Yarım asırdır Saros Körfezi'nde ahtapot avcılığı yapan Ekmekçi, durumunu "kendim fakir, gönlüm zengin" şeklinde tanımlıyor.
Deniz kıyısında yaptığı kulübede tek başına yaşayıp avladığı ahtapotları satarak geçinen Ekmekçi, eskisi kadar ahtapot avlayamadığı için fırıncılıktan keçi çobanlığına, arıcılıktan tamirciliğe kadar çeşitli mesleklerde çalışarak, maddi imkansızlıklara rağmen hayatından memnun bir şekilde yaşamaya devam ediyor.
Balık adam kıyafetiyle serbest dalış yaparak çıkardığı ahtapotları satan Ekmekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizin eskisi gibi bereketli olmadığını söyledi.
Mesleğini soranlara, "meslek çok, icraat yok" diye cevap verdiğini belirten Ekmekçi, baba mesleğinin ekmek ustalığı olduğunu ancak sigortasız ve az ücretle çalıştırıldığı için bu mesleği ramazan aylarında yaptığını kaydetti.
Ekmekçi, fırıncılık mesleğine çok adam yetiştirdiğini ifade ederek, "Çalıştık, adam yetiştirdik, ekmek verdik birilerine ama bize kimse ekmek vermedi adam gibi. Aç kalmadık ama ucu ucuna geçindik işte." dedi.
Bir dönem sahibi olduğu 20 civarındaki keçiye çobanlık da yaptığını dile getiren Nezarettin Ekmekçi, 7 yıl önce böbrek yetmezliğinden kaybettiği eşinin hastane masrafları için keçileri satmak zorunda kaldığını anlattı.
"Hanım gidince ben de keçileri kaçırdım" diyen Ekmekçi, zamanının çoğunu deniz kıyısındaki kulübesinde geçirdiğini aktardı.
"Avcı çoğaldı, av azaldı"
Bu koydaki balıkçılığı kendisinin başlattığını, bu nedenle çevresindekilerin kedisine "Reis" diye seslendiğini söyleyen Ekmekçi, eskisi gibi balığa çıkmadığını anlattı. Ekmekçi, sahildeki taşları gösterip gülerek, "Şimdilerde çakıl reisliği yapıyorum" dedi.
Ekmekçi, kıyı kıyı dolaşıp dalarak günde 1-2 ahtapot çıkardığını belirterek, "Günde 1-2 ahtapot çıkardım mı 'tamam çorba kaynadı işte, bugün de aç kalmadık' diyorum. Ahtapotlar küçülüp azaldı. Eskisi kadar avlayamıyorum. Avcı çoğaldı, av azaldı ama yaşıyoruz. Buna şükürler olsun. Azıcık aşım dertsiz başım." şeklinde konuştu.
Eskiden balığın çok olduğunu ancak son dönemlerde gırgır ve trollerin balığı bitirdiğini dile getiren Ekmekçi, "Denizi sürdüler, deniz bitti. Ekmek yok yani denizde. Balık artık yetiştiremiyor kendini. Eskiden bulunduğumuz bölgede 19 kayık varken şimdi birkaç tane kaldı. Kayıklarını satanlar ormanda ve köy işlerinde çalışmaya başladı." dedi.
Ekmekçi, geçimini sağlayacak kadar ahtapot yakalayamadığı için farklı işler denediğini kaydederek, bulunduğu bölgenin uygun olması nedeniyle arıcılık da yapmaya karar verdiğini dile getirdi.
Organik bal üretmek için sepet ördürdüğünü ve bu sepetlerin dışını çamurla sıvayarak kurumasını beklediğini anlatan Ekmekçi, "Ucundan ekmek yemeye çalışacağız. Tam bana göre bir meslek." dedi.
"İnsan sevildiği yere gelir"
Türkiye'de Gelibolu Yarımadası'ndan başka bir yeri görmediğini ancak dostları sayesinde bunun eksikliğini hissetmediğini ifade eden Ekmekçi, görmediği yerleri, kendisini ziyaret eden dostlarından dinlediğini anlattı.
Ekmekçi, "Dostlarım beni alıp hayal alemine götürüyor. Geliyorlar, 'şurası böyle' diye tanıtıyorlar. Bu sayede gitmeden görmüş oluyorum ama hepsi buraya gelmeyi çok istiyor. Çünkü insan sevildiği yere gelir. Kapımız herkese açık, herkese ekmek veririz. Aç olsak bile insan doyurmayı biliriz." diye konuştu.
Saz çalmayı kendi kendine öğrenen Nezarettin Ekmekçi, en sevdiği şeylerden birinin çayını demlemek ve saz çalmak olduğunu söyledi.
Ekmekçi, iki kızını ve torunlarını çok sevdiğini vurgulayarak, 7 yıl önce kaybettiği eşine yazdığı "Yare doğru" türküsüyle hem kendisini anlatıyor hem de eşine duyduğu özlemi dile getiriyor.