Diyarbakır'da bir yıl önce aldığı ocağın bomba gibi patlamasıyla şaşkına dönen kadın avukat, yaşadığı şoku atlatamadan çağırdığı yetkili servisin sözleri karşısında bir şok daha yaşadı. Servis yetkililerinin kendisine ürünün zaten sorunlu olduğunu söylediklerini belirten Akyıldız, firmaya tazminat davası açacağını söyledi.
Evlenmeden önce aldıkları ocak geçen hafta patlayan Ayşe Taşkıran Akyıldız, daha yaşadığı patlamanın şokunu atlatamadan çağırdıkları servis yetkililerinin tavrı karşısında bir şok daha yaşadı. Aldıkları ürünün uluslararası ve Türkiye’nin tanınmış firmalarından birine ait olduğunu belirten avukat Akyıldız, ürünü 7 bin 500 TL’ye aldıklarını ifade ederek, “En iyisi olduğunu düşündüğümüz için aldık. Üründe o zaman bir sıkıntı yoktu. Geçen hafta benle annem mutfaktayken ocağın üzerine yemeği koydum. Arkamı dönmemle büyük bir patlama oldu. Diyarbakır’ın coğrafi konjenktöründen dolayı acaba bir bomba mı patladı diye düşündük. Ocak patladı. Akabinde servisi çağırdık” dedi.
“Servis yetkilileri lakayt bir tavırla ürünün sorunlu olduğunu söyledi”
Gelen servis yetkililerinin lakayt bir tavırla bu durumla hep karşılaştıklarını ve ürünün zaten sorunlu bir ürün olduğunu anlattıklarını ifade eden Akyıldız, “Ürünün değişimini de 30 iş günü içerisinde yapacaklarını ve yalnızca camını değiştireceklerini söylediler. Ürünün tamamen değiştirilmesi için İstanbul’daki yetkililerle görüşmemiz gerektiğini söylediler. İlgili firmanın satış sorumlusu C. Bey'le görüştüm. O da ilk etapta cam değişimini önerdi. Biz kabul etmeyince de çok uzun telefon görüşmelerinden sonra üründe birebir değişimin sağlanacağını söyledi. Ben kendilerine bu ürünün sorunlu olduğunu ve bu ürünü bir set olarak aldığımı ve bu sete uygun olan ocak bu olduğu için bunu aldığımı söyledim. Bu ürünün sorunlu olduğu hem kendi servisleri hem de kendi yetkilileri tarafından da teyit edildi. Aynı zamanda bizim ailemizden de üç kişi aynı ocakta sıkıntı yaşamıştı daha öncesinden. Onlar da başka bir ürün için fark ödememiz gerektiğini söylediler. Açıkça bu farkı ödemek istemedik. Yapabileceğimiz bir şey yok dediler. Buradaki durum sadece hukuki boyutuyla bir Borçlar Kanunu durumu değildir. Bir ayıplı mal, aynı malın iadesi veya bedelinin ödenmesi durumu değildir. Aynı zamanda bizim canımız ve malımız tehlikeye girdi. Sonuç itibariyle ben veya annem ocağın başında olabilirdik. Cam parçaları gözümüze ya da başka bir organımıza temas edebilirdi. Acaba o noktada bu kadar tanınmış bir firmayı karşımıza muhatap alabilecek miydik? Bunun soru işaretini yaşıyoruz” diye konuştu.
“Ev hanımları bu konuda duyarlı olsunlar”
Tüketicileri bu konuda bilinçli olmaları ve haklarını aramaları gerektiği konusunda uyaran Akyıldız, firmaya tazminat davası açacağını dile getirerek, “Serviste karşılaşmış olduğumuz durum gerçek anlamda lakaytça bir durumdu. Ben aynı zamanda bir avukatım. Hukukun içinde yaşayan bir insanım. Aynı zamanda tüketici haklarıyla da birebir ilintili olan biriyim. Bu sadece benim başıma değil, bütün ev hanımlarının başına gelebilecek bir durumdur. Öncelikle ev hanımlarının bu konuda duyarlı olmalarını istiyorum. Haklarını aramalarını istiyorum. Çünkü ortamı onlara bırakmamız halinde haksız satışlar yapan, ürününe sahip çıkmayan firmalara bırakmamız halinde gerçekten güdümleneceğiz kanaatindeyim” diye konuştu.
Servis öyle bir müşterilerinin olmadığını ileri sürdü
Firmanın İstanbul'da bulunan yetkilileri konu ile ilgili açıklama yapmak istemezken, Diyarbakır'daki yetkili servis ise bahsedilen isimle bir müşterilerinin olmadığını ileri sürdü. Mağdur olan avukat Akyıldız ise, patlayan ocağından sonra piknik tüpüyle yemeklerini yapmaya başladı.
İHA