Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, bakanlık görevine gelmesiyle üzerinde titizlikle duracaklarını ifade ettiği hususun tarımın ve ormanın stratejikliği noktasından hareketle bunların geliştirilmesi, genişletilmesi ve bu alandaki üretimin artırılması olduğunu belirterek, “Bizim bir numaralı meselemiz ve sorumluluğumuz, bulunurluğu sağlamak. Biz bunu üreterek gerçekleştireceğiz” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Orman Genel Müdürlüğü’nün 38 bin çalışanı arasından seçilen kurum personeline ve Türkiye’nin ormancılığına üstün hizmet gösteren kişi ve kuruluşlara başarılarından ve ormancılığa katkılarından dolayı ödül verilecek 2021 Yılı Yeşilin EN’leri Ödül Töreni’ne katıldı. Orman Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda dördüncüsü düzenlenen ödül törenine Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yunus Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikalar Kurulu Başkanı Şükrü Karatepe ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu’nun yanı sıra çok sayıda kurum yetkilisi katıldı. Ödül töreni kapsamında En Çalışkan, En Fazla Endüstriyel Ağaçlandırma, En Kahraman, En Fazla Orman Gençleştiren, En Adanmış, En İyi Maden Sahası Rehabilitasyonu gibi farklı kategorilerde 33 kişiye ödül verildi.
Ödül töreninin önemine dikkati çekmek adına “Marifet iltifata tabidir” ifadesiyle sözlerine başlayan Bakan Kirişci, “Hakikaten zor şartlarda büyük bir marifet ortaya koyan değerli kardeşlerimize biz de bu vesileyle bunu sunmuş olacağız. Farklı yollarla da bu enler arasında bulunanlara da aynı şekilde şükranlarımızı, millet olarak müteşekkir olduğumuzu ifade etmiş olacağız. Şimdiden bu en olmayı, enler arasında yer alabilmeyi gerçekten göstermiş, bütün katkılarını ortaya koymuş değerli dostlarıma da şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Tarımın temel girdileri noktasında birtakım sorunları yaşamaya başladık”
Son dönemde öne çıkan gıda güvenliğine değinen Bakan Kirişci, “Ormanlarımızın içerisinde yer aldığı bir iklimsel değişim hadisesi. Çok iyi hatırlıyorum. 2002’de milletvekili olduğumda o zaman Mecliste başkanım görevini ifa ederken bir hayli zorlanıyorduk. Zorlandığımız şey şuydu; bu tarım, gıda dediğiniz şey ve devamında bizim ormanda görev alanımızda olduğu için bunlara farklı bir bakış vardı. Öyle bir noktaya geldik ki gerçekten stratejik olması ve bundan dolayı da vazgeçilmezliği çok daha öne çıktı. Pandemi bize bunu bir kez daha gösterdi. Özellikle somut delillerle bunu ortaya koydu. Pandemi sonrası sanki bu pandemiden kurtulduk, kurtuluyoruz, maskelerimizi çıkarıyoruz derken bir de Karadeniz Bölgesi’nde iki komşu ülkenin sanki savaşıymış gibi anlaşılan, aslında tüm dünyayı etkileyen ve dolayısıyla her alanda, ama bizi şimdilik gıda konusu ilgilendirdiği için ve bunu gerçekleştirebilmek için tarımın temel girdileri noktasında birtakım sorunları yaşamaya başladık” diye konuştu.
“Mevzuat sürecini Tarım ve Orman Bakanlığımız bugün itibarıyla geride bırakmıştır”
Emtia fiyatlarındaki artışı “Paranız olsa da bulamayacağınız” ifadesiyle tanımlayan Bakan Kirişci, “Hani denilir ya, ‘Keşke bunları yaşamasaydık.’ Keşke. Gerek tarım gerekse de bakanlığımızın isminde birlikte olan ve gerçekten çok kıymetli olan ormanı daha fazla dünya olarak destekleyebilmiş olsaydık. Hükümetimiz, özellikle tarımla ve orman ile ilgili bu geride kalan 20 yıllık sürede Meclis kısmında yasama faaliyetleri çerçevesinde çok güzel mevzuatlar kazandırdı. Tabii ki hukuk devletinde asıl olan mevzuattır. Mevzuat olmadan sizin ilerlemeniz, önünüze hedefler koymanız pek mümkün olmaz. O nedenle artık mevzuat noktasında yeterliliği olan, bir iki ufak eksikliği ile tamamlanabilecek bir mevzuat sürecini Tarım ve Orman Bakanlığımız bugün itibarıyla geride bırakmıştır” dedi.
