Göstericilerin kaldırım taşlarını ikiye bölüp attıklarını ileri süren Şahbaz, "TÜBİTAK'tan gelen raporda 'atılan taşların polise ulaşana kadar hızı kamera kayıt hızını aşmış' diye ifade geçiyor. Saldırının şiddeti gayet ortada. Kaldırım taşlarını ikiye bölmüşler atıyorlar. Aradaki mesafe 4 metre. 40 kişi olmasın, 10 kişi olsun veya 5 kişi olsun istersen. 5 kişi, bir insanı 4 metre mesafeden taşlamak suretiyle yaralamak mümkün. Eylemci grup döndü gidiyordu deniliyor. Eğer dönüp gidiyorlarsa bu taşları bana kim attı efendim. Eş zamanlı taşlar atılıyordu bana. Benim amacım uyarı atışı yapmaktı, bunu gördüler ama taşlamaya devam ettiler. Ben bir ağaç kütüğü değilim, kaldırım taşları bana atıldığında bana işlemesin. Ben orada Allah'tan yere düşmedim" diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Halil Çığlı, "Şimdiye kadar vicdanımın hayır dediği hiçbir mütalaaya imza atmadım. Nasıl bir savcı mütalaa veriyor bilinsin istedim'' diyerek mütalaasını okumaya başladı. Savcı mütalaasında, Ankara Adli Tıp raporu, vurulma anına ilişkin görüntüler, polisin geri çekilmede yaşadığı zorluk, maktulün 5 kez taş atarkenki görüntüsü, olay esnasında sanığın vücudunun çeşitli yerlerindeki yaralanma raporlarının incelendiğini belirtti. Mütalaada göstericilerin taş, demir ve bilyeleri atarak sanık Ahmet Şahbaz'a saldırdığı anlatıldı. Sanık Şahbaz'ın meşru müdafaada bulunduğu ve bu sınırı aştığı için 10 ay hapis cezasının istendiği mütalaada, "Sanık Ahmet Şahbaz'ın hızlı geri çekilemediği, elindeki kalkanın düştüğü, üzerine gelen göstericiyi uzaklaştırdığı, göstericiler tarafından taşlandığı sırada sanık tabancayı havaya doğru doğrulttuğu sırada göstericilerin ellerinde atmak için büyük taşlar bulunduğu, bu sırada sanığa 10'dan fazla taş isabet ettiği, Ethem Sarısülük'ün attığı taşın da sanığın kaskına isabet ettiği, polis direnişle karşılaştığında silah kullanma yetkisinin de olduğu, geri çekilmekte olan sanığın meşru savunma şartları içerisinde olduğu, Ahmet Şahbaz'ın tek başına kaldığı, 40 kişilik grubun içerisinde meşru savunma hakları çerçevesinde ateş ettiği, doğrudan ve kastın bulunmadığı, hedef almaksızın ateş ettiği, silahın namlusunu önce yere, ardından havaya doğrultması göstericilere karşı ateş etmediği, ne olursa olsun, ölürse ölsün düşüncesiyle ateş etmesinin söz konusu olmadığı, sanığın öldürme kastıyla hareket etmediği, meşru savunma hakları çerçevesinde geri geri çekildiği sırada gerçekleştiği, sanığın ilk atışlarını havaya doğru yapması, 3'üncü atışı sıçrarken bu sırada taşların isabet etmesi, yaralanması, sanığın göstericiler arasında kalması çerçevesinde bilinçli taksirin de söz konusu olmadığı göz önünde bulundurularak meşru müdafaa sınırını aşmak suretiyle taksirle ölüme neden olması suçundan cezalandırılmasını talep ve mütalaa ederim" dedi.
Mütalaanın ardından mahkeme heyeti duruşmayı 19 Aralık 2016 tarihine erteledi.
İHA