Halk Eğitim Merkezi'nde oluşturulan salonda 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, aralarında örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullandığı iddia edilenlerin de bulunduğu adliye ve ceza infaz kurumu personeli 20 sanık katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katılan Çörekçi, örgüte ilişkin önemli bilgiler verdi.
Çörekçi, örgütle yaklaşık 5 yıl önce memur olabilmek için bağ kurduğunu, ailesinin maddi durumunun çok kötü olduğunu ve bu nedenle bakımlarını sağlamak amacıyla memur olmayı çok istediğini kaydetti.
Örgütle bağının olmasından çok pişman olduğunu, savunmasını kendi iradesi ve hiçbir baskı altında olmadan verdiğini aktaran Çörekçi, şöyle devam etti:
''Zabit katipliği sınavına girmeden önce Gaziantep'te özel bir firmada asgari ücretle çalışıyordum. 2010 yılında babamın alzaymır hastası olduğunu öğrendim. Ailemin ve babamın hasta olması nedeniyle tüm giderlerini karşılamak zorundaydım. Bu nedenle memur olmayı çok istiyordum. Bu nedenle örgütle bağ kurarak, zabit katipliği sınavına katıldım. Kırklareli'ne geldiğimde de örgüte ait Hüseyin Top Öğrenci Yurduna geldim. Burada klavye sınavından bir gün önce Onur Eci, yurda gelerek sınavda çıkabilecek metinleri getirdi. Gece geç saatti ve biz sabaha kadar sorulara çalıştık. Sınavda da başarılı olduk. Klavye sınavından 6 gün sonrada mülakat oldu. Mülakat sınavına girdikten sonrada Hakan Altun, yurda gelerek bizimle görüştü. Sonuçlar açıklanmadan memurluğa hak kazandığımızı söyledi ve maaşımızdan her ay 125 lira verilmesini istedi. Bu paranın fakir ailelere verileceğini söyleyerek ben de kabul ettim.''
Bu cemaatin dini görüşlerinin olduğunu ve işe gireceklere yardım ettiğini bildiğini anlatan Çörekçi, örgütün terör bağının olduğunu öğrenince çok yanlış yaptığının farkına vardığını ve bu nedenle örgüte ait bilgileri deşifre ettiğini dile getirdi.
Kırklareli'nde üç arkadaşı ile kiraladıkları evde FETÖ üyelerince toplantılar düzenlendiğini bildiren Çörekçi, ''Ben bir süre sonra toplantılara katılmamak için farklı bahaneler üretmeye başladım. Rahatsızlık duymaya başlamıştım. Ben örgüte ailemin maddi durumunun kötü olması nedeniyle katıldım, ancak bu örgütün terör örgütü olduğunu bilmiyordum. Sınavı başarıyla tamamladıktan sonra maaşımızdan 125 lira istendi. Bu ücreti bir süre sonra vermek istemediğimi bildirdim ancak, ailem ile tehdit edildim. Para vermeyeceğim deyince "Allah tokadını vurur, ya senden ya ailenden çıkar'' şeklinde tehditlere maruz kaldım.'' diye konuştu.
"İktidar dışında, HDP bile olmak üzere kendimize yakın olan partilere oy vermemiz istendi"
Çörekçi, 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütün sohbet toplantılarını azalttığını ve düzenlenen toplantılarda, siyasi konuşmalara ağırlık verildiğinden bahsetti.
FETÖ'nün deşifre olmaya başlamasıyla toplantıların tedbir amaçlı ayda bir kez yapılmaya başlandığını anlatan Çörekçi, ''Örgüte ait okulların kapatılmasından sonra toplantılar azaltılarak tedbirli olunmaya başlandı. Bu toplantılarda seçimde iktidar dışında, HDP bile olmak üzere kendimize yakın olan partilere oy vermemiz istendi. Bizden sorumlu Hakan Altun, bir gün sohbette deşifre olduğunu ve bu nedenle toplantıları Tarık isminde birinin yapacağını söyledi.'' ifadelerini kullandı.
Sinan Çörekçi, telefonunda bulunan örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'un ise FETÖ üyelerince zorla yüklendiğini ileri sürerek, bu programı defalarca sildiğini ancak sürekli yüklendiğini dile getirdi.
Telefonundan ByLock'u silmesi üzerine bu defa da "Cover Me" ve "Tango" programlarının yüklendiği bilgisini paylaşan Çörekçi, FETÖ üyelerinin bazılarının kod adı kullandığını ifade etti.
Çörekçi, ''Vicdanen 'iyi mi yaptım kötü mü yaptım?' diye düşünerek itirafçı olduğunu" sözlerine ekledi.