Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa Bilecik Eskişehir Kalkınma Ajansı (BEBKA) ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bursa Ticaret Müdürlüğü tarafından "Perakende Ticaret Sektörü Zirvesi" düzenlendi.

BTSO'da gerçekleştirilen zirvede gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özpamukçu, cirosal olarak bakıldığında perakende sektörünün Türkiye'de üretimden sonraki 2. büyük sektör olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 750 milyar liralık perakende büyüklüğü olduğunu kaydeden Özpamukçu, "Türkiye'nin büyümesinin 2,9 olduğunu düşündüğümüzde Türkiye'nin büyümesinin üzerinde büyümesine devam edebilen bir sektör. Organize perakende, Türkiye'de 257 milyar seviyesinde. Türkiye'de organize perakendenin toplam perakende içindeki payı 3'te 1. Gelişmiş ülkelere baktığınızda bu oranlar, yüzde 60-70'lerdedir. O bakımdan Türkiye'de organizeleşme, modernleşme üzerine daha epey bir yol alma ihtiyacı var." diye konuştu.

"Organize perakendenin gelişmesi lazım"

Özpamukçu, perakende sektöründe özellikle yurt dışına sunabilme becerisi, organizeleşme, modernleşme ve markalaşmanın önemli olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin en önemli problemi, ortak büyütme, ortaklıklar kurarak işi büyütme kültürünün tam manasıyla yerleşmemiş olması. Bunu tarımda, sanayide, imalathane, esnafta da görüyorsunuz. Halbuki modernleştikçe, organize perakende oluştukça, kurumlar güçlendikçe bunlar, ihracat yapabilen, marka ortaya koyabilen kurumlar haline geliyor. Organize perakendenin yurt dışında 4 bin civarında mağazası var. Yurt dışına ihracat yapılıyor artık. Bu ihracat, Türkiye'de üretilen malları markalar vesilesiyle dışarıya satabilmemiz demek. Organize perakendenin gelişmesi lazım. Küçük perakendecilerin ortak kültürle nasıl sermaye birikimi yapıp kooperatif gibi altyapılarla veya devletin ortaya koyduğu yaklaşımları nasıl değerlendirerek, büyüyerek, bu yarışa girmelerinin yollarını araştırması lazım."

"Perakende, Türkiye'de gayri safi milli hasılanın neredeyse 3 katı hızında büyüyor" diyen Özpamukçu, bunun imalatçının pazara çıkarabilmesine vesile olduğunu vurguladı.

"AVM'ler neredeyse tu kaka ilan edilecek"

Bazı konularla ilgili yanlış bir algı oluştuğuna işaret eden Özpamukçu, şunları kaydetti:

"AVM'ler neredeyse tu kaka ilan edilecek. Halbuki bu büyümenin, dinamiğin dinamosunda AVM'ler var. AVM'ler açılamasaydı markalar, kendilerini ifade edecek yerler bulamayacaklardı. Türkiye'de caddelerdeki metrekareler çok sınırlı. Şu anda bile AVM'nin metrekare büyüklüğü, Batı'daki rasyolara göre çok çok altta. Yani 'Vay öldük, bittik' yakınmasını bir kenara bırakıp 'Nasıl buralarda yer alacağız?' diye düşünmeliyiz. Devlet de bu konuda yönetmelikleriyle, geliştirdiği yaklaşımlarla oralara daha çok lokal müesseseler girebilsin ama girmekle yetinmesin ve büyüme, kurumsallaşma hedefi olsun. Çünkü organize perakende, bu memlekete kayıtlı istihdama, kayıtlı ekonomiye katkı demek. Ekonominin kayıt altına alınması için organize perakende, çok önemli bir işlev sergiliyor. Bizim bütün kasalarımız vergi dairesi gibi çalışıyor."

"e-ticaret ile ihracat fırsatı"

Özpamukçu, e-ticaret ve dijitalleşme konularına da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer büyürseniz, iyi bir kurumsal yapıyı tesis ederseniz, sermaye birikiminiz olur ve yurt dışına da oluşturduğunuz perakende ürün gamıyla kabul, beğeni görecek hale gelirseniz zaten ihracat yapabilir kapasiteye ulaşırsınız. e-ticaret ve dijitalleşme, yıkıcı etkiler yaratabiliyor. Amazon geldi, bir anda ve çok hızlı büyüyor. Amerika'daki perakendeyi inanılmaz dönüştürdü ve değiştirdi. Birçok perakendeciyi zora soktu aslında. Alibaba da Çin'de anormal büyüyor. Türkiye'de güçlü firmalar olmalı ki e-ticareti, dijital dönüşümü yapabilelim. Eğer kaynağınız, gücünüz yoksa bu değişimi yapamaz, ezilmeye mahkum olabilirsiniz. Aslında bu e-ticaret anormal bir fırsat getiriyor. Belki yurt dışına ihracatı çok fazla dükkanlaşmadan, çok fazla yatırım yapmadan da e-ticaret aracılığıyla yapabileceğiniz imkanlar sağlıyor."