Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Rusya ve Ukrayna’nın ihracat ve turizm pazarı için vazgeçilmez iki ülke olduğunu belirterek, Türkiye’nin tarafsızlık politikasının doğru olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledi.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Mart ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında çevrimiçi yapıldı. Meclis üyelerinin, yönetimin çalışmaları hakkında bilgilendirildiği toplantıda konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım ve ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. Şubat ayı sonundan itibaren bütün dünya gibi Türkiye için de birinci gündem maddesinin Rusya-Ukrayna savaşı olduğunu belirten Çandır, savaşın ve oluşturduğu etkilerinin uzun yıllar gündemde olacağını kaydetti. Çandır, “Bir taraftan hiçbir ölçü ile açıklanamayacak insani ve çevresel kayıplar hepimizi derinden üzerken, diğer taraftan bütün dünya ile birlikte bizleri de zorlayan ekonomik kayıplar endişeye sevk etmektedir” dedi.
“Tahıl ve yağlı tohumlarda ülkemiz ithalatının yüzde 80’nini bu iki ülkeden yapmaktayız”
Rusya ve Ukrayna’nın yaptığı ihracatın, dünyada ticareti yapılan toplam kalorinin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturduğunu kaydeden Çandır, “Bu iki ülke, tahıl ve yağlı tohum alanında ilk beş küresel ihracatçı arasında bulunmaktadır. Diğer taraftan dünya azotlu ve potasyumlu gübre ihtiyacının yüzde 17’sini de Rusya karşılamaktadır. Dolayısıyla başta gıda ve gübre olmak üzere enerji konusunu da dikkate alarak Rusya yaptırımları değerlendirilmelidir. Unutmayalım ki tahıl ve yağlı tohumlarda ülkemiz ithalatının yüzde 80’nini bu iki ülkeden yapmaktayız” diye konuştu.
“Tarafsızlık politikamız devam etmeli”
Rusya ve Ukrayna’nın Antalya tarımsal ihracatının ve turizm pazarının vazgeçilmez iki ülkesi olduğunu vurgulayan Çandır, her iki ülke halkıyla olan ekonomik ve dostane ilişkilere dikkat çekti. “Zaten bu ilişkilerimiz ve doğru tarafsızlık politikalarımız sonucunda her iki ülkenin de güvendiği nadir ülke konumundayız” diyen Çandır, tarafsızlık politikasının sonucu olarak barış görüşmelerinin İstanbul’da yapıldığını söyledi. Çandır, “Bu özelliğimizi hem kısa vadede savaşın bitirilmesi hem de uzun vadede ilişkilerimizi daha derinlikli hale getirmemiz için korumalıyız. Hatırlayacağınız gibi kentimiz ev sahipliğinde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nda her iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşmesi de özlenen barışa olumlu katkı yapmıştı. Barış sürecine verdiği objektif katkıları nedeniyle başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Kentimize kazandırdığı Antalya Diplomasi Forumu için Dışişleri Bakanımıza ayrıca teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
“Hayati gelir kaynağı”
Rusya-Ukrayna savaşının savaşında zarar gören üretici ve ihracatçılarla toplantılar yaptıklarını, yaşadıkları olumsuzlukları ve potansiyel kayıpları değerlendirerek çözüm önerileri ve talepleri rapor haline getirdiklerini anımsatan Başkan Çandır, raporu milletvekilleri ve karar vericilerle paylaştıklarını söyledi. Savaşın, başta Antalya olmak üzere Türkiye’de yaş meyve, sebze ve süs bitkileri ihracatını tam bir darboğaza ve belirsizliğe soktuğunu ifade eden Ali Çandır, “Yaşananlar değerlendirildiğinde Ukrayna ve Rusya pazarlarının kentimiz ana sektörlerini yıllarca derinden olumsuz etkileme riskine sahip olduğu görülmelidir. Bu riskleri, gerçekleşen ve gerçekleşme yolunda ilerleyen olarak ikiye ayırırsak öncelikle son üç aydaki sevkiyatların ödemelerinin alınamaması gerçekleşmiş risk olarak karşımızda durmaktadır. Bu pazarlara yönelik planlanmış üretimler, halen hasadı devam eden ürünlerdir. Bu ürünler planlanan ölçüde ihraç edilemezse üreticiler hayati bir gelir kaynağından mahrum kalacaklardır. Gerçekleşme yolunda ilerleyen bir risk olarak karşımızda bulunmaktadır” dedi.
“Kurbağanın gözü patlamadan dereye su gelsin”
Çandır, raporun içeriğiyle ilgili meclis üyelerini bilgilendirirken, “Yaş meyve, sebze ihracatında toplam 80 milyon dolar, süs bitkilerinde ise 1 milyon dolar tahsil edilemeyen alacağımız bulunuyor. Önümüzdeki dönem için ise yaş meyve ve sebze ihracatında 150 milyon dolar, süs bitkileri ihracatında ise 2 milyon dolarlık risk bulunuyor. Para transfer kanalı SWIFT’in kapalı olması ve Rusya’da yaşanan olağanüstü devalüasyon gibi nedenler ise alacaklarımızı riske atmaya devam ediyor. Hükümetimizden temel talebimiz, mevcut sorunların çözümü ve ihracatçının varlığını sürdürmesi bakımından ilk ve acil olarak birikmiş alacak tutarı karşılığında, teminat mektupsuz ve faizsiz en az 2 yıl ödemesiz 2 yıl vadeli kredi verilmesidir. Vadesi gelen kredilerin ötelenmesi, hızlı, sade ve etkili bir prosedürle alternatif yeni pazarlar araştırma desteği sunulması, Ruble ve Türk lirası ile ticarette alternatif ödeme yöntemlerinin geliştirilmesi ile lojistikte karşılaşılan sorunlara ilişkin çözüm önerilerimiz ise diğer acil taleplerimizdir. Ancak raporda da belirttiğimiz alacakların, üreticisinden tüccarına, ihracatçısından tedarikçisine kadar hiç kimseyi daha fazla olumsuz etkilememesi için ivedilikle ödenmesi şarttır. Bu konuda güzel haberler duymaya acilen ihtiyacımız vardır. Temennimiz kurbağanın gözü patlamadan dereye su gelmesidir” şeklinde konuştu.
