"Bursa olarak elimizi taşın altına koymak istiyoruz" diyen Başkan Recep Altepe, çevre konusunda bakanlıktan bir kez daha yetki istedi. Fabrikaların, evlerin şehri kirlettiğini ancak iyi bir kontrol mekanizması olmadığını belirten Başkan Altepe, "Devamlı yetki istiyoruz. 4 defa başvurduk, reddedildi. Şimdi 5.kez isteyeceğiz. Bazı yaptırımların uygulanması gerekiyor, tedbirlerini almayanların tespit ve cezalandırılması gerekiyor. Burada elimizi taşın altına koymak istiyoruz. "Vaziyeti idare edelim, kimseyle kötü olmayalım, sanayici ve yatırımcılarla ters düşelim" demiyoruz. İnsanlar zehirlenip, kanser olduktan sonra yapılan işin ne kıymeti var. Sorumluluktan kaçsak bu işlere bulaşmayız, "bakanlığın görevi" deriz Diğer konularda olduğu gibi herkese yetki vermezsen bize ver, Bursa pilot olsun. Ancak bakanlık bu sefer yetkiyi vereceğini söylüyor. Geçen yılki başvurumuz reddedildi. Yeniden başvuruyoruz" ifadelerini kullandı.
"Sanayici filtreyi mecburen takacak"
Bir fabrika yada bir evin bütün mahalleyi kirlettiğini, Bursa'da bu şekilde yüzlerce fabrika olduğunu hatırlatan Başkan Altepe, şunları söyledi: "Fabrikalar isterse filtreyi takıyorlar, takip edilir ve yaptırım uygulanırsa bunu yapıyorlar. Karşıdan bakıp bacaları görüyoruz, kirlilik konusunda birkaç ay takiple filtre taktırdık. Takip edince taktırdılar, ancak daha önce de takabilirlerdi. Herkesin kurallara uyması ve hassas davranması gerekiyor. Kurallara uymayan, çevreyi kirletenlerin de tepesinde durulması, gece gündüz takip edilmesi gerekiyor. Vatandaş hastalanıp kanser olduktan sonra tedbir almanın da kıymeti yok. Vatandaş çevreyi kirletiyor. Bir semtte bir ev, bir bölgede bir fabrika yetiyor. Bize imkan verilirse, tüm fabrikaları tüm evleri denetleriz. Yetki alırsak bunda sonuca da ulaşmış olacağız. Herkes temiz nefes alsın. Sanayici de mecbur kontrolü görünce kurallara uyacak. 30 bin dolarlık filtreyi takmak için kurumlar peşinden koşmayacak. Çünkü o fabrika çalışamayacak. Günde kazandığı parayı oraya harcamayan 30-40 bin dolarlık yatırım yapmayan fabrikalar, denetim ve yaptırımlarla bunu yapar. Her konuda her türlü imkan var. Tespit zor değil. Yerelde bu işin yapılması ve yetki önemli. Yerel yönetimde yetki olunca torpil yok"
"Halk bana hesap soruyor, Çevre Müdürünü tanımıyor"
Yerel yöneticilerin her zaman halkın karşısında hesap verdiğini anlatan Başkan Altepe, "Ben Heykel'de, Altıparmak, Beyazıt Caddesi'nde yürüyeceğim. Diğer kurumların yöneticilerini kim tanıyor. Halk bana soracak. Vatandaş kime hesap soracak. Halkın karşısına çıkmıyor ki bürokrat. Halk yanına da gidemiyor. Yetkili onlar ama halka sorumlu değiller. Onun için "bir yeri kontrol et" dendiğinde "kimseyle bozuşmayayım" mantığı hakim oluyor. Burada halka karşı biz sorumluyuz. Bir ucundan diğerine yanlışlık bize geliyor. Yatırımı da biz yapıyoruz. Yol. kavşak. metro. tramvayı biz yapıyoruz. Düdüğü başkası çalıyor. Gelirini başkası alıyor. Aynı zamanda biz yönetelim, yerelde de hesabı biz verelim istiyoruz. Böyle olursa kısa zamanda kalite artacak" şeklinde konuştu.
