Türkiye’de 1993 yılından bu yana çeşitli kurumlarda brokerlik ve yatırım uzmanlığı görevinde bulunan ve şuan özel bir bankanın Trabzon’da Yatırım Merkezi Müdürlüğü görevini yürüten Ufuk Özcan, “Borsadan Korkma, Borsa Senden Korksun” kitabının ardından 2. kitabı olan “Seni Yeneceğim Borsa” kitabını çıkardı.
Son kitabını “Borsamızdaki küresel oyuncular ve onların Türkiye'deki uzantılarının özellikle küçük yatırımcımız üzerinde oynayageldiği oyunların açığa çıkartılması ve daha da önemlisi kendilerini koruyabilmeleri konusunda onlar adına atılan ’artık bu devran böyle gitmeyecektir’ çığlığı” olarak özetleyen Özcan, kitaplarında Türkiye’de özellikle küçük yatırımcıların yaptığı yanlışlara vurgu yaptı.
“Siz bilinçli olmazsanız, kuramadığınız oyunun büyük oyuncularının piyonu olursunuz”
Bir oyun kurulduğunu bu oyunun sahnesinin 'Finansal piyasalar', oyuncularının 'Büyük profesyoneller ile küçük ve bilinçsiz yatırımcılar' olduğunu kaydeden Özcan "Ancak bu oyunun sonunda para artık el değiştirmiştir ve unutmayın ki siz bilinçli olmazsanız, kuramadığınız oyunun büyük oyuncularının piyonu olursunuz. Büyük oyuncuların en bildikleri şey oyunu kurdukları ülkedeki yatırımcıların davranış kalıplarıdır.
Biz Akdeniz insanlarının en temel özelliği duygusallığımızdır. Duygusallık ise finansal piyasaların en büyük düşmanıdır. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bize gösterdi ki, toplum hayatının tüm alanlarında birlik, bütünlük içinde olmak ve yaşananları doğru değerlendirmek, tarafını sadece vatana sadakat olarak seçmek zorunluluktur. Vatana sadakat ise her alanda bağımsız olabilmek için gereken zamanda payınıza düşen bilinci ve fedakarlığı gerektiğinde gösterebilecek cesarete sahip olabilmeyi gerektirir. İşte tamda bu yüzden ekonomik bağımsızlığı olmayan birey ve toplum özgür değildir. Bu kitap ekonomik bağımsızlığımızı başkalarının elinden alıp, kendi kontrolünüze alma çabasının ürünüdür” dedi.
Türkiye’deki borsanın ilk işlemlerine 1986 yılında başladığını hatırlatan Özcan “Borsamız ilk zamanlar bir nevi kapalı devre sistemi gibi çalışmaktaydı. İlk tahta sitemi ile başlandı ve bilgi yeterince açık değildi. Siz alım satım emirleri verirdiniz ve bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini hemen öğrenemezdiniz. Elektronik sisteme geçildikten sonra bilgiye ulaşmak daha kolay bu seferde yasal düzenlemelerin yeterince olmaması nedeniyle küçük yatırımcının canı çok yandı. Birçok hisse senedinin tahtası kapatıldı, battılar ve küçük yatırımcıyı koruyacak bir sistem yoktu. Dolayısıyla sistem kendiliğinden mağdurlarını ve mağrurlarını oluşturmaya başladı. Unutmayalım ki bir piyasada veya bir ticaret alanında ilk konuya hakim olanlar ve daha çok bilgiye sahip olanlar asıl parayı kazanırlar” diye konuştu.
“Hep aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar elde edeceğini düşünmek delilik”
Türkiye’deki borsa yatırımcılarını değerlendiren Özcan, şunları söyledi:
“Bizim yatırımcımız krizlerle boğuşarak öğrenmeye çalıştı ama bana sorarsanız öğrenemedi. Einstein’ın bir lafı vardır ‘’Hep aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar elde edeceğini düşünmek deliliktir’ Bizim küçük yatırımcımızın davranış kalıbını açıklayan belki de en güzel söz budur. 1991 Körfez Savaşı, 1994 Devalüasyonu, 1998 Asya krizi, 2001-19 Şubat Devalüasyonu, 2003 Tezkere Krizi ve ABD ile ilişkilerin zedelenmesi, 2008 Mortgage Krizi, 17-25 Aralık 2013 hükümeti devirme operasyonları ve 15 Temmuz 2016 alçak darbe girişimi. İşte bütün bu olaylar krize neden oldu ve bizim yatırımcımız hep kaybeden taraftaydı. Neden? Hayat da böyledir aslında; başınıza bir şeyler gelir ve iki seçeneğiniz vardır; ya ders alırsınız ve artık başka türlü davranmaya çalışırsınız ya da ‘yenilen pehlivan güreşe doymaz’ misali aynı durumları yaşamaya devam edersiniz.
Aslında küçük küçük bireysel anlamda yaptığımız bu hataların ve sonuçlarının en olumsuz etkisi, oluşturmaya çalıştığımız sermaye piyasası yatırımcısının doğmadan yok olmasına neden oldu. Özellikle bu batan ve bilinçsizce yatırım yapan, bir nevi kumar gibi gören mantık neticesinde, toplumda Borsa denilince tüyleri diken diken olan insanlar oluşturmaya başladık. Artık siz bilinçli bir yatırımcı olmaya karar verseniz bile çevreniz size hep olumsuz telkinlerle karşınıza çıkmaya başlar. Bu sefer ailenizden gizli bir şekilde ilgilenmeye başlıyorsunuz. Hem doğru karar vermeye çalışacaksınız hem de gizli iş yapmanın suçluluk duygusu ile baş edeceksiniz. Olumlu sonuç vermesi çok zor.”