“Gıda konusunda bulunurluğu üreterek gerçekleştireceğiz”
Bakanlık görevine gelmesiyle üzerinde titizlikle duracaklarını ifade ettiği hususun tarımın ve ormanın stratejikliği noktasından hareketle bunların geliştirilmesi, genişletilmesi ve bu alandaki üretimin her bakımdan artırılması olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Bizim bir numaralı meselemiz ve sorumluluğumuz, bulunurluğu sağlamak. Biz bunu üreterek gerçekleştireceğiz. Bazen Türkiye’nin her şeyi üretmesi arzusu içerisinde olabiliriz, ama neticede tarım toprakları sınırlı ve bundan dolayı da istediğimiz her ürünü ihtiyacımızın tamamını karşılayacak şekilde bugünkü imkânlarla üretme konusunda eksiklerimiz olabilir. Ama bizim Ar-Ge çalışmalarımızla verimi, paritesi, nitelikleri yüksek yeni çeşitler, yeni büyükbaş-küçükbaşta yeni birtakım ırklar, bunlarla biz gıdamızın esasını oluşturan tarımsal üretimimizi mutlak suretle artırma gayreti içerisinde olacağız” dedi.
“Tarım ile sanayi birbirinin rakibi değil, birbirlerinin tamamlayıcısıdır”
‘Tarım ile sanayi arasında bir tercihte bulunmaya zorlanma’ düşüncesinin meydana geldiğini belirten Kirişci, “Bunlar birbirlerinin rakibi değil, birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Yani un sanayi olmadan, şeker fabrikaları olmadan, bizim bunları kullanabileceğimiz formata dönüştürme şansımız yoktur. Bundan hareketle de bir taraftan topraklarımızı koruyacağız, bir taraftan da birim alandan elde ettiğimiz hem verimi hem üretimi hem de kaliteyi de artırmaya devam edeceğiz” dedi.
“Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin bu refah seviyesindeki yükselişle birlikte geldiğimiz coğrafyalara yeniden bir dönüş olacağını düşünüyorum”
Bakan Kirişci, gıda güvenliğinin ardından orman konusunu ele alarak şunları söyledi:
“Orman da gerçekten 2002’den beri bir milletvekili olarak Mecliste yasama faaliyetlerinde bulunmaya başladığımdan beri çok takdir ettiğim, çok iftihar ettiğim, çok organize bulduğum bir alan. Ormancılar, bundan dolayı eli öpülesi bir kesim. Tabii ki bakanlık olarak bu zamana kadar yapılanlara ilave, bundan sonra bizim toplum içerisindeki sosyal sınıflandırmamızda neredeyse en aşağıda yer alıyor, daha yukarılara taşıyacağız. Onların daha mutlu, daha refah seviyesi yüksek bir ortamda yaşamalarını sağlayacağız. Bazen kendi kendime düşünürüm, ’Bu ülkenin sorunlarının merkezinde en büyük meselesi nedir?’ diye. Maalesef kırsaldan kente göçtür. Hepimiz biliriz, yurt dışına gidenler bilirler. Refah seviyesi yüksek olanlar kırsalda yaşar, ama refah seviyesi orta ve biraz altında olanlar da kent merkezinde yaşar. Halbuki bizim kırsaldan kent merkezlerine göçümüzün esas nedeni daha iyi bir yaşam, daha yüksek bir refah vardır gerekçesiyle gelmiştik. Ama ben önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin bu refah seviyesindeki yükselişle birlikte geldiğimiz coğrafyalara yeniden bir dönüş, asgariden akşamlarını oralarda geçiren bir kitle olacağını düşünüyorum. Ormancılar eli öpülesidir dedim, cefakardır dedim."
