HZ. Ebu Bekir Kimdir ?
Müslümanların ilk halifesi ve dört halifenin (Hülefa-yi Raşidin) ilkidir. Asıl adı Abdülkabe olan ve islam dinini kabul ettikten sonra hz. peygamber tarafından ismi Abdullah'a çevrilmiştir. Kureyş soyunun Teym bolyundan olup, babası Ebu Kuhafe Osman, annesi Ümmül hayr selma'dır. Peygamberin en sadık dostu ve ölünceye kadar müslümanlığın en büyük savunucusu, destekleyicisi olarak kalan imanlı, erdem sahibi bir kişidir. Müslüman olmadan önce ticaretle uğraşığ servet yaptığı, daha sonra varlığını müslümanlığa giren köleleri işkenceden kurtarma yolunda kullandığı bilinir.
Peygamberin Medine'ye hicretinde ona arkadaşlık etmiş, bütün seferlerine katılmış, nihayet kızı Ayşe'nin peygamberle evliliği, bu yakınlığın, akrabalığa dönmesini hazırladığı gibi, peygamberin hastalanmasıyla mescitteki imamlık görevini de üstüne almıştır. Peygamber öldükten sonra onun temsilcisi, anlamına gelen HALİFELİK sıfatıyla 8 haziran 632 yılında müslümanların ilk devlet başkanlığına getirilmiştir.
Hz. Ebu Bekir'in halifeliği islam toplumunda birçok anlaşmazlıklara, çekişmelere sebep olmuştur. Hz. Ali dahi kendisine karşı koyanlar arasında yer almıştır. Ali, karısı Fatma'nın ölümünden sonra direnmeyi bıraktığı halde özellikle çöldeki bedeviler ona şiddetle karşı koymaktan vazgeçmemişlerdir. Bunun üzerine Ebu Bekir, genç islam devletinin çeşitli iç ve dış tehlikelerle sarılı bu en güç devresinde olayları cesaretle yönetmiş, peygamber ilkelerinden en küçük bir taviz vermeden duruma hakim olmayı bilmiştir. Komutanlarda Usame'yi, peygamber ordusuyla önce suriye sınırına, oradan dönüşte de bedeviler üzerine göndererek başarı sağlamış, Halit B. Velit gibi kumandanların yardımıyla sayısız zaferler kazanılmış, müslümanlık bu devrede Arabistan'a kuvvetle yerleşmiştir. Bahreyn, Umman, Hadramut ve Yemen'in yeniden islam devletine katılmasıda bu devreye rastlar.
Ayrıca 633 yılında Irak'ta Hiyre'nin alınması tamamlanırken 634 yılında Bizanslılar karşısında ilk büyük zafer olan Ecnadeyn harbi başarıya ulaşıyor ve böylece Müslümanlık evrensel niteliğini kazanıyordu. 23 ağustos 634 yılında öldüğü zaman Hz. Ömer'e büyük ve birleşik bir islam devleti bırakmış oldu.
Tedbirli, sade, son derece duygulu ve mert bir kimse olup müslümanlığın özellikle ahlak öğütlerine büyük önem vermiş, Kuran'ın derlenmesi konusunda ilk çalışmalar onun zamanında başlamıştır.