“Küçük yatırımcı ne yapmalı ki bu piyasada para kazanabilmeli?”
Özcan, küçük yatırımcının yapmaması ve yapması gereken konuları özetleyerek “Emanet para ile, sorumlu olduğu aile fertlerinden habersiz, hesap vermek zorunda olduğu para ile, tüm maddi varlığı ve hiç emniyet önlemi almadan, hiçbir temel dayanağı olmayan, kulaktan dolma bilgilerle ve beklentilerle borsaya yatırım yapanların sonu mutlaka hüsranla bitiyor ve etkileri parayla ölçülemeyen olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor. Kendini tanımayan ve sabırlı, disiplinli ve istikrarlı olmayan bir yatırımcı istediği kadar piyasayı ve stratejiyi tanısın para kazanamaz. Borsa bir psikolojik savaştır aslında. Sen ne zaman stres yapacağını, nerede panik yapacağını bilmiyorsan kendini tanımıyorsun demektir. Çünkü piyasa senin psikolojini ölçmeye çalışır.
Sen para kaybetme ihtimaline tahammülü olmayan bir yatırımcıysan senin borsa da işin olmamalı. Belirli bir risk algılaman var ve çok yüksek risk sevmiyorsan sadece BİST30 hisse senetlerine yatırım yaparsın. Sabırlı olursan da sonunda mutlaka kazanırsın. Hem çok risk sevmeyeceksin hem de borsanın en spekülatif (inişi çıkışı fazla, bir gün çok çıkan ertesi gün çok düşen) hisse senetlerine yatırım yaparsan ne olur? Dengeni kaybedersin, dengeni kaybettikçe daha dengesiz işler işlemler yapmaya başlarsın. Bu paranı sıfırlayana kadar gider çünkü artık iş kumara dönmüştür” ifadelerini kullandı.
“Küçük yatırımcı akıllanmadı”
Borsada yatırım konusunda uzun süredir çalışan biri olarak küçük yatırımcı konusunda yetirince umutlu olmadığını kaydeden Özcan “Birebir yatırımcı ile çalışıyorum ama yatırımcı bilinçli olmazsa sen istediğin kadar çaba harca, doğru yönlendirmeye çalış sonuç almak çok zor.
Örnek vereyim isterseniz; ben inandığım bir hisse senedini almaları yönünde tavsiyede bulunuyorum diyelim, hisse fiyatları biraz düşünce yatırımcı hemen arayıp panik yapmaya başlıyor. 'Sabırlı ol diyorsun', 'Peki' diyor. Sonraki gün hisse fiyatı biraz daha düşerse daha sinirli ve kontrolsüz olmaya başlıyor. Ama hepsinin sonunda ortak sözü belki de en üzücü olanı ‘sen piyasayı görüyorsun nasıl düşen hisseyi aldırırsın’ oluyor. İşte bu söz söylendiği anda güven zedeleniyor. Aradan zaman geçip de o hisse fiyatı yüksek fiyatlara çıkıp karlı bir şekilde sattırırsanız biraz yumuşama oluyor. Benim bu konudaki son sözün şudur ki; Ya yatırım uzmanını iyi seç ve ona güven ya da kendi kararını kendin ver” şeklinde konuştu.
Borsada yatırım yapmayı düşünenlere tavsiyeler
Ufuk Özcan, borsada yatırım yapmayı düşünenlere ise şu tavsiyelerde bulundu:
“Hiç risk sevmeyen yatırımcının; borsa ile hiç işi olmamalı. Risk algısı olan ama kontrollü yatırımcı; BİST30 hisse senetlerine yatırım yapıp sabırlı olmalıdır. Yüksek risk seven yatırımcı; genelde kısa vadeli yatırımcıdır. Gün içi işlem yapan kar ve zararı kardeş gibi görmesi gereken yatırımcı tipidir. Her risk yapısının kendine göre bir mantığı vardır. Eğer kısa vadeli yatırımcıysanız oyunu kurallarına göre oynamak zorundasınız. Özellikle çok önemli olayların sonrasındaki davranış ve işlem tarzımız bizim kısa vadedeki geleceğimizi belirlemekte çok etkin oluyor. Örnek vermek gerekirse; 2 Kasım 2015 seçimleri sonrası çoğu küçük yatırımcı coşku ile hisse senedi almaya can attı. Halbuki o beklenti çoktan satın alınmıştı. Sonra ne oldu? tam da piyasaların istediği gerçekleşmesine rağmen borsa kısa sürede 15 bin puan düştü.
Unutmayın beklenti alınır, gerçek satılır. Brexit oylama sonucu piyasanın beklediğinin tersi çıkması nedeniyle borsaların panik satışlarla açılması sonucunda bizim küçük yatırımcımız daha da panik yaparak olmayacak fiyatlardan hisse senetlerini sattılar. Sonunda ne oldu ?
Piyasa o gün en düşük gördüğü 70 bin’li seviyelerden kısa süre içerisinde 81 bin puana kadar 11 bin puan yukarı çıktı. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrası panikle piyasa 82 bin’den 70 bin’e kadar düştü ve kısa sürede tekrar 79 bin 300 seviyesine kadar yükseldi. Sonuç olarak bizim temel sıkıntımız küçük yatırımcı olarak olayları çok fazla kötümser ve ya çok fazla iyimser değerlendirme alışkanlığımızdır.
En önemli konu; ilk aklınıza gelen düşünce küçük yatırımcının düşüncesidir ve genellikle yanlış çıkar. Neden derseniz; herkes aynı şeyi düşünürse o gerçekleşmez. Bana göre borsada sürüden ayrılanı kurt kapmaz. Aksine sürünün dışında hareket edenler sıra dışı para kazanırlar.”
İHA