Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasında Meclis Başkanı Hanifi Öksüz başkanlığında sektörün önde gelen iş adamlarının katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Burada bir açıklama yapan Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hanifi Öksüz, Pakistan ve Türkiye arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşmasının 1991 yılındaki benzer bir krizin tekrar geleceğini söyledi.
1991 yılında dokuma tezgahları ile yeni iş yapmaya hazırlanıldığı bir evrede Pakistan ile serbest ticaret anlaşması neticesinde tezgahlarının tek tek kapatıldığına değinen Öksüz, “1991 yılında dokuma tezgâhlarını yeni getirtmiştik. Hatta ne güzel işmiş bu diyorduk. Yatırımı yaptık, iki ay sonra Pakistan ile Serbest Ticaret Anlaşması yapıldı. Tezgahların yarıdan çoğunu kapattık. Ortalama gelir seviyesi senede bin 400 dolar olan bir ülkenin işçisinin maliyeti ne kadar olacak. Türkiye’nin 6’da 1’i olan bir ülke. Bu maliyetler ile başa çıkmamız mümkün değil” dedi.
“En iyi şekilde anlatmak lazım”
Kahramanmaraş gibi tekstilde üretim yapan tüm kentlerin bu anlaşma ile olumsuz etkileneceğine değinen Öksüz, “Bunları en iyi şekilde anlatmak lazım. Ülkenin doğal kaynakları yok. Müteşebbis kazanacak ki ülkemiz kazansın. Biz kazanmazsak ülkemiz zor durumda kalır. Bu ülkenin en büyük yatırımı özel sektördür. Sektörün dışında olan ve bu sıkıntıları bizzat yaşamayan insanlara bunu anlatmak çok zor. Şu anda da ülkemizde işsizlik oranları yukarı seviyelerde. Türkiye’nin lokomotif sektörü tekstil. Aynı zamanda da bu sektör bir istihdam deposudur." diye konuştu. Dünya ekonomisinde yaşanan daralmaya dikkat çeken Öksüz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizler zaten sektörde faaliyet gösteriyoruz. İşlerimizde dünyada yaşanan kriz nedeniyle bir daralma var. Hem iyi fiyata ürün satamıyoruz, hem de sattığımız ürünün parasını almakta sıkıntı yaşıyoruz. Bankaların uyguladığı politikalar nedeniyle sektörde finansman açığı yaşanıyor. Biz tekstilde zincirin halkası gibi birbirine bağlıyız. Senin durumun iyi olsa da, rakip bir işletmeye gelecek olumsuz bir durum seni de etkiliyor. Paranı tahsil edemiyorsun. Herkes birbiri ile ticaret yapıyor. Bazı firmalar iplik alıyor, bazı firmalar dokuyor, bazı firmalar bunları satıyor. Biz birbirimizi düşünmek zorundayız.
Türkiye’de güçlü bir tekstil lobisinin oluştuğuna inanıyorum. Bu lobinin alacağı güç tabandan başlar. Tabandan güç vermeliyiz. Elimizden ne geliyor ise yapmalıyız. Kime ulaşabiliyorsak konunun vahametini anlatmalıyız. Kamuoyu ancak böyle oluşur. Bu mesele hafife alınacak bir mesele değil.”
İHA