Külçe altının bileziğe uzanan zorlu yolculuğu

Kuyumcu imalatçılarının ham halde olarak aldıkları altınlar, meşakkatli bir çalışmanın ardından nakış nakış işlenerek kolye, bilezik ve yüzüğe dönüşerek kuyumcuların vitrinlerini süslüyor.

09 Aralık 2016 Cuma 11:24
Külçe altının bileziğe uzanan zorlu yolculuğu
Dünyanın en değerli madenlerinden olan, Türkiye'de de takı denilince ilk akla ilk gelen ‘altının’ fiyatı kadar tasarımı ve işlemeleri de önem arz ediyor. Ham halde bulunan altın zorlu bir çalışmanın ardından deneyimli ustaların elinde şekillenip bilezik, kolye ve yüzüğe dönüşürken, kuyumcu vitrinlerinden geçerek vatandaşlara ulaşıyor. Ordu’da 40 yıldır altın işleyen 59 yaşındaki kuyumcu imalatçısı Yılmaz Kozalbaş, yaptığı özel işlemeli bilezik, kolye ve yüzükler ile mesleğini devam ettirmenin yanında müşterilerinin beğenisini kazanıyor.



Altın işleme işi olarak bilenen kuyumcu imalatçılığına 40 yıl önce başladığını anlatan Kozalbaş, Ordu ve çevre illerdeki birçok kuyumcuya iş yaptıklarını söyledi. Mesleği Ermeni ustalardan öğrendiğini ifade eden Kozalbaş, “40 yıldır bu işin içerisindeyim. Meslek güzel ama zor, çünkü öğrenmesi kolay değil, yıllar alabiliyor. Sonuç olarak meşakkatli ama zevkli bir iş. Bizim yetiştiğimiz dönemlerde Ermeni ustalar çoktu, o günden bu yana faaliyetimizi sürdürüyoruz. Üretimimizi 150 metrekarelik atölyemizde 6-7 civarında personel ile sürdürüyoruz ancak iş yoğunluğuna göre bu sayıyı artırabiliyoruz. Genel olarak Ordu ve çevre illerdeki kuyumcularımızın işlerini yapıyoruz” dedi.



“Bir bilezik 25 dakikada yapılıyor”

Ham halde gelen altının bilezik, kolye ve yüzüğe dönüştürüldüğü süreci anlatan Kozalbaş, “Genellikle kuyumcuların piyasadan toplamış olduğu hurdalar ve ham madde olarak da külçe altın bize gelir, biz onu erittikten sonra değişik makinelerde inceltip genişleterek bilezik haline getiririz. Daha sonra da SNS makinelerimizde bu altını işleyerek hizmete sunuyoruz. Yaklaşık bir bileziğin yapım aşaması altının erimesinden son temizliğinin yapımına kadar yaklaşık 20-25 dakika gibi bir süre alıyor” diye konuştu.



“Eğitim sistemi çırak yetiştirmeyi zorlaştırıyor”

Kuyumcu imalatçılığının zor öğrenilen bir meslek olduğunu, bu sebeple küçük yaşta başlanılarak öğrenilmesi gerektiğin aktaran Kozalbaş, eğitimdeki 4+4+4 sisteminin bu duruma olanak sağlamadığını vurguladı. 18-19 yaşını geçmiş birisinin mesleği zor öğrenebileceğine dikkat çeken Kozalbaş, “Bizim işe başladığımız çıraklık zamanında okul müfredatı değişikti, ilkokulu bitirme zorunluluğu vardı. Şimdi müfredat değişti artık 4+4+4 var. Bu sebeple bu aşamalardan sonra birini alıp da yetiştirme şansımız olmuyor. Bu işe çırakların çok küçük yaşlarda başlaması lazım ama 18-19 yaşından sonra birini bu mesleğe alıştırmak çok zor ve biz bunun zorluklarını çekiyoruz. Çırak konusunda sıkıntımız çok. Eskisi gibi bu meslekte çırak yetişmiyor” şeklinde konuştu.



“Düğün sezonu işler artıyor”

İşlerin fındık sezonunda ve düğünlerin arttığı dönemler yoğun olduğunu ve altın imalatının arttığını dile getiren Kozalbaş, “Bizim işlerimiz talebe bağlı, genelde fındık sezonu ve düğünlerin arttığı dönemlerde üretimimiz daha yoğun oluyor” ifadelerini kullandı.

İHA

banner119
Son Güncelleme: 09.12.2016 11:28
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner56

banner108