Aydın’ın Kuşadası ilçesinde yaşayan Celal Kılıçdaroğlu, “Abimi FETÖ’cüler kandırmış” döviziyle 25-28 Kasım tarihleri arasında FETÖ’cüleri protesto etmek ve AK Parti’nin operasyonlarına destek vermek için Söke’den Didim’e yürümüştü. Celal Kılıçdaroğlu ardından CHP’den ihraç edilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun CHP’den ihraç edilmesine ilişkin olarak bugün özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, “Benim düşüncelerimi kardeşim beğenmeyebilir. Buna saygı gösteririm. Ama birisi cebine para koydu ‘çık bunu söyle’ dedi ve söylediyse kimse kusura bakmasın alır kapının önüne koyarız. Bunun kardeşlikle ilgisi yoktur, bunun temelinde ahlak yatar” demişti.

Ağabeyinin kendisiyle ilgili açıklamalarına tepki gösteren Celal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün “belediyeler imamı” Erkan Karaarslan’ın CHP’li belediyeleri yönettiğini iddia ederek, “Öncelikle, yurttaşlık bilinciyle ben bu yürüyüşü gerçekleştirdim. Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğüne kast eden FETÖ terör örgütünü protesto etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devletine FETÖ temizliğinde yardımcı olmak, hepimizin asli bir görevidir. FETÖ’cülerin darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı, abim ve CHP yönetimi alkışlayacaklar mıydı? Devlet ortadan kalkmış olsaydı, kim neyin mücadelesini verebilecekti? Bugün Devletin başında Sayın Recep Tayyip Erdoğan varsa, bu mücadeleyi başlatmışsa, ona yardımcı olmak, yurttaşlık bilinciyle hareket etmek suç mudur? Her şeyden önce abim laf kalabalığını bıraksın, dibindekilere baksın. Danışmanı FETÖ’den alınıyor. Bu danışmanı önerenin Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan’ın olduğu basında çıktı. FETÖ’cü Belediyeler İmamı Erkan Karaarslan’ı CHP’li belediyelere pazarlayan Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan’dır” diye konuştu.

“Kapının önüne konulacak adam dibinde duruyor”

“Abim benimle uğraşmayı bir kenara bıraksın, CHP’li belediyelere dalga dalga kayyım gelecek, onları bir düşünsün” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Ben bu yürüyüş için kimseden 5 kuruş bir para almadım. Varsa böyle bir şey ispatlamayan namerttir. Evet yürüyüş boyunca pek çok arkadaş benimle yakından ilgilendi. Ismarladıkları yemek, su rüşvetse, ben yarın yine başlarım yürüyüşe. Ama bu defa Ankara’ya yürür, CHP Genel Merkezinin önünde bitiririm yürüyüşü. Sarıyer, Bayraklı, Didim, Aydın BŞB, Avcılar, Beylikdüzü, Muratpaşa, Güzelbahçe Belediyeleri tel tel dökülüyor. Ha bugün ha yarın bu Belediyelere kayyım atanması bekleniliyor. Abimin cebinde bu Belediyeler için bir B planı var mı? Hiç sanmıyorum olsun! Ömrü billah CHP’ye saldırmış, binlerce yazılar yazmış FETÖ’den tutuklu bir gazeteciyi, miting meydanında alkışlatmak ne derece doğru ve nasıl içe sindirilip, kabul görecek bir durumdur? Abimden başka Nazlı Ilıcak’ı içine sindirebilmiş kaç CHP’li vardır? Benim bu protesto yürüyüşüm yanlış olsaydı, Türkiye’nin dört bir tarafından binlerce tebrik ve teşekkür mesajı gelir miydi? Ben tekrar yeniliyorum, abim laf kalabalığını bıraksın, etrafını saranlara bir baksın. Kapının önüne konulacak adam dibinde duruyor. Önce ondan başlasın. Abimin koltuğu sallantıda zaten, yakında ondan da olmasın.”