2021 yılı milli gelir büyüme rakamlarına göre ekonominin reel olarak yüzde 11 büyüdüğünü belirten Çandır, enflasyon da dikkate alındığında ekonominin cari olarak yüzde 50’ye yakın büyüdüğünü söyledi. Ekonominin rekor büyümesine karşılık tarımın reel olarak yüzde 2.2 küçüldüğüne dikkat çeken Çandır, “Tarım, 2016 yılından bu yana en kötü küçülmesini yaşamıştır. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşmaktayız. Yani rekor büyüyen bir ekonomide tarımın rekor civarında küçülmesi, mutlaka gündem olması gereken bir konudur” diye konuştu.
“Antalya tarımı farklı”
Antalya tarım sektörünün durumunun ülke tarımından daha kötü olduğunu, bunun en önemli nedeninin, yapısal özelliklerinin ülke ortalamasından farklı olması olduğunu kaydeden Çandır, “Ülkemiz bitkisel üretim değerinin yüzde 6.6’sını üreterek birinci sırasında yer almamıza rağmen, destekleme ödemelerinde yüzde yarımdan daha az pay alabilmektedir. Çünkü ortalamaya uygun destekler, bizim gibi özellikli tarım yapan kesimlere uygun değildir ve üreticimiz bunlara erişememektedir. 2021 yılında 25 milyon TL gibi düşük bir destekleme ödemesi yapılmıştır” dedi.
“Tarımda kayıtlı istihdamda birinciyiz”
Çandır, Antalya tarımının ayırıcı özelliklerini anlatırken, “Kentimiz tarım sektörü, kayıtlı istihdamda Türkiye birincisidir. Bu da kayıtlı istihdam maliyetlerini ortalamanın üzerinde artırmaktadır. Kırdan kente göç ise istihdam eksikliği oluşturmaktadır. Ayrıca teknisyen ve operatör gibi ara eleman eksikliği de söz konusudur. Kentimiz tarım sektörü, girdi maliyetleri artışında ülkemiz ortalamasının çok üzerinde bir baskıyla karşı karşıyadır. Çünkü girdilerde dışa bağımlılığımız ortalamanın üzerindedir. Kentimiz tarım sektörü, kredi yükünde de Türkiye birincisidir. Çünkü bir taraftan üretim değeriyle tamamen uyumsuz ve düşük bir destekleme almakta diğer taraftan da öz sermaye yoksunu bir durumdadır. Kentimiz tarım sektörü, ülkemiz ortalamasının çok altında ölçeklerle üretim yapmaktadır. Çünkü tarım topraklarımız nispi olarak azdır ve değerlidir. Tarımsal faaliyet yapmak ciddi maliyet getirmekte, reel kazançlar çok düşük seyretmekte ve alternatif değerlendirmeler daha cazip durmaktadır” diye konuştu.
“Üyeleri bilgilendirdi”
Borsanın çalışmaları hakkında meclis üyelerini bilgilendiren Çandır; Antalya Tarımında İklim Değişikliği, Kuraklık ve Su Sorunu Paneli, Tarım Topraklarının Sürdürülebilir Kullanımı E-Çalıştayı ve İnteraktif Avokado E-Çalıştayı düzenlediklerini belirtti. Antalya Tarımında İklim Değişikliği, Kuraklık ve Su Sorunu Panelinde, ülkenin ve Antalya’nın su yönetiminin planlanması, iklim değişikliğine uygun olarak organize edilmesi ve değişen koşullara uyumlu bir biçimde uygulanmasının konuşulduğunu anlatan Çandır, Tarım Topraklarının Sürdürülebilir Kullanımı E-Çalıştayında sürdürülebilir toprak ve arazi yönetimi için var olan mevzuatların günümüz koşullarına uyumlu hale getirilmesi, ekosistem tabanlı, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı çerçevesinde, ’Ulusal Toprak Programı’nın ortaya konulması ve uygulanmasının gündeme geldiğini söyledi. İnteraktif Avokado E-Çalıştayında, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Doğu pazarına yakın olması nedeniyle arzımızı artırmamıza bağlı olarak ihracat şansının artacağının söyleyen Çandır, Avrupa Birliği’nin ithal ettiği ürünlerde karbon ayak izinin düşürülmesi politikasına göre ihracatta daha avantajlı konuma geleceğimiz ile yeni bahçe tesislerinde ekolojiye ve yurtdışı pazar tercihlerine uygun çeşit seçimi, sertifikalı fidan kullanımı ve klonal anaç üretimine hızlı geçişin öneminin öne çıktığını kaydetti. Çandır, çalıştayların kitap, e-kitap ya da bildirge halinde ilgilileri paylaşıp kamuoyunun dikkatine sunduklarını da kaydetti.