Düzce Valiliği ve Düzce Üniversitesi Bağımlılıkla Mücadele Merkezi’nin iş birliğinde düzenlenen “Bağımlılıkla Mücadelede Muhtarlarla Toplantı” programında, muhtarlara bağımlılıkla mücadelede dikkat edilmesi gerekenler anlattı.
Bağımlılığın bir hastalık olduğunun bilinmesi gerektiğini bildiren Düzce Üniversitesi Bağımlılıkla Mücadele Merkezi (DÜBAM) Müdürü ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Dilek Demirezen, bağımlılıkla mücadelede yapılan yanlışlara değindi. Bağımlılığı iradesizlik olarak nitelemenin oldukça yanlış bir yaklaşım olduğunun altını çizen Dilek Demirezen; gençlerin, özellikle bazı sorunlara maruz kalmış gençlerin kendilerini kontrol etmelerinin çok zor olacağını vurguladı.
“Boncuk çocuklar da bağımlı oluyor”
“Bana bir şey olmaz, bir kereden bir şey olmaz, bağımlı iyileşmez, tedavi oluyor yine kullanıyor” gibi söylemlerin bağımlılıkla mücadelede yapılan yanlışlardan bazıları olduğunu açıklayan Demirezen, “Bağımlılar kötü ailelerden gelirler, bağımlılar toplumdan uzaklaştırılmalı, bağımlılara güven olmaz, bir kişi ya bağımlıdır ya değildir” şeklindeki söylemlerin de son derece yanlış ve bağımlılıkla mücadeleyi olumsuz yönde etkilediğinin altını çizdi. Gelir seviyesi yüksek ailelerin çocuklarının da bağımlı olabileceğini vurgulayan Demirezen, “Boncuk Çocuklar” olarak nitelendirilen bu çocukların da çevre ve arkadaş nedenlerinden dolayı bağımlı olduğuna tanıklık ettiğini ifade etti.
Bağımlılıkta gen etkisi
Madde kullanan her kişinin bağımlı olmayacağını vurgulayan Dilek Demirezen, bağımlılığı; “Durmak istendiğinde kendini durduramamaktır” şeklinde tanımladı. Bağımlılığın nedenlerine de değinen Öğretim Görevlimiz, çevresel sorunlar, arkadaş etkisi gibi nedenlerin yanında genetik etkenlerin de etkili olduğunu, eğer çocuğun ailesinde her hangi bir madde kullanıcısı varsa, yani bağımlılık hastalığına yakalanmışsa, doğal olarak çocuğun hücrelerinin de o maddeyi tanıdığını ve o maddeyi kullanma eğiliminde olduğunu ifade etti.
“Bağımlı kişiler toplumdan dışlanmamalı”
Bağımlılığın sadece madde bağımlısı olarak algılanmamasını isteyen Demirezen, “Teknoloji Bağımlılığı”, “İnsan Bağımlılığı”, “Yemek Bağımlılığı” gibi bağımlılık türleri olduğunu vurgulayarak dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bağımlılıkla mücadelede hastaların toplumdan dışlanmadan tedavi edilmesi gerektiği bilgisini paylaşan Demirezen, bağımlı kişilerin toplumdan dışlanmasının onları daha da uçuruma iteceğini söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
“Bağımlılık mücadelesinde herkes sorumludur”
Yaptığı başarılı çalışmalar ve sunumu için Dilek Demirezen’e teşekkür eden Vali Cevdet Atay, “Bağımlılıkla mücadele hepimizi ilgilendiriyor. Bu ne sadece jandarmanın, ne polisin ne de sadece bağımlı kişilerin ve ailelerinin üstesinden gelebilecekleri bir sorun değildir. Dolayısıyla toplum olarak birlikte mücadele etmeliyiz. Çocuğu bağımlı olan bazı aileler, bir takım kaygılardan dolayı olayı gizliyorlar. Ama bu bağımlılıkla mücadelede çok yanlış bir tutumdur. Hem çocuğa yardım etmede geç kalınmış oluyoruz, hem de geçen süre içerisinde diğer çocuklarında bağımlı olma riski var. Valiliğimiz ve Yeşilay iş birliğinde hayata geçirdiğimiz, Düzce’de uyuşturucu ve alkol bağımlılarına ücretsiz rehabilitasyon hizmeti veren YEDAM merkezi var. Buradaki profesyonellerden yardım almamız lazım. Kendi başımıza bu işin altından kalkmamız çok zor” diyerek, herkesi bağımlılıkla mücadelede iş birliğine davet etti.