Wadi'ye ayağının dizden aşağısının kesilmesi gerektiği söylendi. Bunun üzerine ayağının kesilmesi amacıyla hastane arayışları içine giren Wadi bir yakınının yine diyabetik ayak tedavisi için Türkiye'ye geldiğini ve bacağı kesilmeden sağlığına kavuştuğunu öğrendi.
"TEKERLEKLİ SANDALYEDEYDİM ŞİMDİ BASTON YETİYOR"
Okan Üniversitesi Hastanesi'ne getirilen Wadi'nin Bilgisayarlı Tomografi Anjio tekniği ile damar haritalandırılması yapıldıktan sonra tıkalı damarları tespit edilerek açıldı. Bacağa kan gitmesi sağlanınca da ayağı kesilmekten kurtuldu.
Daha önceleri tekerlekli sandalye ile yürümek zorunda kaldığını belirten Hussein Waheed Wadi, "Ayaklarımda damar tıkanıklığı vardı. Irak'taki doktorlar bana diz ampütasyonu yapılması gerektiğini söylemişti. Bir yakınım daha önce burada tedavi olmuştu. Ben de raporlarımı gönderdim bu hastaneye. Buradaki doktorlarımız beni muayene edeceklerini ve ardından yapacakları işleme karar vereceklerini söylediler. Tekerlekli sandalye ile buraya gelmiştim. Şimdi ise sadece bu baston yeterli oluyor" dedi.
"HASTALARIN YÜZDE 49’UNA TETKİK YAPILMADAN AYAKLARI KESİLİYOR"
Hastanın tedavisini gerçekleştiren Okan Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Burçak Gümüş ise diyabetik ayak tedavisinde damar taraması yapmanın tedavi için en önemli tetkik olduğunu söyledi. Doç. Dr. Gümüş, ABD'de dahi ayağı kesilen hastanın %49’unda tanısal hiçbir tarama testi yapılmadığını belirtti ve şunları söyledi: "Diyabet vücudun tüm organlarında hasar yaptığı gibi ayakta da yapıyor. Bu hastamızın da kasıktan itibaren tüm damarlarında tıkanıklıklar vardı. Hastamız aslında Türkiye'ye ayak kesimi için gelmişti ancak biz o tıkalı damarları tespit ettik. Damar haritasını ortaya çıkardık. Kasıktan dize kadar hastada geniş tıkanıklık olduğunu tespit ettik. Üzerine diyabette çok sık rastlanan, diz altı damarlarında da tıkanıklıklar vardı. Biz bunların hepsini açınca hastanın ciddi bir şansı oldu. Şimdi ayağı kesilmekten kurtuldu."
"UZUVLARDA KANLANMAYI SAĞLAMAK ÇOK ÖNEMLİ"
Günümüzde kazalar dışında uzuv kaybının en önemli nedeninin diyabet olduğunu belirten Doç. Dr. Gümüş hastaların bu konuda çok duyarlı ve bilinçli olmaları gerektiğinin de altını çizerek şunları söyledi: "Hastaların bu konuda çok uyanık olmaları gerekiyor. Diyabetlerini kontrol ettirdikleri gibi mutlaka
damarlarını da kontrol ettirmeleri gerekiyor. Yol yürümekte sıkıntı çeken, istirahat ağrıları olan hastaların damarsal tarama programlarından geçmeleri gerekiyor. Diyabetik ayak tedavisinde en önemli şey damarların açılıp yara olan bölgenin kanlanmasının sağlanması gerekiyor. Kan akışı sağlandığında uzvun sağkalımı çok daha kolay oluyor. Hastamızın da en büyük şansı anjio yoluyla oraya kan getirilmesi oldu."
DİYABET NEDENİYLE ÖLÜM KANSERDEN DAHA FAZLA
Diyabetin en büyük uluslararası salgın olduğunu belirten Doç. Dr. Gümüş, Diyabet ve diyabete bağlı kardiyovasküler hastalıkların hastalar açısından en az kanser kadar ürkütücü sonuçları olduğunu açıkladı. Doç. Dr. Burçak, "Kanser hastaları ile diyabetik ayak yarası ve kritik ayak beslenmesi olan hastaların 5 yıllık sağkalım süreleri karşılaştırıldığında, diyabetin neden olduğu ölüm oranını geçen sadece 2 kanser olduğu ortaya çıktı. Pankreas ve akciğer kanseri dışında tüm kanserler diyabetik ayak sorunundan daha az ölüme neden oluyor." dedi.