Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 2009 senesinden beri Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burçin Erdoğu başkanlığındaki ekip tarafından kazılan höyük, Ege adaları ve Batı Anadolu'daki bilinmeyen bir döneme ışık tutuyor.
Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Erdoğu, yapmış olduğu açıklamada, 2009'da başlayan kazıların Uğurlu köyünün 900 metre doğusundaki höyük ile önündeki kamulaştırılan yerde devam ettiğini söyledi.
Erdoğu, bu seneki kazılarda önemli bulgulara ulaştıklarını söyleyerek, "Bu coğrafya, doğu Ege adaların en erken yerleşim yeri. 2017 kazılarında 7-8 odası olan çok önemli bir yapı kompleksine ulaştık.
Milattan evvel 5 bin 500'lü seneler Batı Anadolu'da olsun, Kuzey Batı Anadolu'da olsun hatta Balkanlara doğru giden bir zamanda, değişimin, kesintinin ve farklılaşmanın olduğu bir dönem.
Bu dönemi Batı Anadolu'da her yerde göremiyoruz.
Bu geçiş zamanının Gökçeada'da çok iyi izlenebildiğini söyleyen Erdoğu, konuşmasına şöyle devam etti:
Bu geçiş zamanında mimarinin, çanak çömleklerin, yerleşim düzeninin değiştiğini ve bunun gibi birçok değişikliğin yaşandığını biliyoruz.
Burada, Gökçeada'da bu değişimin, biraz daha keskin bir değişim değilde biraz daha geçiş havasında olduğunu anlıyoruz buluntulardan. Bu sene bulduğumuz bina kompleksi 7-8 odalı.
Bu döneme ait izler için yerdeki kazılarımız genişleyerek devam edecek. Çünkü Batı Anadolu'da da bilinmeyen bir zaman bu. Bu kazılar ile bu bilinmeyen döneme ışık tutmayı hedefliyoruz.
Çukurlardan birinde 13 insan iskeletine rastladık"
Kazı alanının üst bölümündeki çalışmalarda ise çok sayıda çukura rastladıklarını söyleyen Erdoğu, bu çukurlardan birinde insan iskeletleri bulduklarını açıkladı.
Erdoğu, şu bilgileri verdi:
Kazı yerinde çok sayıda çukur vardı.
Bu çukurlardan birinde erkek, bayan ve çocuklara ait 13 insan iskeletine rastladık.
İskeletler çukurun içine atılmış haldelerdi. Bu bizim için bir sürprizdi. Çünkü bu dönemde, gerek Batı Anadolu'da gerekse Yunanistan'da mezarlar ya da insan iskeletleri çok fazla ele geçmiyor. O yüzden biz çok şanslıyız bu konuda. İlk defa böyle bir buluntu ile karşılaştık. Bulduğumuz iskeletlerin içinde bayan da erkek de çocuk da var.
Bir çukurun içine atılmış halde bulunuyorlar. Bir şahıs öldükten sonra, öyle tahmin ediyoruz ki üzerine taş atılmış, sonra bir şahıs daha ölmüş yine üzerine taş atılmış.
Bu böyle devam etmiş. Bu ya bir ölü gömme adeti ya da bir felaket ile alakası olabilir. Bunu tabii ki tam olarak bilemiyoruz.İskeletlerde DNA araştırmaları yapmış olacağız"
Erdoğu, neyle karşı karşıya olduklarının tam olarak anlaşılması için çukurdan çıkarılan iskeletlerin inceleneceğini, DNA araştırmalarının yapılacağını söyledi.
İskeletlerin buradan alınıp Trakya Üniversitesi'ne götürüldüğünü söyleyen Erdoğu, konuşmasına şöyle devam etti:
İskeletler burada incelenecek. Hatta bu iskeletler üzerinde Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) DNA araştırmalar yapacağız.
Bu şahısların birbirlerine olan akrabalık ilişkilerini, insanların nerede doğdukları, nerede durdukları, Avrupa ve Anadolu anlamında nerede yaşadıkları, hangi ırka ait olduklarını belki anlamış olacağız.
Yerleşimin bu bölümünde özel bir bina var. Girişinde bir boğa boynuzu var. Binanın tabanı çok özel yapılmıştı, kireç tabanlı bir yapıya sahipti. Aslında yerde birçok çukur bulduk. Bu çukur binanın önünde bir çukurdu. Büyük bir çukurdu.
Çukuru incelediğimiz zaman insan iskeletlerini bulduk. Belki burası özel bir bölgeydi. Belki başka bir yerde oturuyorlar, bu yerde ise dini ritüellerini gerçekleştiriyor olabilirler. Bu iskeletler de belki onlarla, o binayla bağlantılı bir netice. Bu iskeletler ölü gömme adetleriyle de birtakım ritüellerle de ilgili olabilir, tamamıyla daha farklı bir durum ile de karşı karşıya olabiliriz. Fakat bu çok ilginç bir buluntu.
AA