Yangın riskini azaltıcı tedbirlere değinen Bakan Kirişci, "Hava sıcaklığı konusu, birtakım yöntemlerle ormancılıkta çok yaygın olmasa da gündeme getirilebilecek. Örneğin gökyüzünün bulutlandırılması. Böylelikle sıcaklığın bir miktar aşağılara çekilmesi mümkün olabilir. Diğer taraftan rutubet. Bu teknolojinin de sağlamış olduğu imkanlarla bizim bu rutubet konusunu bir miktar da olsa artırıp yangın riskini azaltıcı birtakım uygulamalarımız olabilir. Yangın çıktığında orman teşkilatımız bu konuda oldukça marifetli. Şu anda da çok özel ve güzel bir teknolojiye sahipler. Ama bunu yeni teknolojilerle donatacağız. Kaldı ki İHA’ları dünyada ilk kullanan bizim orman teşkilatımız olmuştur. Millet olarak bununla iftihar etmemiz gerekir. Ama bu yetmez daha fazlasını yapacağız” dedi.
“Ormanlarımızın yanmasına mani olacak birtakım iş ve işlemleri hayata geçirmemiz lazım”
Tıpta hasta olduktan sonra hastayı tedavi etmenin bir prosedür, insanın hasta olmamasını sağlamanın ise ayrı bir prosedür olduğunu ifade eden Bakan Kirişci, “Buna biz koruyucu hekimlik diyoruz. Koruyucu hekimlik, koruyucu sağlık hizmetleri gibi buna benzer bir şekilde ormanlarımızın da yanmasına mani olacak birtakım iş ve işlemleri hayata geçirmemiz lazım” diye konuştu.
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ise ormanların önemine değinerek, "Ormanlarda sadece ağaçlar yok, sayısız bitkiler ve diğer canlılar da bulunuyor. Buralardan, ormanlardan üretilen ürünler bir taraftan insana sağlığına olumlu etkiler yaparken, bir taraftan da ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Cumhurbaşkanımızı 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında talimatları oldu. 81 ilde 81 millet ormanı tesis ederek vatandaşımızın hizmetine sunacağız. Orman köylümüzün refahının artması yönünde de çok büyük çalışmalar yürütüyoruz. Hava araçları gücümüzü attırarak, teknolojinin tüm imkânlarını seferber ederek 2022 yılında yangın sezonuna hazır şekilde gireceğiz" diye konuştu.
“Orman varlıklarının korunmasına çok önem veriyoruz”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu, "İklim değişikliği dahil orman varlıklarını korumak kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda bu hayati öneme sahip varlıkları koruyan kişilere takdirlerimizi sunmak son derece mühim olacaktır. Bu tür etkinlikler karşısında geleceğe yönelik umutla bakabiliyorum. Ormanlarımızı korumak için ortaya koyduğumuz çözümlerin başarıya varacağı yönünde umutlarım artıyor. Bizler orman varlıklarının korunmasına, geliştirilmesine çok önem veriyoruz. Bir kez daha yangınları mücadelesinde Türkiye hükümetine, bakanlığa, sahada ön cephede çalışan insanlara teşekkürlerimi sunmak isterim" ifadelerini kullandı.
Ödül töreninde dikkat çeken isimler
Ödül töreninde, kurum çalışanlarının yanı sıra bazı sanatçılar ve fenomenler de yer aldı. Sanatçı Metin Şentürk’e En Çevreci Sanatçı, sanatçı Murat Kekilli’ye En Gönüllü Sanatçı, medya fenomeni Cihan Kosif’e En Sorumlu Fenomen, Twitter fenomeni Abdi Baktur’a ise En Dikkat Çekici ödülü takdim edildi.
Ödül töreninde basın mensuplarına orman yangınlarında yaptığı haberler ve yayınlar, foto muhabirlerine ise çektikleri fotoğraflar için ödül takdim edildi. Sabah Gazetesi’nden foto muhabiri Murat Şengül’e En Yeşil Objektif, Anadolu Ajansı Muhabiri Bekir Bektaş’a En Çarpıcı Haber, Milliyet Gazetesi muhabiri Gökhan Karakaş’a En Çevreci Gazeteci, Habertürk köşe yazarı Kemal Öztürk’e ise En Özel Haber ödülü verildi.