Geleceğe hazır ve oluşabilecek sorunlara karşı çözüm üretebilecek şirket yapısında olmanın yolu iş gücü istihdamının doğru yerde ve doğru zamanda kullanmaktan geçiyor. Dışarıdan çalışan kullanmayla oluşan yeni iş gücü ekosistemi, şirket çalışanlarını nasıl etkileyeceği ise merak konusu. İşte işin uzmanından etkin iş gücü kullanımı önerileri.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Gümrük İşletme Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ece Zeybek Yılmaz, çalışanların aslında işletmede beyin gücü olarak kullanılabilecek iş birlikçiler haline dönüştüğünü ve dış çalışanların, iş gücünün önemli bir parçası olduğunu belirtti.
Dış çalışan kullanımı yaygınlaşıyor
MIT (Massachusetts Institute of Technology) ve Deloitte’un yaptığı araştırmaların sonucuna göre üst düzey yönetici ve çalışanların yüzde 87’si dış çalışanların iş gücünün bir parçası olarak gördüğünü ortaya koydu. Geçmiş yıllarda dış çalışan kullanımı mevsimlik işçi olarak tanımlanırken günümüzde hizmet sağlayıcılar, uygulama geliştirici veya yükleniciler de dış kaynak kullanımına dahil oldular. İş gücünün dışarıdan temin edilmesinin altında yalnızca personel maliyetini düşürmenin yatmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ece Zeybek Yılmaz şunları söyledi:
"Bilgi teknolojileri alanında dış kaynak kullanımı yaygın olsa da finans, insan kaynakları, AR-GE gibi çeşitli departmanlarda da dış kaynak kullanımı özellikle Covid-19 küresel salgını sonrasında daha da önem kazandı. Böylelikle farklı coğrafyalarda, farklı becerilere sahip kişiler özellikle proje tabanlı ya da belirli süreli işlerde ve bazen birden fazla işletmede daha etkin olarak çalışabiliyor. Bu durum hem yapılan işin kalitesini artırıyor hem de işverene maliyet açısından büyük getiriler sağlıyor" dedi.
Kurumsal sınırlar doğru belirlenmeli
Örgüt kültürünün gelişmesi ve çalışanların yasal haklarına ilişkin düzenleme esaslarının henüz belirlenmemesi dezavantaj olarak kabul edilse de çalışma hayatındaki son değişiklikler, yöneticilerin işletmelerin iç ve dış iş gücünü nasıl yönetecekleri konusunda yenilik yapmaya zorunlu bıraktı. Bu bağlamda ya çalışanlar dış çalışanların tamamlayıcısı haline getirilmeli ya da iki iş gücü birbirinden bağımsız ancak paralel sistemler olarak yönetilmeli. Bu nedenle kurumsal sınırların doğru belirlenmesi, iç ve dış iş gücü katkılarının doğru tanımlanarak bütünsel bir yaklaşım geliştirilmesi önem arz ediyor.
Gerek küresel anlamda uzaktan çalışmanın yaygınlaşması gerekse yeni neslin daha dinamik ve işleri uzaktan idare etme eğilimine yönelik olduğunu belirten Zeybek, “iş gücü ekosistemi” yaklaşımının stratejik ve uzun vadede olumlu sonuçlar doğuracağını vurguladı.