"Kurum müdürleri kimseyle kötü olmak istemiyor"
Çevre konusunda Büyükşehir olarak 1 milyar lirayı aşkın yatırım yaptıklarını kaydeden Başkan Altepe, "Biz çevre ile ilgili örnek yatırımlar yaptık. Her fabrikanın arıtma tesisi yapmasını beklemedik. Kolektörleri çektik, kendi arıtmamıza bağlıyoruz. Kendimiz arıtıyor bedelini alıyoruz. Öbür türlü "yüzlerce fabrika arıtmasını bitirsin" diye beklerdik. Birine kaç birine kovala demekle seneler geçen. Bir an önce somut iyileşme sağlanmalı, hava suyun temizlendiğini görelim. Sonuç aldığımızı görelim. Onun için herkesi zorlamak için kararlar alınıyor. Bunlar olması gereken şeyler. Bursa medeniyet şehri, herşeyin öncülüğünü yapıyoruz. Ayrıca çevre konusunda vatandaşların da harekete geçmesi, kurumları harekete geçirmesi lazım. Alo 153 zabıtayı arayarak çarşıyı düzeltemezsin. 200 tane zabıta var. 200'den fazla çarşı var. Herkes kendi mahallesi, çarşısı ve etrafına sahip çıkacak. Halk örgütlenecek, hesap sorulacak. Senelerce niye şikayet ediliyor. Demirtaş'ta bir fabrika. Biz gittik, takip ettik filtreyi taktı. Kimse kimseyle kötü olmak istemiyor ama insanlar zehirleniyor. üretimin ne anlamı var o zaman. Kim olursa olsun, herkes kendi şehrine sahip çıkacak. Kurumların başındaki kişiler de, "Benim tayinim çıkar, zarara uğrarım" diyerek vaziyeti idare etmemeli. Uzaktan idare edince malesef sistem böyle" diye konuştu.
"İnegöl'de kontrollü yakılan atıklarda yüzde 50 artış oldu"
Başkan Altepe, İnegöl'deki hava kirliliği ve mobilya atıklarının yakılması konusunda açıklamalarda bulundu. Mobilya atıklarının yakılmasının yasak olduğunu hatırlatan Altepe, "unlar tehlikeli atık sınıfına giriyorlar. Bertaraftan sanayiciler sorumlu. Belediyelerin evsel atık gibi sanayi atıklarını toplamaması gerekiyor. Böyle bir alışkanlık vardı. Bunlar tehlikeli atık olduğundan dolayı atık bertaraf tesisimize gelmesini kabul etmedik. Yakılması gerekiyor. Starwood ahşap ürünleri sanayi şirketinin lisanslı yakma tesisi var. Çevre İl Müdürlüğü, İnegöl Belediyesi, İTSO, Mobilyacılar, Büyükşehir Belediyesi 7 kurum protokol imzaladık. Starwood hiç ücret almadan atıkları topluyor ve yakıyor. Yüzde 100 başarı sağlanmadı belki ama toplanan tonajlarda yüzde 50 artış oldu. İnsanlar disipline olmaya başladı. Yine yakanlar var. Sabah 7'de denetim başlatıyoruz. Sabah sobaları yakıyorlar. Bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu alışkanlığın önüne geçmek çok zor. Bizim ısınma amaçlı olanlarda yaptırımız var, sanayicileri ise Çevre Şehircilik Bakanlığı'na bildiriyoruz. Zabıt tutup ilgili kuruma gönderiyoruz. Artık bizde olsun istiyoruz. Bizim atama, tayin derdimiz yok, halka hesap verme vicdanen rahat olma derdimiz var. Bir fabrika çalışıyor. eğer oradaki halk kanserden ölüyorsa, fabrikanın üretimi olmasa da olur. Bizim buna ihtiyacımız yok. O işçilere iş de var. Yeter ki zehirleme kardeşim. Sadece burada sorumluluk var, elini kendini taşın altına koymak var. Yetki sorumluluk sahibi olan kişilerde olmalı. Yetki ile sorumluluk aynı kişide olmalı. Hesap sorulacak kişiler belli olmalı, halkın karşısında olmalı" şeklinde konuştu.
Başkan Altepe, Uludağ'daki yetki konusundaki bir soruya ise, "Uludağ'a artık ben bakmıyorum artık" şeklinde imalı bir cevap verdi.
İHA