İran’ın, Foe ve Keferya buradaki 15 bin Şii güvenli bir şekilde çıkarmak istiyor
Bunun karşılığında da Halep’te bulunanların tahliyesine izin verildi. Halep’ten ayrılan konvoyun hareket edeceği noktada önce patlama oldu. Sonra da konvoy tarandı. Tarama neticesinde 800 kişiden 14’ü hayatını kaybetti. Geriye kalanlar güvenlik sağlanamadığı için kuşatma bölgesine geri döndü.
Öte yandan, İran ve Rusya kaynakları sivillerin tahliyesinin tamamlandığını iddia etti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise 8 bin civarında insanın tahliyesinin gerçekleştirildiğini geri kalanların tahliye için de girişimlerin sürdüğünü açıkladı. İki gün önce 100 bin civarında Haleplinin tahliyesini beklediklerini açıklayan BM bu sayısı 50 bine düşürdü. Uluslararası kaynaklara göre, Halep’te halen 85 bin halk, 20 bin de muhalif savaşçı bulunuyor.
Türkiye ve Rusya’nın arabuluculuğu ile uzun süredir dile getirilen tahliye umutları kesintili de olsa iki gün boyunca sürmüş ancak Şii milislerin sabote etmesiyle son bulmuştu
Suriye tarafı ise Halep’te sivil halk kalmadığını öne sürerek Halep’in tamamen temizleninceye kadar askeri operasyonların süreceğini açıkladı. Çok sayıda aktivist bölgeden sosyal medya aracılığıyla saldırıların sürdüğünü, hayati tehlike içinde olduklarını zor şartlar altında yaşadıklarını dile getiriyor. Geçtiğimiz günlerde hareket eden ilk konvoy umutlarla İdlib’e varmıştı. İlk varan konvoyda bulunan bir vatandaş ise yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı: “110 gün kuşatma ve bombardımanın, gıda ve ilaç sıkıntısının ardından Halep’ten çıkarıldık. Yaşadığımız sıkıntıları anlatmaya kelimeler yetmez. Halep’te büyük bir bombardıman vardı kentteki yapıların neredeyse tamamı enkaza döndü. Rejimin girdiği bölgeler tamamen yakıldı. Bizim bildiğimiz 46 kişi daha enkaz altında Firdevs ve el Maadi mahallelerinde enkaz altında olanlar var. Hastane, tıbbi yardım, sağlım malzemesi ve yakıt yok. Gıda zaten hiç yok. Bizi zorla çıkardılar. Ama bizi en çok etkileyen kadınlar ve çocukların durumu oldu. Bizi zorla çıkardılar ama bir gün geri döneceğiz. geldiğimiz yolda hiç rejim askerlerini görmedik, yalnızca İranlı milisler ve Rus askerleri vardı. Kontrol noktalarında dahi Rus komutanları vardı”.
Bunun karşılığında da Halep’te bulunanların tahliyesine izin verildi. Halep’ten ayrılan konvoyun hareket edeceği noktada önce patlama oldu. Sonra da konvoy tarandı. Tarama neticesinde 800 kişiden 14’ü hayatını kaybetti. Geriye kalanlar güvenlik sağlanamadığı için kuşatma bölgesine geri döndü.
Öte yandan, İran ve Rusya kaynakları sivillerin tahliyesinin tamamlandığını iddia etti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise 8 bin civarında insanın tahliyesinin gerçekleştirildiğini geri kalanların tahliye için de girişimlerin sürdüğünü açıkladı. İki gün önce 100 bin civarında Haleplinin tahliyesini beklediklerini açıklayan BM bu sayısı 50 bine düşürdü. Uluslararası kaynaklara göre, Halep’te halen 85 bin halk, 20 bin de muhalif savaşçı bulunuyor.
Türkiye ve Rusya’nın arabuluculuğu ile uzun süredir dile getirilen tahliye umutları kesintili de olsa iki gün boyunca sürmüş ancak Şii milislerin sabote etmesiyle son bulmuştu
Suriye tarafı ise Halep’te sivil halk kalmadığını öne sürerek Halep’in tamamen temizleninceye kadar askeri operasyonların süreceğini açıkladı. Çok sayıda aktivist bölgeden sosyal medya aracılığıyla saldırıların sürdüğünü, hayati tehlike içinde olduklarını zor şartlar altında yaşadıklarını dile getiriyor. Geçtiğimiz günlerde hareket eden ilk konvoy umutlarla İdlib’e varmıştı. İlk varan konvoyda bulunan bir vatandaş ise yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı: “110 gün kuşatma ve bombardımanın, gıda ve ilaç sıkıntısının ardından Halep’ten çıkarıldık. Yaşadığımız sıkıntıları anlatmaya kelimeler yetmez. Halep’te büyük bir bombardıman vardı kentteki yapıların neredeyse tamamı enkaza döndü. Rejimin girdiği bölgeler tamamen yakıldı. Bizim bildiğimiz 46 kişi daha enkaz altında Firdevs ve el Maadi mahallelerinde enkaz altında olanlar var. Hastane, tıbbi yardım, sağlım malzemesi ve yakıt yok. Gıda zaten hiç yok. Bizi zorla çıkardılar. Ama bizi en çok etkileyen kadınlar ve çocukların durumu oldu. Bizi zorla çıkardılar ama bir gün geri döneceğiz. geldiğimiz yolda hiç rejim askerlerini görmedik, yalnızca İranlı milisler ve Rus askerleri vardı. Kontrol noktalarında dahi Rus komutanları vardı”.
İHA
Son Güncelleme: 17.12.2016 17:47
