Borcun sürekli katlandığını ve ödeyemediklerini belirten anne Nagihan Karınca, "İlk eşinden olan iki kızı 20’li yaşlarda ama büyük ya da küçük fark etmiyor. Böyle bir durumun hiçbir evladın yaşamasını istemem. Babanın da evlatlarının yanında olma hakkı var. Çocuğumun babasının yanında olmasını istiyorum. Bizim savaşımız bu. Diğer çocuklar da babasını görsün. Bu para için değecek bir şey değil" dedi.
"Oğlum kapalı görüşlerde cama tekme atıyor"
Ailecek psikolojilerinin bozulduğunu söyleyen Nagihan Karınca, "2,5 yaşında bir oğlum var. Babası cezaevine girdiğinde daha 13 aylıktı. Her hafta çocuğumla görüşlere gidiyorduk. Görüşlerdeki psikolojisi anlatılır gibi değil. Avukat tutamadım çünkü maddi zorluk çekiyorum. İzmir’den Düzce’ye ailemin yanına dönmek zorunda kaldım. En sonunda Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneği aracılığı ile avukatımız Sema Ayatar’a ulaştım. Şuanda her hafta gelip eşimi göremiyorum çünkü maddi olanağım yok. Ayda bir sefer geliyorum ama çocuğumu getiremiyorum. Oğlum baba diyor, kapalı görüşlerde cama tekmeler atıyor" diye konuştu.
"Para için değmez"
Eşi Yusuf Karınca’nın üç çocuğu için de çok üzüldüğünü ifade eden Nagihan Karınca, "Baba da çocuklar gibi acı yaşıyor. 2,5 yaşındaki oğluna tabii ki canı yanıyor ama iki tane de kızı var. Hem üç çocuğu babalarını göremiyor, hem de babaları üç çocuğunu göremiyor. Ben bir anneyim. Benim de çocuğum var. İlk eşinden olan iki kızı 20’li yaşlarda ama büyük ya da küçük fark etmiyor. Böyle bir durumun hiçbir evladın yaşamasını istemem. Babanın da evlatlarının yanında olma hakkı var. Neden hep baba suçlu oluyor? Hem cefayı baba mı çekmek zorunda? Olay bu noktaya gelmeyebilirdi. Çocuğumun babasının yanında olmasını istiyorum. Bizim savaşımız bu. Diğer çocuklar da babasını görsün. Bu para için değecek bir şey değil" ifadelerini kullandı.
"Kısır döngüye döndü"
Yusuf Karınca’nın avukatı Sema Ayatar ise şunları söyledi:
"Müvekkilim Yusuf Karınca, 1998 yılında ilk eşinden ayrılmış. Kendisine yoksulluk nafakası, kızları için de iştirak nafakası borcu altına girmiş. Kızları şuanda 20’li yaşlarda. Müvekkilim 2008 yılında iflas ediyor. 2012 yılında ise ilk eşi müvekkilim ile bir protokol imzalandığını belirterek kendisi için 2 bin 500 lira, iki kızından biri için de 600 liralık nafaka alacağı yönünde bir beyanda bulunuyor. Bu beyan doğrultusunda aylık 3 bin 100 lira karşılığında bir icra takibi süreci başlatıyor. Her ay 3 bin 100 lira alamadığı için müvekkilim hapis cezası alıyor. Kendisi iflas ettiği için bu borcu ödeyemez durumda. Hapis cezası da sürekli tekrarlandığı için borç katlanıyor ve dışarı çıkamadığı için çalışamıyor, borcu ödeyemiyor. Bu bir kısır döngüye dönmüş durumda. İkinci eşi Nagihan Hanım mağdur durumda. Kendisinin işi, sosyal güvencesi yok. Her şeyden önemlisi 1,5 senedir babasını göremeyen küçük bir çocuğu var."
"Sosyal yara"
Babasız Bırakılan Çocuklar, Çocuksuz Babalar Derneğinden İbrahim Aksoy da, konuyla ilgili "Nagihan Hanım, evlendiği kişinin eski eşinin davası üzerine nafaka ile ilgili ciddi bir problem yaşıyor. İlk bakışta bu parayla ilgili gibi gözükse de arkasında büyük bir sosyal yara var. Bir kere mağdur edilen çocuklar var. Nagihan Hanım bir şekilde bize ulaştı, sorunu tespit edip avukatımızı yetkilendirdik" ifadelerini kaydetti.
İHA