15 Temmuz darbe kalkışmasına ilişkin Malatya’da görülen davada tutuklu sanıklar savunmalarını yapıyor. Bugün görülen 9’uncu duruşmada o dönem 2. Ordu İstihkam Alayı'nda Tabur Komutanı olarak görev yapan Yarbay Ahmet Üçbudak, tutuklu bulunduğu Rize Cezaevinden SEGBİS üzerinden savunma yaptı. Savunmasında sağlık sorunlarını anlatırken bir ara ağladığı duyulan Üçbudak, olay günü Malatya’da Orduevinde olduğu sırada Bahadır Erdemli'nin kendisini arayarak terör eylemi olduğunu ve birliklerine gitmelerini söylediğini iddia etti.
Aldığı talimatı İstihkam Alay Komutanı vekili Yarbay İsmail Akın'a ilettiğini ve sonrasında alaya gidip hazırlık yaptıklarını öne süren Üçbudak, 6 saat boyunca oturup televizyondan gelişmeleri takip ettiklerini söyledi. O gün izinli olan alay komutanı 'Tuncay Pekşen’in Tuğgeneral Zeki Karataş’a ulaşmaya çalıştığını ancak saatlerce ulaşmadığını ileri siren Üçbudak, “Emir komutayı devraldığına dair bize bir şey demedi. Olağanüstü bir durumdu. Olağanüstü kararlar alması gerekirdi. 6 saat odasında oturduk. Emir komutayı alma gibi bir şey olmadı. Alay komutanı Tuncay Pekşen 16 Temmuz itibariyle izinlidir. Hiçbir yetkisi yoktur. Odasına bulunduğu sürede görevi aldığına dair tutanak tutmamıştır. Yetkiliyse sorumlulukları üzerine alıp, alay komutanı gibi davranması gerekiyordu” ifadelerine yer verdi.
Sabah Albay Bahadır Erdemli'nin kendisini 5-6 defa aradığını, bunun üzerine geri dönüş yaptığında Erdemli’nin kendisine "Karargahta çatışma var, ölü yaralılar var, Fatih (Kılıç) öldü, Kemal (Keskin) vuruldu" dediğini ileri süren Üçbudak, darbe girişiminin ülke genelinde bastırıldığını ancak haber bültenlerinden Malatya'daki kalkışmaya dair hiç bir gelişmenin geçmediğini iddia etti.
2. Ordu Karargahında çatışma olduğunu ve keşif maksatlı ZPT’ler ile buraya gitmeye karar verdiklerini savunan Üçbudak, “Ordu komutanının güvenliği de söz konusuydu. 2 Zırhlı Personel Taşıyıcısı (ZPT) ile Altay Kışlasının kuzeyinden yola çıktık ve çevre yolunda ilerledik. Zaman zaman akan trafiğe girdik. Tali bir yoldan ordu kışlasına girme yolu aradık bu sırada ikaz ve polis görmedim. Karargaha yaklaşınca da arkamdan ateş edildiğini gördüm. Bir mermi geldi ve sağ koluma değdi. Üzerimize ateş açılmaması için uyarı maksatlı piyade tüfeğiyle gökyüzüne hedef gözetmeksizin ateş ettim. Hiçbir canlı, araca, nesneye ateş etmedim” iddiasında bulundu.
Bulunduğu ZPT aracının istek dışı karargah duvarına çarptığını öne süren Üçbudak, “Araç istek dışı kışla duvarına çarptı. Telsiz irtibatında problem vardı. Araç orada durdu. Bu sırada üzerimize dışarıdan ateş açıldı. Tahrike kapılmayarak, aracı onların üzerine sürmedim. Yıkılan duvardan kışlaya girdim. Dışarıdan üzerime yoğun bir ateş ediliyordu. Eğilerek hafif şekilde koştum, kendimi emniyetli bir yere atmaya çalıştım. Önce sol sonra sağ ayağımdan vuruldum ve yere düştüm. Vuruldum yerden kimseyi göremiyordum. Herkes mevzilenmişti. Yerde kendimi tanıttım, aşırı derecede kan kaybediyordum. Kışla dışından bir asker sopaya bez takmış vaziyette beni alıp polislerin bulunduğu duvara yakın bir yere götürdü. Tankçı bir albay cüzdanımı alarak yüzüme eğildi 'Oğlum niye geldin şerefsiz' diyerek kırık olan ayaklarıma tekme attı" ifadelerini kullandı.
Darbe girişimine destek olduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyen Üçbudak, “Darbeye teşebbüs için gitmiş olsaydım birçok araçla giderdim. Darbenin gece başarısız olduğunu gördük. O saatte darbeyi desteklemeye gitmek aptallık olur. Darbeyle alakası yok, keşif amaçlı gittik” iddiasında bulundu.