023 hedeflerine ve sonrasına bizi götürecek projelerin hepsini tek tek hayata geçireceğiz. Ben bunu çok net bir şekilde ilişkilendiriyorum ve diyorum ki evet kalkınmalıyız. Dünyada rekabet olacaktır ama rekabet etmek için bizden daha iyi projeler ortaya koysunlar. Proje ortaya koyup rekabet edemeyenler dolaylı yollardan bizim büyümemizi engellemeye kalkmasınlar."
AA