Mısır piramitlerindeki hiyerogliflerde de gözlenen maniplasyon (elle tedavi) ya da genel adıyla manuel terapinin Hipokrat, Galen ve İbn-i Sina dönemlerinde de uygulandı. Maniplasyon tedavisinde kaslar, kemikler, eklemler ve bağ dokular hedef alınırken, özellikle omurganın mekanik rahatsızlıklarında oldukça başarılı bir tedavi yöntemi olduğu belirtiliyor. Dayanılmaz ağrılarla yaşam kalitesini düşürüp hayatı çekilmez kılan bel ve boyun fıtığının tedavisinde maniplasyonu 27 yıldır başarı ile uygulayan Fizik Tedavi ve Maniplasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, hareketsizlik, fazla kilo, ağır yük kaldırmak, itmek, çekmek, uzun süre sabit ayakta durmak, yanlış yatış ya da oturuş pozisyonları, sigara içmek ve stresin bel ve boyun fıtıklarının oluşmasına sebep olduğunu söyledi. Dr. Şahabettinoğlu, ”Maniplasyon tedavisinde rahatsız bölgeye germe, döndürme, bastırma manevraları uygulanmaktadır. Maniplasyon tedavisinin başarısında uygulayan doktorun teşhis, tedavi, beceri ve deneyimleri çok önemlidir. Genel olarak bel ve boyun fıtıklarının yüzde 98’inin ameliyatsız olarak tedavisi mümkündür. Sadece yüzde 1-2 hastada ameliyat gerekebilir” dedi.

Ameliyatın bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar ve büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedavilere cevap vermeyen hastalarda uygulandığını ifade eden Şahabettinoğlu, “Boyun fıtığında ise ellerde ve kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlar ya da ameliyatsız tedavilere cevap vermeyen çok az sayıda hastada gerekebilir. Manuel tedavi haftada 1-2 kez seanslar halinde yapılır. Hafif vakaların 2-3, orta vakaların 4-5, ileri vakaların tedavisi 8-9 seans sürebilir. Şeker, yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar ise bu tedaviyi olmaya engel teşkil etmemektedir” diye konuştu.