Ataşehir Belediyesi’nin etkinliğinde buluşan uzmanlar, su kaynaklarının korunması için herkese görevler düştüğüne dikkat çekerek, "Bir damla suyu dahi boşa akıtmaktan kaçınalım” uyarısında bulundular.
Ataşehir Belediyesi, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyun önemine dikkat çekmek ve iklim krizine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde “Su Yaşamdır” konulu bir konferans düzenledi. Konferansta giderek büyüyen su sorununa dikkat çekilerek, kaynakların korunması ve çoğaltılması konusunda katılımcılara bilgiler aktarıldı.
Konferansta, Çevre Eğitimi ve Atık Yönetimi Derneği (TÜÇEM) Başkanı-Çevre Danışmanı Aynur Acar “İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi”, Kimya Yüksek Mühendisi-TÜÇEM Başkan Yardımcısı Nihal Sözbir Karakuş “Atık Yağların Suya Etkisi”, Pet-Plastik Geri Dönüşüm Uzmanı Elif Güray Kayaduman ise “Denizlerimizi Plastiklerden Nasıl Koruyabiliriz” konularında sunum yaptı.
"Suyun önemini bir kez daha anlamak ve anlatmak için buradayız"
Ataşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Ayten Bağdatlıoğlu Kartal, “Dünya kaynaklarımızın hızla tükendiği bugünlerde özellikle su kaynaklarımızın korunması için Ataşehir Belediyesi olarak farkındalık oluşturan çalışmalara imza atıyoruz. Bugün de suyun önemini bir kez daha anlamak ve anlatmak için buradayız. Yaşam kaynağımız olan suyu bilinçli kullanarak ve kaynakların korunmasına katkı sağlayarak hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz” dedi.
"Atık miktarını azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüştürme alışkanlıkları kazandırmalıyız"
Denizlerin plastiklerden korunması için bireysel ölçekte önlemler alınması gerektiğini ifade eden Elif Güray Kayaduman ise şunları söyledi:
“Okyanuslara her yıl 12 milyon tondan fazla plastik atık giriyor. Dünyamızı bu kadar tehdit eden plastik atıklara maalesef insanların bilinçsiz ve sorumsuz davranışları sebep oluyor. Bunun için insanların plastikleri kullanırken, bilinçli davranmaları gerekiyor. Ekosistemdeki dengeyi korumak için bireylerin günlük hayatta atığın miktarını azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüştürme gibi bazı alışkanlıklar kazanmasını sağlayabiliriz. Böylece doğaya ve okyanuslara sızmasını önleyerek plastik atık kirliliğinin önüne geçebiliriz.”
"Bitkisel atık yağlar, su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturuyor"
Gıda maddelerini kızartmak amacıyla kullanılan yağların, iki kullanımdan sonra atık haline geldiğini belirten Nihal Sözbir Karakuş, “Lavaboya dökülen bitkisel yağlar sularımızın kirlenmesine neden oluyor. Özellikle deniz canlılarının yaşamını olumsuz yönde etkileyen atık yağlar, çöp depolama alanında da sık sık yangınların çıkmasına yol açıyor. Aynı zamanda kullanılmış bitkisel atık yağlar, su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturuyor. Bu yüzden yağları kaynağında ve doğru bir şekilde toplamak çok önemlidir” diye konuştu.
"Bir damla suyu dahi boşa akıtmaktan kaçınalım"
TÜÇEM Başkanı Aynur Acar ise konu hakkında, “2025 yılında 1,8 milyar insanın su kıtlığı, dünya nüfusunun üçte ikisinin de su stresi yaşayacağı öngörülüyor. Su, yaşamın en temel kaynağıdır. Sağlığımız için de vazgeçilmez bir ihtiyacımızdır. Su kaynaklarının korunması ve verimli bir şekilde yönetimi, sürdürülebilir çevre politikalarının gerçekleştirilebilmesi açısından önem arz ediyor. Son yıllarda, nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle dünyanın su kaynakları bu gelişmelerden olumsuz olarak etkileniyor. Sularımızı verimli ve doğru kullanmak geleceğimizi korumaktır. Su tasarrufu sağlamak ise en uygun maliyetli ve çevreci bir yoldur. Su kaynaklarının korunması ile ilgili hepimizin yapacağı bir şeyler olduğunu unutmayalım. Bir damla suyu dahi boşa akıtmaktan kaçınalım” ifadelerinde bulundu.
Konferans sonunda yurttaşlara suların daha verimli kullanımına dikkat çekmek için musluk perlatörü ve su israfını önlemek adına pişirme kâğıdı dağıtıldı.