Erdoğan, Borsa İstanbul'un Türkiye'deki sermaye piyasalarının çatı kuruluşu olduğunu ifade ederek, Borsa'nın 30 yılı aşkın tecrübesiyle bu alanda uluslararası düzeyde söz sahibi bir kurum haline geldiğini belirtti.
Borsa İstanbul'un son dönemde attığı kritik ve başarılı adımlarla bu konumunu daha da perçinlediğini vurgulayan Erdoğan, İKB'nin de 40 yılı aşkın süredir, İslam ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesi ve finansmanın kolaylaştırılması için çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Erdoğan, bu iki önemli kurumun iş birliği yapmasının, hayırlı ve verimli neticeler doğuracağına inandığını belirtti.
İmzalanacak mutabakat zaptına yönelik sürecin bugüne gelmesinde emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Emeğin ve sermayenin küresel düzeyde serbestçe dolaşımı, günümüz ticaret sisteminin, buna bağlı olarak da uluslararası ilişkilerin temelini oluşturuyor. Bu çerçevede ihtiyaçların çok fazla, kaynakların ise sınırlı olduğu dünyamızda, alternatif finans ihtiyacı her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Faize dayalı bankacılık sistemi ciddi bir çıkmazın içindedir. 2008 küresel finans krizinde bozulan dengeler, hala yerine oturmuş değildir. Yakın zamanda da böyle bir ihtimal gözükmemektedir. Şahsen faize daima olumsuz yaklaşmış bir kişi olarak, bu kriz karşısında çok da şaşırmadığımı özellikle ifade etmek isterim. Paradan para kazanmayı değil, emekle, alın teriyle, bilgiyle, ticaretle para kazanmayı esas alan bir finans sistemine yönelmek mecburiyetindeyiz".
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Merkez Bankasının özerkliğine, bağımsızlığına sözüm yok ama milletimin hakkının, hukukunun, kaynaklarının yüksek reel faiz yoluyla heba edilmesine de rıza gösteremem. Merkez Bankası bağımsızdır. Tamam, o yine bağımsızlığını oynasın ama ben siyasetçiyim. Benim ona resmen müdahale etme yetkim var mı? Yok. Ama böyle bir şey yapılıyorsa, ben de kalkacağım, eleştirimi yapacağım. Çünkü halkımın karşısında tokadı yiyen benim. Başındaki bürokrat değil. Öyleyse uyarımı yapacağım, o da çözüm yollarını bulsun, çareyi üretsin. Tokadı ben yiyeyim, sefayı o sürsün. Yok böyle bir şey" ifadelerini kullandı.
Bankacılık sektörüne de uyarı ve hatırlatmalarda bulunan Erdoğan, "Faizleri lütfen makul seviyelere çekin. Bakın şu anda istihdam dedik. Eğer büyüme istiyorsak istihdam. Ama şu anda bakın işsizlik yüzde 11'in üzerinde. Bu ülke bu hale düşmeli mi? Eğer bu hale düşmemesini istiyorsak, öyleyse bize lazım olan nedir? Yatırımdır, üretimdir, istihdamdır, ondan sonra rekabettir" diye konuştu.
Bir ülkeye yatırım yapılabilmesi için girişimcilerin imkanlara kolay ulaşmasının önemine değinen Erdoğan, "Ama paradan para kazanmaya alışmış olan bu bankacılık sistemi ne yapıyor? Kredi noktasında gerekli desteği vermiyor. Veriyorsa, çok yüksek faizle veriyor. Çok yüksek faizle verdiği gibi de girişimci adımı atamıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli de törende yaptığı konuşmada, söz konusu iş birliğinin hayırlara vesile olmasını diledi. Başbakan Yardımcısı Canikli, Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybının, sadece Türkiye'deki dinamiklerden kaynaklanmadığını, bunun küresel faktörlerin ortaya çıkardığı ve bütün piyasalarda yaşanan bir gelişme olduğunu belirterek, "Bu gerçeklere rağmen son günlerde birileri tarafından Türkiye'de adeta kriz tellallığı yapılıyor. 10 yıldan beri bekledikleri, çağırdıkları kriz gelmediği gibi, bu dalgalanma için de onların arzuladığı kriz gelmeyecektir" dedi.
Canikli, faizsiz finans araçlarının geliştirilmesi ve işlem hacminin, hem Türkiye ve diğer İslam ülkelerinde, hem de tüm dünyada artırılmasının son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, özellikle bugünlerde bütün küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların altında, faizin bir değişken olarak modele dahil edilmesinin yattığını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Canikli, özellikle son haftalarda ABD'den gelen büyüme rakamlarının olumlu seyretmesinin, faiz artış beklentisinin güçlenmesine neden olduğunu belirtti. Doların bütün para birimleri karşısında değer kazandığına işaret eden Canikli, "ABD başkanlık seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı durum, doların diğer bütün para birimleri karşısında değer kazanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle seçilmiş başkanın dün yaptığı Avrupa ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerinin askıya alınacağı şeklindeki açıklama, bugünkü bütün piyasalarda özellikle de Avrupa piyasalarındaki dalgalanmanın temel faktörü konumundadır" ifadelerini kullandı.
Borsa İstanbul Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Himmet Karadağ ise, İslam Kalkınma Bankası ve Borsa İstanbul arasında stratejik iş birliği anlaşmasına imza atmak üzere düzenlenen törenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde geliştirildiğini ve Borsa İstanbul'un hızına ivme katacağını belirtti. 2023 ve İstanbul Finans Merkezi vizyonu için de var güçleriyle çalıştıklarını kaydeden Karadağ, "Bu kapsamda, dünya finans sektörünün en önde gelen kurumlarıyla stratejik iş birliklerinin çok önem arz ettiğini düşünüyor ve bu meyanda adımlar atıyoruz, Uluslararası ticaretin kadim merkezi, kıbleteyn, methedilen, sahabeler şehri İstanbul'umuzun, doğu ve batı arasında bir köprü olduğuna inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Karadağ, Nasdaq ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile devam eden stratejik ortaklıklarını, İslam Kalkınma Bankası ile yapılan tarihi iş birliği ile taçlandırdıklarının altını çizerek. "Bu iş birliğimiz, İslami finans açısından İstanbul'a yakışır çeşitlilikte finansal ürün yelpazesini de ülkemize ve uluslararası sermaye piyasalarına kazandıracaktır" dedi.
Karadağ, yakın gelecekte Türkiye sermaye piyasaları birliği altında Borsa İstanbul'un yakın iş birliği ile kurulması planlanan Uluslararası Faizsiz Finans Danışma Kurulu, İslami finansal ürünlerinin standardizasyonuna büyük katkı yapacağını vurguladı.
Program, imzalanan mutabakat zaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Canikli ve Karadağ'ın birlikte çaldığı gongla devam etti. Programın sonunda Canikli ve Karadağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hat tablosu hediye etti.
İHA