Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde “Uluslararası Güç Mücadelesi Odağında Karadeniz: Rusya-Ukrayna Savaşı” başlıklı panel düzenlendi. Panelde alanında uzman konuşmacılar, Ukrayna ile Rusya arasında meydana gelen gerilimin ve nihayetinde ortaya çıkan savaşın arka planında yatan sebepleri irdelerken, Türkiye üzerine etkilerini de anlattı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü ev sahipliğinde Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi’nde “Uluslararası Güç Mücadelesi Odağında Karadeniz: Rusya-Ukrayna Savaşı” başlıklı panel düzenlendi. Panele Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mitat Çelikpala ve Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi’nden emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı konuşmacı olarak katıldı. Panelde konuşan Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna savaşı sürecini 12 gün içerisinde attığı adımlarla iyi yönettiğini belirterek, “Dengeler iyi kurulmuş vaziyette. Türkiye bir NATO üyesi. NATO’dan çıkan her kararın altında Türkiye’nin imzası var. Türkiye’nin onaylamadığı hiçbir karar NATO’dan çıkmaz. Biz batılı bir NATO üyesi olarak şu ana kadar Rusya ile Ukrayna ile özel ilişkileri olan bir ülke çok iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Ama önümüzdeki günlerde çok temel kararlar alınmak zorunda kalınabilir. Yani tüm karar alıcılar istemediği bir takım adımlar atmak, tercih yapmak zorunda bırakılabilirler eğer anlaşmazlık çözülmezse. Bu ne zaman biter? Ben bu işin maliyetinin yüksek olduğunu düşünüyorum Rusya için de, Ukrayna için de Batı dünyası için de. Dolayısıyla önümüzdeki 15-20 gün içesinde muhtemelen diplomasi biraz daha öne çıkacak, biraz daha dengeler oturur hale gelecek. Ama bunun ekonomik ve siyasi yönlerini biz bundan sonraki 20 yılda takip etmek zorunda kalacağız” dedi.
"Montrö olmasaydı ne olurdu?"
Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ise Montrö Anlaşması’nın önemine değinerek, “Montrö olmasaydı ne olurdu? Montrö olmasaydı Ruslar Karadeniz’de tersanelerde uçak gemisi inşa ederlerdi, nükleer denizaltılar inşa edelerdi. Bunları da alır Akdeniz’e, Atlantik’e buradan salar salar gönderirlerdi. En büyük tersaneleri burada olurdu. Montrö var diye şimdi geçmek istese de, ’Kusura bakma komşu Montrö var, sen bunda imzacısın’ diyoruz. Amerika barış döneminde buraya gemiler yığabilirdi ve derdi ki; ’Ben senin NATO müttefikinim kardeşim, aç bakalım ben geçeceğim’ derdi. Orada diyoruz ki yok; bak Montrö var. Dolayısıyla sen geçemezsin diyoruz. Başımız rahat. Onun için Montrö’yü böyle gündeme getirip saçma sapan konularla hem de mesnetsiz konularla, hem de sloganik konularla gündeme getirip devleti sıkıntıya sokmamak lazım. Montrö var, iyi ki de var duruyor, aynen devam” şeklinde konuştu.
“Batı ve Ukrayna’ya göre savaş, Rusya’ya göre operasyon”
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı da, Türkiye çevresindeki coğrafyada çok uyanık olmak gerektiğinin altını çizerek, “Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmaya savaş diyor Batı. Rusya ise halen operasyon olarak tanımlıyor. Yani Rus gazetelerinde, akademisyenlerin konuşmalarında operasyon olarak tanımlanır. Batı genelde biz de dahil savaş kavramını kullanıyoruz. Barışı korumak istiyorsanız savaşa hazır olacaksınız. Bu temel bir prensip. Bu coğrafyada çok uyanık olmak zorundasınız” ifadelerini kullandı.